DEÜ Hastanesi SES işyeri temsilcisi Günseli Uğur açtığı işe dönüş davasını kazanıp işe başlamasından 1 hafta sonra tekrar uzaklaştırıldı. Sağlıkçıların kaybettikleri arkadaşlarını anmaları uzaklaştırma nedeni oldu.

Sağlıkçılara baskıya son verilsin

BİRGÜN EGE

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES işyeri temsilcisi Günseli Uğur sürgün edilmesinin ardından açtığı davayı kazanarak işe dönmesinden 1 hafta sonra görevinden uzaklaştırıldı. Uğur’un dışında SES üyesi Arzu Sert'in de uzaklaştırma aldığı öğrenildi. Görevden uzaklaştırma kararının gerekçesinin kendilerine bildirilmediğini söyleyen Uğur, sendika üzerinden itirazları yaptıklarını ve hukuki mücadeleyi başlattıklarını belirtti.

Uzaklaştırma kararının ardından açıklama yapan Uğur, “Göreve iade davamı kazanıp işe geri dönmemin ardından, başka bir serviste görevlendirildim. 5 Mart Cuma günü sendika kararı ile Covid-19 nedeniyle kaybettiğimiz sağlık emekçileri için iş yerimizde saygı duruşu yaptık. Aynı gün akşam mesai bitiminde evrakımın olduğunu öğrendim. Pazartesi günü ise görev yerime geldiğimde insan kaynakları biriminden arandım ve evrakımı almam istendi. SES üyesi diğer arkadaşımız Arzu Sert ile beraber ikimizin hakkında açılan soruşturma nedeniyle tedbiren uzaklaştırılma verildiği tarafımıza tebliğ edildi. Soruşturmanın neyle ilgili olduğunu bilmiyoruz ancak yaptığımız saygı duruşu yani hayatını kaybeden sağlık emekçilerini anmamızla ilgili olabileceğini düşünüyoruz” dedi.

SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ ANMAK SUÇ DEĞİL

SES İzmir Şube Eşbaşkanı Erkan Batmaz, “5 Mart Cuma günü öğlen yemeği saatlerinde hastane yemekhanelerinde, sendikamızın aldığı karar doğrultusunda Covid-19 nedeni ile kaybettiğimiz 385 sağlık emekçisi için saygı duruşu çağrısı yaptığımız bir sendikal kararımız doğrultusunda, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi yemekhanesinin içerisinde bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Akabinde açığa alınma kararının çok hızlı bir şekilde 8 Mart Pazartesi günü üyelerimize tebliğ edildi. Tarih ise çok manidardır. 8 Mart tüm dünyada kadınların mücadele günü kabul edilen bir günde, iki kadın sağlık emekçisi sendikal faaliyetlerinden dolayı cezalandırmak isteniyor olması durumu daha iyi gözler önüne seriyor. Pandemi ile mücadele sürecinde yitirdiğimiz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini anmak suç değildir. Her yerde sayı ile belirtilen 385 bir rakamdan ibaret değildir. Kimisi anne, kimisi baba, kimisi kardeş, hepsi bu toplumun bir parçası, sağlık emekçilerinin yüz akı ve onurlarıdırlar. Onurumuza sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.