Google Play Store
App Store

İktidarın sağlık politikaları, acil servis başvurularında patlamaya yol açtı. Türkiye, 150,5 milyonla nüfusundan fazla acil başvurusu olan tek ülke olurken şehir hastanelerinin günlük maliyeti 286 milyon TL’ye ulaştı.

Sağlıkta ‘acil’ alarm
Acil servislerdeki kalabalıklar ve kuyruklar bitmek bilmiyor. (Fotoğraf: İHA)
Mustafa Bildircin
Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.net

Sağlık Bakanlığı’nın, birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmetleri ile halk sağlığını doğrudan ilgilendiren başlıklarda yetersizliğiyle eleştirilen 2025 yılı bütçesi kabul edildi.

Bakanlığa 2025 yılı için verilen 1 trilyon 20 milyar 317 milyon TL’lik ödeneğin merkezi yönetim bütçesi içindeki oranı yalnızca yüzde 6,9 oldu. Sağlık Bakanlığı’nın merkezi yönetim bütçesi içindeki oranı yüzde 10 olan Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiye ettiği ortalama oranın 3,1 puan altında kaldı.

Yenidoğan Çetesi Skandalı’nın gölgesinde gerçekleştirilen Sağlık Bakanlığı bütçe görüşmeleri, şehir hastaneleri müteahhitleri için açılan kasanın, kritik sağlık hizmetlerine kapalı olduğunu da gözler önüne serdi. Koruyucu sağlık hizmetleri başta olmak üzere, rutin sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sorunun, acil servis başvurularında patlamaya yol açtığı belirlendi.

2025 yılı bütçesinden koruyucu sağlık hizmetleri için 273 milyar 585 milyon 813 bin TL pay ayrıldı. 2023 yılında yüzde 28,6, 2024 yılında yüzde 27,6 olan koruyucu hizmetlerin sağlık bütçesi içindeki toplam payı, 2025 yılında yüzde 26,8’e kadar geriledi.

ACİL REKORU

Kangren halini alan randevu bulamama sorunu da dahil olmak üzere, çeşitli nedenlerle rutin sağlık hizmetlerine erişemeyen hataların çareyi acil servislere başvuruda bulduğu da verilere yansıdı. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 2023 yılında acil servislere 150 milyon 523 bin 406 başvuru yapıldı. Türkiye’de 100 kişi başına yılda 177 acil başvurusu yapılırken OECD ülkelerinde bu ortalamanın 100 kişide yalnızca 27 olduğu bildirildi. Türkiye, dünyada nüfusundan fazla acil servis başvurusu olan tek ülke oldu.

ÜLKENİN GERÇEKLERİ

Sağlık Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde CHP Grubu adına söz alan CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, iktidarın sağlık politikalarını sert sözlerle eleştirdi. İlgezdi, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bu ülkenin gerçeği randevu bulamayan hastalardır. Bu ülkenin gerçeği OECD ülkeleri arasında sağlığa en az harcama yapılmasıdır. Bu ülkenin gerçeği insana değil, şehir hastanelerine aktarılan bütçelerinizdir. Bu ülkenin gerçeği aile hekimleri için yapılan zulüm yönetmeliğinizdir. Bu ülkenin gerçeği çocuk yoksulluğunun zirvede olmasıdır. Açlık sınırının altında yaşayan emekliler ve asgari ücretlilerdir bu ülkenin gerçeği. Evet, bu ülkenin gerçeği sağlıkta şiddeti engelleyemeyen iktidarınızdır. Bu ülkenin gerçeği atama bekleyen yetişmiş sağlıkçılara kadro açmayan Hükûmetinizdir, askerî hastaneleri bir gecede kapatan zihniyetinizdir. Bu ülkenin gerçeği hak temelli olmayan, kamuculuğu olmayan, rant temelli sağlık politikalarınızdır tam da. Bu ülkenin gerçeği emeklerinin gerçek karşılığını alamadıkları için, mesleğin saygınlığına gölge düşürüldüğü için ülkeden gitmek zorunda kalan hekimlerimizdir.”

MÜTEAHHİTLER REHİN ALDI

Koruyucu sağlık hizmetlerinin düşen payına karşın, şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığı bütçesini rehin aldı. 2025 yılında şehir hastanelerine ayrılan bütçe, 67 milyar 181 milyon 365 bin TL’si, “Kullanım Bedeli” ve 37 milyar 420 milyon 717 bin TL’si de “Hizmet Bedeli” olmak üzere toplam olarak 104,6 milyar TL oldu. Şehir hastaneleri için ayrılan paranın sağlık bütçesi toplamı içindeki oranı yüzde 10,3 olarak kaydedildi. Şehir hastanelerinin günlük maliyeti ise 286 milyon TL olarak hesaplandı.

∗∗∗

KORUYUCU DEĞİL TEDAVİYE BÜTÇE!

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, Sağlık Bakanlığı’nın toplam bütçesinin yüzde 27’sini koruyucu sağlık hizmetlerine, yüzde 72’sini ise tedavi edici sağlık hizmetlerine ayırdığına dikkat çekti. Kandemir, “2025 bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan oran, önceki yıllara göre daha da düşürülmüştür” dedi. 2024 yılında ise koruyucu sağlık hizmetlerine yüzde 28,5 ve tedavi edici sağlık hizmetlerine ise yüzde 71,5 bütçe ayrılmıştı. 2025 yılı için bunun daha da düşürülmesine tepki gösteren Kandemir, koruyucu sağlık hizmetlerinin büyük ölçüde aile hekimliği birimleri üzerinden yürütüldüğüne vurgu yaptı ve ekledi: “Aşılamalar, kronik hasta takipleri, kanser taramaları gibi hizmetler birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında sunulmaktadır. Ülkedeki toplam poliklinik yükünün %40’ını aile hekimliği karşılamaktadır. Ayrıca hastalıkların yüzde 80’i, iyi bir aile hekimliği uygulaması ve yeterli bütçe ile çözülebilir.”