Antalya Tabip Odası ve SES Antalya Şubesi, sağlık emekçilerinin özlük ve ekonomik haklarını düzenleyen yasanın halen TBMM’ye getirilmemesini protesto etti.

Sağlık emekçilerinden 'Beyaz Nöbet': Hakkımız olanı istiyoruz

HABER MERKEZİ

Antalya Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, düzenlediği basın açıklamasıyla sağlık emekçilerinin özlük ve ekonomik haklarını düzenleyen yasanın TBMM’ye getirilmemesini protesto etti.

Atatürk Devlet Hastanesi önünde kurumlar adına açıklama yapan Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, “Vazgeçmiyoruz; oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Emeğimize, geleceğimize sahip çıkmaya devam ediyoruz. 26 Ocak-4 Şubat arası hakkımız olanı almak için, tasarının Meclis’e gelmesi için Beyaz Nöbetteyiz” dedi. Prof. Dr. Şahin, yasal düzenlemeler yapılıp haklarının verilmediği takdirde 8 Şubat’ta da Beyaz G(ö)rev’de olacaklarını söyledi.

Sağlık reformunun çöktüğünü söyleyen Prof. Dr. Şahin, “Yıllarca ‘Hastane kuyruklarını kaldırdık’ diye siyasi propaganda yapanlar şimdilerde ise günlerce, haftalarca hastanelerden randevu bile alınamaması ile ilgili sessiz kalmaktadır. İktidarın medar-ı iftiharı ‘Sağlık reformu’ tam anlamıyla iflas etmiş Sağlık Bakanı da dâhil hiçbir iktidar mensubu bu konuyu ağzına dahi almamaktadır. Çöken sağlık sisteminin altında en çok ezilen ise biz hekimler ve sağlık emekçileri olduk. Mesleğimiz değersizleştirildi, emeğimiz ucuzlatıldı; kötü çalışma ortamlarında, ağır çalışma koşullarında düşük ücretlerle çalışmaya zorlandık” dedi.

saglik-emekcileri-beyaz-nobet-te-973050-1.

Sağlık emekçilerinin her gün saldırıya uğradığını, darp edildiğini, yaralandığını ve öldürüldüğü vurgulayan Prof. Dr. Şahin, “Sabah evimizden çıkarken akşam evimize sağ salim dönebilmenin endişesini yaşıyoruz. Her gün hiçbir dayanağı olmayan SABİM şikâyetlerine cevaplar yazmak zorunda bırakılıyor; liyakatsiz atanan yöneticilerin mobbingine uğruyor; komisyonların hukuksuz dayanaksız kararları ile mesleğimizden alıkonuluyoruz. Ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, şiddet, mobbing, mesleki saygınlık kaybı mesleğimizi çekilmez hale getiriyor, genç meslektaşlarımız okullarını bitirir bitirmez yurt dışına gitmeye çalışıyor” diye konuştu.

‘BİZ ÖLÜYORUZ’

Prof. Dr. Şahin şöyle konuştu: “Covid-19 pandemisi iki yılı dolduruyor. Türkiye salgının bedelini en ağır ödeyen ülkelerden biri. Vaka sayıları itibarıyla dünyada yedinci sırada yer alıyor. Ölüm sayıları resmi rakamlara göre dahi 85 bini geçti, gerçekçi tahminlere göre 250 bine yakın insanımızı kaybettik. Salgının başlarında üç maskeyi dağıtmayı, aşıyı toplumla buluşturmayı yapmayanlar; toplum sağlığı için gerekli önlemleri almayanlar, şimdilerde ise bütün önlemleri kaldırdılar. Hemen her şey salgın öncesine dönmüş durumda.”

Ocak ayının ikinci haftasında getirileceği söylenen yeni düzenlemenin getirilmediğini ve verilen sözün tutulmadığını dile getiren Prof. Dr. Şahin, “Covid-19 salgınının bütün dünyaya bir kez daha açık olarak gösterdiği gibi, sağlık piyasanın vahşi koşullarına terk edilemez! Toplumun geniş kesimlerinin sağlık hizmeti ihtiyacı da hekimlerin özlük hakları da ancak toplumsal sağlık politikalarıyla teminat altına alınabilir. İş güvencemiz/gelir güvencemiz/mesleki bağımsızlığımız için kamusal sağlık sistemi istiyoruz” ifadelerini kullandı.