25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı kazanan CHP, ana muhalefet partisi olarak anıldığı dönemi kapatmak istiyor. İyi Parti ve Babacan’ın kuracağı parti, CHP’nin uzun süredir uyguladığı seküler merkez sağın oylarını alma stratejisini boşa düşürebilir. Dolayısıyla CHP, İyi Parti ile yaptığı ittifakı dağıtmak yerine ittifakı genişletmenin yollarını arayacaktır. Üçüncü bir ittifakın kurulması, muhalefetin tek bir adayda birleşmesinin önüne geçeceği için iktidarın işine gelebilir.

Sağda yeni blok CHP'yi yalnızlaştırır mı?

Tunca Özlen

CHP ile İyi Parti arasındaki seçim ittifakının, 2023’te gerçekleşmesi öngörülen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrar kurulup kurulmayacağı, seçime henüz dört yıl varken gündemin temel başlıklarından birini oluşturmayı sürdürüyor.

İktidar cephesinin yerel seçimlerin intikamını almak için ittifakı dağıtmaya yönelik son derece etkili adımlar attığını görüyoruz. Lafı hiç dolandırmadan “Adı Millet İttifakı olan bu ittifakın zayıflaması, parçalanması çok çok önemli” diyen Erdoğan normalleşme bekleyen liberalleri yine sükûtu hayale uğrattı.

Kulağa tuhaf gelebilir ancak CHP-İyi Parti ittifakının dağılması, iktidarın güçlenmesinin değil dağılmasının ürünü olabilir. AKP’de yaşanan çözülme sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yeni partilerin siyasi dengelerde yaratacağı değişim, CHP-İyi Parti birlikteliğinin sonunu getirebilir.

Yeni partiler ittifak yapmaya mecbur

AKP’de kaynayan kazan fokurdadıkça kurulma süreçleri uzayan iki yeni partinin eski parlamenter sistemde fazla şansı olamazdı. MHP, İyi Parti ve HDP’nin %10 barajının sınırında gezindikleri göz önüne alınırsa, baraj sorunu olmayan yegâne iki partinin iktidar ve ana muhalefet partileri olduğu açık.
Erdoğan’ın kendi eliyle ülkeye dayattığı ittifaklı seçim sistemi, tek başına barajı aşamayacak partilerin parlamentoya girme şansını arttırmakla kalmadı, bu partiler üzerindeki “barajı geçemezsiniz bari oyları bölmeyin” baskısının da azalmasına yol açtı.

İki yeni sağ parti henüz kurulmamış olsalar da, kamuoyu yoklamalarının konusu olmayı sürdürüyorlar. Yapılan son araştırmalara göre Babacan’ın kuracağı partinin toplumsal desteği %7’nin, Davutoğlu’nunki ise %3’ün üzerinde görünüyor. İki yeni sağ partinin olası bir ittifakı barajı rahatlıkla geçebilir.
Babacan-Davutoğlu ittifakını çantada keklik görmemek gerek diyenler olabilir. Bu senaryoya en gerçekçi alternatif, CHP-İyi Parti ittifakının sürmesi durumunda buna Babacan çevresinin katılması olasılığı. Siyasal İslam’dan uzak söylemiyle dikkat çeken Babacan’ın ittifakın genişletilmesinde katalizör işlevi görmesi pek ala mümkün.

Davutoğlu’nun bu denklemin dışında yer alması, kurulacak partinin önce baraja takılması, ardından da sönümlenmesi anlamı taşıyacaktır. “Ümmeti bölen kişi” olarak Davutoğlu’nun AKP ile işbirliği yapması ise şimdilik olası görünmüyor. Dolayısıyla bir ittifaka dâhil olmaya mahkûm.

Merkez sağda yeni arayışlar

İyi Parti sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun, “Millet İttifakı’na Katolik nikahı ile bağlı değiliz” açıklamasını, dümeni Cumhur İttifakı’na kırmak olarak yorumlamak için acele etmemek gerek. Yan yana gelmek, MHP ile arasındaki farklılıkların silikleşmesine ve İyi Parti’nin taban kaybetmesine yol açabilir.

