11. Kalkınma Planı sağlık ve sosyal güvenlikte temel yol haritası olarak “halkın refahını artırmayı’’ değil “vatandaşın cebini delmeyi’’ hedef olarak gösteriyor... Temel amaç olarak belirlenen sürdürülebilir bir sağlık hizmet sunumu için ilaç, tıbbi malzeme ve tedavi uygulamalarında kısıtlamalar getiriliyor.

Sağlıkta adres yurttaşın cebi!

DR. ERGÜN DEMİR - DR. GÜRAY KILIÇ

Resmi Gazete’de 23 Temmuz’da yayımlanan 11. Kalkınma Planı sağlık ve sosyal güvenlikte tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sigortası, kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması, SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin azaltılması, esnek çalışma, ilaç, tıbbi malzeme ve tedavi uygulamalarında kısıtlamalar getirilmesi ile vatandaşın cebi adres olarak gösteriliyor.

Devrim/reform yapıyoruz diyerek iddialı hedeflerle 2008’de 5510 sayılı Kanunla yeniden yapılandırılan sosyal güvenlik sistemi ile ilgili söyledikleri tüm iddialı beklentiler 10.yılında çöktü. AKP iktidarının uluslararası finans kuruluşlarının (IMF ve Dünya Bankası) talepleri doğrultusunda hazırladığı ve uyguladığı bu sistem hızla su alarak batmaya doğru gidiyor.

Gerçek durum şudur: Rakamlarla sabit olduğu üzere kriz ve dövizdeki artışın sonucu olarak yüzlerce işyeri, fabrika kapanmış ve binlerce işçi işten çıkarıldı. Prim ödeyemeyenlerin sayısının giderek artması ve prim alacaklarının tahsil edilememesi ile SGK gelir gider dengesi olumsuz etkilemekte ve “açık’’ artıyor. Seçim nedeniyle boşaltılan bütçeden Sosyal Güvenlik Kurumu’na yeterli bütçe transferi yapılmasında da zorlanıldığı görülüyor.

VERİLER YAYIMLANMIYOR

Ne yazık ki ülkemizin en büyük bütçeli kurumu SGK, işsizlik, yoksulluk ve istihdamla ilgili en önemli verileri, kayıtlara dayalı aylık sigortalı, sağlık ve mali istatistikleri 7 aydır yayımlamıyor. Geldiğimiz noktada AKP iktidarı sosyal güvenlik sisteminin mali açıdan sürdürebilirliğinin sıkıntıda olduğu gerçeğini gizlemeye ve üzerini örtmeye çalışıyor.

SGK gelir- gider dengesini düzeltmeden genel bütçeden kuruma yapılan bütçe transferlerinin azaltılması doğrudan hizmeti alanlara yansıyacak. Bütçe transferlerinin içinde açık ve faturalı ödemeler, devlet katkısı, emeklilere yapılan ek ödeme, prim teşvikleri, ödeme gücü olmayanların GSS primleri var.

Devletin sosyal güvenliğe aktardığı kaynaklar sosyal devlet olmanın gereğidir. Bütçeden sosyal güvenliğe ayrılan ve “kara delik” olarak suçlanan bu kaynaklar 82 milyon yurttaşın hastalık, işsizlik, yaşlılık, iş kazası ve meslek hastalığı, analık, sakatlık, ölüm durumlarında gelir güvencesine sahip olmaları için harcanmaktadır.

BİLİM YERİNE HURAFELER

Son yıllarda hayatın her alanına müdahale eden AKP iktidarı, sağlık alanında gericileştirmeyi bilimsel ve kanıta dayalı tıp uygulamaları yerine geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını önceleyerek ve yaygınlaştırarak yapmaktadır. Mayıs ayı istatistik bilgilerine göre toplam 67 geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama merkezi, 21 eğitim merkezi Sağlık Bakanlığı, devlet üniversite ve vakıf üniversite hastanelerinde açıldı.

Kalkınma planında geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına ilişkin hukuki düzenlemelerin tamamlanacağı, geleneksel ve tamamlayıcı tıpta merkez sayısı ve kamu hastanelerindeki ünite sayısı artırılacağı öngörülüyor.

Öyle anlaşılıyor ki Sağlık Bakanlığı, borç batağında olan kamu hastaneleri ile batma noktasına gelen üniversite hastanelerine yeni kaynak yaratmak için insanların inançları, duyguları ve acılarını istismar ederek “sülük, hacamat, sinek larvası, arı, bitkisel ilaç, hipnoz ve çıkıkçı’’ uygulamaları Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) eki listesine almakta ve bedellerinin SGK tarafından ödenmesi için gayret gösteriyor.

İLAÇ VE TEDAVİDE KISITLAMA

İlaç harcamalarında etkinlik sağlanması: İlaç fiyatlarının ve geri ödeme kapsamının belirlenmesinde yeni modellerin geliştirileceği, ilaç geri ödeme listesinin gözden geçirileceği, antibiyotikler, solunum sistemi ilaçları ve psikiyatride kullanılan ilaçlar başta olmak üzere akılcı ilaç kullanımına yönelik özendirici ve zorlayıcı mekanizmalar oluşturulması ile ilaç harcamalarının kontrol altına alınacağının ve sağlık hizmet sunumunda kullanılan hizmet sunum fiyat yapısının doğru, gerçekçi ve verimliliği özendiren bir yapıya kavuşturulmasını sağlamak üzere Teşhis İlişkili Gruplar yöntemi uygulanarak yeni ve etkin bir fiyatlandırma yapısına geçileceğinin öngörülmesi önümüzdeki dönem ilaç ve tedavi harcamalarında kısıtlama getirmesine yol açacak.

