Sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınların yüzde 81’i psikolojik, yüzde 37’si ekonomik, yüzde 43’ü fiziksel, yüzde 26’sı ise cinsel şiddete maruz bırakıldığını söylüyor. Her 10 kadından 8’i mobbingden yakınıyor

Sağlık emekçisi kadınlar şiddetle burun buruna

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) yaptığı araştırma, sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınların yoğun şekilde şiddete maruz bırakıldığını ortaya koyuyor.

Araştırma kapsamında kasım ayında 52 ilden 617’si kadın 663 emekçiyle anket yapıldı. Katılımcıların yarısına yakını hemşirelerden oluştu. Anket bulgularını içeren rapor, dün SES Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı.

PSİKOLOJİK ŞİDDET İLK SIRADA

Raporda öne çıkan bulgulardan bazıları şöyle:

►Araştırmaya katılan her 10 kadından 8’i (502 kadın), işyerinde psikolojik şiddete maruz kaldığını söylüyor.

►Her 10 kadından 8’i meslek hayatında mobbinge maruz kaldığını belirtiyor.

►Her 10 kadından 4’ü (yüzde 43) fiziksel şiddete maruz bırakıldığını ifade ediyor. Bu kadınların yüzde 13’ü şiddet riskinin hâlâ sürdüğünü söylüyor. Fiziksel şiddet uygulayıcıları içinde eş/birlikte yaşanan kişi/baba-anne ve kardeş ilk sırada.

‘HİÇBİR ŞEY YAPMADIM’

►Kadınların yüzde 26’sı cinsel şiddete maruz bırakılmış. Bu kadınların yüzde 7’si şiddet riskinin hâlâ sürdüğünü vurguluyor. Kadınlar en çok erkek arkadaş/sevgili/eşinden cinsel şiddet görüyor. Bu şiddete maruz kalan her 10 kadından 6’sı “Hiçbir şey yapmadım” diyor. Bu durum kadınların cinsel şiddete çoğunlukla sessiz kalmak zorunda kaldığını gösteriyor.

►Kadın katılımcıların yüzde 37’si ekonomik şiddet mağduru. Ekonomik şiddet uygulayanlar içerisinde ilk sırada yöneticiler (yüzde 40), ikinci sırada ise eşler (yüzde 26) var.

►Kadınların yüzde 35’i dijital şiddetten yakınıyor.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN!

SES’in raporunda, şu değerlendirmeler de yer alıyor: “Bu şiddeti önlemenin yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer. Kadın kazanımlarının korunmasından, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından ve iktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı, ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer.”