İyi Parti’de gözlemlenen yalpalamalar as olarak partinin kurumsallaşamamış, hangi dünya görüşünü savunacağına, hangi toplumsal kesimlere ve sınıflara sesleneceğine karar verememiş olmasına bağlanabilir.

Kurulacak yeni sağ partilerle yapılacak olası bir ittifak, hem İyi Parti’nin milliyetçi karakterini tahkim etmesine, hem de CHP ile yan yana durmanın gerilimlerinden kurtulmasına olanak tanıyabilir. Odağında yer alması durumunda, sağda kurulacak yeni blok İyi Parti’nin dertlerine derman olabilir.
Seküler merkez sağa seslenmeye çalışan İyi Parti, yüzünü aynı toplumsal kesime dönen Babacan çevresiyle ittifak kurmazsa, ilk seçimde oy kaybetmesi kuvvetle muhtemel. Kurulacak yeni blok, seküler merkez sağ oyların burada yoğunlaşmasının yolunu açabilir. Sağda kurulacak yeni bloka Davutoğlu ekibinin ve Saadet Partisi’nin katılması ise, muhafazakâr tabanın AKP’den uzaklaşmasını hızlandırabilir. Buradan yeni bir iktidar alternatifinin çıkması hiç de olasılık dışı değil.

Sağ hegemonya ve CHP’nin kırılgan pozisyonu

25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı kazanan CHP, ana muhalefet partisi olarak anıldığı dönemi kapatmak istiyor. İyi Parti ve Babacan’ın kuracağı parti, CHP’nin uzun süredir uyguladığı seküler merkez sağın oylarını alma stratejisini boşa düşürebilir. Dolayısıyla CHP, İyi Parti ile yaptığı ittifakı dağıtmak yerine ittifakı genişletmenin yollarını arayacaktır. Üçüncü bir ittifakın kurulması, muhalefetin tek bir adayda birleşmesinin önüne geçeceği için iktidarın işine gelebilir.

Millet İttifakı’nın fiilen son bulması durumunda, yerel seçim rüzgarını arkasına alan CHP’nin kayda değer ölçüde bir oy kaybı yaşaması pek olası görünmüyor. CHP’nin yalnız kalması ise, baraja takılma ihtimalini bertaraf etmek üzere HDP’ye verilen emanet oyların asıl adresine dönmesine yol açabilir.

Söz edilen bu farklı senaryoların HDP cephesinde fazla bir karşılığı bulunmuyor. Hali hazırda herhangi bir ittifakın içerisinde kendisine yer bulamayan HDP, ittifak kurduğu sol güçlerle yola devam etmeyi tercih edecektir. Suriye’ye harekat gündemiyle birlikte ortaya çıkan tablo, HDP’nin sistem içindeki yalnızlığını teyit etmiş oldu.

Yerel seçimlerde “Cumhur İttifakı’nı geriletme” stratejisine göre hareket eden sosyalistlerin ise AKP’deki çözülmeyi, sermaye çevrelerindeki yeni arayışları ve emperyalist merkezlerden gelen mesajları iyi okumaları gerekiyor. Zira AKP zayıfladıkça, daha saldırgan ve kullanışlı hale geliyor.

Bu tablo karşısında sosyalist / devrimci güçlerin nasıl bir strateji izlemesi gerektiği ise başka bir yazının konusu.

Toparlamak gerekirse, tüm aktörlerin planlarını 2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ziyade olası bir erken seçime göre yaptığını hatırlatmakta fayda var.

Elimizde öne çıkan iki senaryo mevcut. İlki CHP-İyi Parti-Babacan ittifakı, ikincisi ise İyi Parti-Babacan-Davutoğlu-Saadet ittifakı. Her halükarda sağın ittifaklardaki ağırlığı artacak gibi görünüyor.