Sağlık Bakanı F. Koca başta olmak üzere iktidar, ilk günden bu yana salgınla mücadelede çok başarılı olduklarını söylüyor. Bakan, Dünya Sağlık Örgütü’nce örnek ülke olarak gösterildiğimizi söyleyerek övünüyor. Yoğun Bakım yatak sayısının nüfusa oranında dünya 1. olduğumuzu; Covid 19 hastalarının sosyal güvencelerine bakılmaksızın ücretsiz tedavi alabilmesinin Avrupa’da bile örneğinin olmadığını; Filyasyonda dünyanın en iyisi olduğumuzu…

Hükümetin reisinin, mütevazı olduğu nadir zamanlarda, Covid 19 salgınıyla mücadele için kullandığı en hafif tanımlama, “destan yazmak”! O kadar iyi durumda ki Türkiye, salgınla mücadele için 120 ülkeye yardım bile edebiliyor!

Bakanın açıklamalarında sitem ettiği tek grup, “bazıları”. Ona göre hükümetin canla başla sürdürdüğü mücadelenin başarısını olumsuz etkileyen tek etken, önlemlere uymayanlar.

Oysa artık kimsenin doğru olduğuna inanmadığı resmi sayılara göre bile, Türkiye salgından en çok etkilenen bir kaç ülkeden biri. İlk günden bu yana salgınla ilgili gerçek sayıları açıklamayan, şimdiden bilim, tıp ve politika tarihine ahlaksızlık örneği olarak geçecek “vaka başka hasta başka” açıklamasıyla güvenilirliğini tümüyle yitiren resmi verinin, en iyi ihtimalle üçle çarpılması gerektiği kabul ediliyor. Bu 50 000’e yakın ölüm ve bir kaç milyon hasta demek. Tarama testlerinin azalması da yalan söylemekte bile zorlanıldığını gösteriyor.

O zaman Bakan ve hükümet, başarı hikayeleriyle gerçeği çarpıtıyorlar mı?

Bu sorunun yanıtı, hayır, doğru söylüyorlar, olabilir!

Doğru söylediklerini kanıtlamanın “bilimsel” bir yolu var.

Kim/ler hastalanıyor, kim/ler ölüyor sorularının yanıtı bulunabilirse Bakan ve Reisinin “gerçeği” söyledikleri ortaya çıkabilir.

Ölenlerin kim olduğuna dair tek dolaylı veri sağlık emekçileri ölümleri. Resmi sayılara göre Covid-19 hastalığından ölen sağlık emekçilerinin sayısı 216 oldu. Enfekte olan her 15 kişiden ve hastalanan her 10 kişiden biri sağlık emekçisi. Yine resmi sayılara göre 2 milyona yakın Covid (+) kişiden 120 bini sağlık çalışanı.

Peki diğerleri kim? Toplumun hangi kesimi daha çok hastalanıyor ve hangi kesimi daha çok ölüyor?

Covid-19’un özelliklerinden yola çıkarak kimlerin hastalanma ve ölme riskini en aza indirebildiklerini çıkarsayabiliriz. Salgın döneminde geliri azalmayanlar, çalışmak zorunda olmayanlar, ulaşım için özel araç kullanabilenler, kapalı çalışma ortamlarında olmak zorunda olmayanlar, olsa bile az sayıda kişi ve çok iyi havalandırma sistemine sahip olanlar, evden çalışarak para kazanabilenler, iyi beslenebilenler, toplu taşıma kullanmayanlar, müstakil evi olanlar, PCR testini düzenli yaptırabilenler, test pozitif olduğunda ilaca ulaşabilenler, karantina koşullarına uyabilenler, hastalık şiddetli ise hastanede tek kişilik odada kalabilenler, erkenden her tür ilaca ulaşabilenler ve aşıya da ulaşabilecek olanlar…

Bu olanaklara sahip olanlar için salgın, işte biraz ruhsal gerginlik, izolasyondan sıkılma, restoranlarda omuz omuza yemek yiyememe, tatile gidememe, yurtdışı turlardan mahrum kalma gibi “gerçekten önemli” ruhsal zorluklara yol açan, ama hastalanma ve ölme riskinin de pek olmadığı bir dönem olarak sürüyor. Bu zorluklara karşın salgınla başarılı mücadele ettikleri, hastalanmadıkları, ölmedikleri söylenebilir. Eh, bir kaç istisna ve üzücü kayıp dışında geçip gidecek demektir bu zor günler.

Bu durumda Bakan ve Reisinin çok başarılıyız, destan yazıyoruz, dünyaya örnek oluyoruz dedikleri, işte bu özellikleri taşıyanların yaşadıkları ülke olabilir. Bakan’ın “bu ülkenin” insanlarına baktığını ve Reisinin de “bu insanlara” hükümet ettiğini kabul ettiğimizde, her ikisinin de doğruyu söylediklerini ve başarılı olduklarını kabul edebiliriz. O ülkede her nasılsa bir kaç muhalifin de yaşıyor olabilmesini de demokrasinin cilvesi olarak görebiliriz.

Diğerleri, hastalanan ve ölenler hangi ülkeden mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için onların özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Doğrudan veri yok. Yine çıkarsama yolunu kullanabiliriz. Bakan ve Reisinin, başarı ölçütlerine girebilen özelliklere sahip olmayanlar. Bilmece basit ama hayat ölümcül.