Yeni yılla birlikte prim borçlarını ödeyemeyen Bağ-Kur ve GSS yükümlüsü yurttaşlar, sağlık hizmetlerine ulaşamamaya başladı. BirGün yazarı Hüseyin İrfan Fırat’a göre GSS yeni yılda halkın kâbusu olmayı sürdürecek. orçlu yurttaşlardan Çağrı Öner, “Borçlandırıldığım için ilaç alamıyorum. Çözüm olarak ‘Borcunu öde’ diyorlar, ‘Ödeyebilecek misin?’ diye soran yok” dedi. Mustafa Güneş ise “Erteleme değil kalıcı çözüm istiyorum” diye konuştu

Sağlığa borç engeli

UĞUR ŞAHİN

2012 yılında yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası (GSS) nedeniyle yaşanan mağduriyetler katlanarak artıyor. Sosyal güvencesi olmayan ve primlerini zamanında ödeyemeyip, borçlu duruma düşen yurttaşlar, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Prim borçlarını ödeyemeyen Bağ-Kur ve GSS yükümlüsü yurttaşların sağlık hizmetlerinden faydalanması için verilen süre 31 Aralık itibariyle doldu. Bu, 5 milyon yurttaşın sağlık hizmeti alamaması anlamına geliyor.

‘İLAÇ ALAMIYORUM’

Çağrı Öner, genel sağlık sigortası kapsamında borçlandırıldığı için eczaneden ilaç alamayan yurttaşlardan sadece bir tanesi. Öner’in bin 574 TL’si faizden olmak üzere toplam 4 bin 607 TL borcu bulunuyor. Öner, “4B prim borcumu zamanında ödüyorum. Fakat zamanında işsizken zorla genel sağlık sigortası adı altında borçlandırıldığım için ilaç alamıyorum” dedi ve ekledi: “CİMER’i aradım, ‘Öleyim mi?’ dedim, ‘Borcunuzu ödemek zorundasınız’ şeklinde cevap aldım.

Bakanlığı aradım, ‘Biz bir şey yapamayız, ödeyin borcunuzu’ dediler. Sonra SGK’yi aradım, yine ‘Öleyim mi?’ dedim, yine ‘Borcunuzu ödemeden ilaç alamazsınız’ dediler. Prim borcum yok, aile hekimliğine gittim ve ilaç yazıldı ama ilaçlarımı alamıyorum. Benim gibi eminim birçok kişi var.”

‘GÜNLÜK FAİZ VAR’

Çağrı Öner, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Günlük borcuma baktım, dünden bugüne 2 TL artmış. Yani bir de üstüne günlük faiz veriyorlar. Çözüm olarak ‘Borcunu öde’ diyorlar, ‘Ödeyebilecek misin?’ diye soran ise yok.”

Mustafa Güneş isimli yurttaş da GSS borçlularından. Güneş, 2012 yılında üniversite öğrencisiyken 25 yaşını geçtiğini için borçlanmaya başladı. Faiziyle birlikte bugün 2 bin 498 TL borçlu durumda. Güneş, şöyle konuştu: “2014 yılında üniversiteden mezun oldum, ardından da ücretli öğretmenliğe başladım.

Bu esnada çalıştığım gün üzerinden sigortam yattığı için borçlanmaya devam ettim. İki sene ücretli öğretmenlik yaptım, 2017’de de sigortalı bir işe başladım. Bu 5 yıl içerisinde tek bir defa bu haktan faydalanmadım. Hiçbir zaman hastaneye gitmedim. Faizi dahil mevcut borcum 2 bin 498 TL. Bunun 933 TL’si faizden kaynaklı. Açıkçası erteleme değil, kalıcı bir çözüm bekliyorum.”

GSS TOPLUMUN KABUSU OLMAYA DEVAM EDİYOR

BirGün yazarı Hüseyin İrfan Fırat’a göre GSS, alelacele uygulamaya sokuldu. Fırat, şu değerlendirmede bulundu: “Yanlış politikalar sonucunda çıkmaza giren, sosyal güvenlik sistemine finansal çözüm arayışının bir ürünü olan bu uygulama ‘toplumda herkesin sağlık sisteminin şemsiyesi altında olacağı’ vadiyle getirildi.

GSS’ye toplum ve hatta ilgili kurum olan SGK o kadar hazır değildi ki uygulamanın ilk yılı karmaşa içinde geçti ve ortaya 4 milyon civarında prim borçlusu çıktı. Üstelik bunların önemli bir bölümü de aslında GSS ödememesi gereken kişilerdi. Ben yaptım oldu mantığı ile getirilen uygulamadan hükümet zaman içerisinde geri adım atmak zorunda kaldı. Bunun sonucunda defalarca prim afları, borç ertelemeleri ile aceleyle getirdikleri bu hatalı uygulamayı telafi etmeye çalıştılar.”

Fırat’a göre, prim borcunu ödeyemeyen sayısı 5 milyondan fazla: “GSS prim borçlularının 1 Ocak’tan itibaren sağlık hizmetinden yararlanamamaları söz konusu. Düşünsenize işsizliğin 7 milyona dayandığı ülkemizde evine asgari ücretin 1/3’ünden yani 2020 yılı asgari ücreti brüt 2 bin 943 TL olduğuna göre bu tutarın 1/3’ü olan 981 TL’den fazla gelir giren her kişinin prim ödeme zorunluluğu söz konusu.

Bu durumda GSS prim borçlusu sayısının çok daha fazla olduğunu düşünmek güç olmasa gerek. Dolayısı ile içinde bulunduğumuz ekonomik kriz döneminde dahi kent hastanelerinde ‘müşteri’ peşinde olan hükümet anlayışının bir tezahürü olan GSS yeni yılla birlikte halkımızın kâbusu olmayı sürdürecek gibi görünüyor.”