ÖNCELİK PERFORMANS PUANI

Özellikli sağlık hizmetleri; acil sağlık, yoğun bakım, onkoloji, organ nakli hizmetleri gibi özellikli sağlık hizmetlerinin kapasitesi artırılarak hızı ve kalitesi yükseltileceği, özellikli sağlık hizmetlerinin merkezileştirileceği ve bu alanlarda hizmet veren hekimlere yönelik yönetim modeli oluşturulacağı öngörülmektedir.

05 Mayıs 2018 tarihli SUT değişikliği ile özellikli cerrahi işlemlerin SUT fiyatları artırılmış, en sık yapılan ( frekansı fazla olan) işlemlerin SUT fiyatları ise azaltılmış idi.

SUT değişikliği incelendiğinde ve sağlık otoritesi tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında kamu sağlık kurum ve kuruluşlarınca sunulan sağlık hizmetinde önceliğin “performans uygulamaları” ile SUT ücretleri yüksek olan özellikli cerrahi işlemlere verileceği görülmektedir.

Sağlık hizmet sunumunda performans puanı ve SUT ücretleri üzerinden özellikli - özelliksiz sağlık hizmeti ayrımını daha çok duyacağız. Sunulan sağlık hizmetinde önceliğin performans puanı ve SUT ücretleri yüksek olan özellikli işlemlere verilecektir.

Birinci basamak sağlık hizmetlerine “ayrılan kaynakların akılcı, etkin ve verimli kullanılması’ ’ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin ‘’daha fazla kullanılmasını sağlamak için finansal tedbirler’’ alınacağı ve sevk sisteminin getirileceği,

2018 yılında 3207 olan aile hekimliği birimi başına düşen nüfusun 2023 yılında 2700’e düşürüleceği öngörülmüştür.

AİLE HEKİMLERİNE DE DÖNER SERMAYE

Kalkınma planında, aile hekimliği performans sistemi, “ikinci ve üçüncü basamaklardaki performans sistemiyle entegre’’ bir biçimde, teşhis ve tedavinin isabetliliği ve hizmet miktarıyla orantılı olarak yeniden tasarlanacağı öngörülmektedir.

Performans sistemi ile puan arttırıcı olan ancak gerekli olmayabilecek işlemlere yönelmeyi teşvik eden, nitelikten ziyade niceliği önceleyen bir sağlık hizmeti sunumu öne çıkıyor.

Sayıştay raporu diyor ki; Döner sermaye ile döndürülmeye çalışılan kamu ve üniversite hastanelerinde “esasen ortada döndürülen bir sermaye olmadığı ve mali gücün yetersiz olduğu, çok ciddi bir borç yükü altında bulundukları ve kısa vadeli borçların karşılanamaz olduğu’’ belirtilmektedir.

Kalkınma planında, üniversite hastanelerinin hastane işletmeciliği ayrıştırılarak, eğitim ve öğretim hizmetlerinin etkin bir şekilde sunumuna imkân verecek şekilde yönetim, hizmet sunumu ve finansman yapısı itibarıyla sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulacağı öngörülmüştür. Üniversite hastaneleri eğitim ve öğretim görevlerinden giderek uzaklaştırılarak hastane işletmeciliğine yoğunlaşacaktır.

SUİİSTİMALLER VE KAYNAK

Kalkınma planının sağlık bölümünde geçen ‘’tedavi maliyetleri karşılaştırılarak gereksiz/yetersiz kullanımların önüne geçilmesi’’, “ihtiyaç dışı tetkik, tahlil ve diğer işlemlerin azaltılması’’, “kamu ve özel sağlık hizmet sunucularında yoğun bakım hizmetleri amacına uygun kullanılacak’’ tespitleri özellikle son günlerde iktidar milletvekillerinin de gündeme getirdiği şehir hastanelerindeki uygulamalarla örtüşmektedir. Hastane işletmelerinin gelirlerini artırmak için her türlü suiistimali yaptıkları Sağlık Bakanlığı tarafından da kabul ediliyor.

TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI

Kalkınma planında tamamlayıcı sağlık sigortasını geliştirmeye yönelik grup poliçeleri için işverene avantajlar sağlanacağı öngörülüyor. Vatandaşın cebinden sistematik olarak piyasaya para aktarmanın ve yeni kaynak yaratmanın yollarından biri de tamamlayıcı sigorta olarak tanımladıkları özel sağlık sigortacılığıdır. Genel Sağlık Sigortası’nın kapsamadığı hizmetleri ve ilave ücretleri karşılama iddiasında olan bu finansman modeli ile sağlık piyasasına sistematik olarak para pompalanması ve bu şekilde özel sağlık işletmelerinin karları ve Kamu-Özel Ortaklığı ile kurulacak entegre tesislerin kira bedellerinin garanti altına alınması hedefleniyor.