AKP iktidarı sağlığın her alanında büyük yıkıma yol açtı. Kamu hastanelerinden aylar sonrasına verilen randevu, yurttaşı özel hastaneye mahkûm etti. Hastaneler ‘ticarethane’, hastalar ‘müşteri’ oldu. Sağlık sistemi çöktü.

Sağlıkta büyük yıkım yaşandı
Sağlıkçılar, AKP iktidarlığı döneminde yaşadıkları sorunların artması nedeniyle sık sık alanlara çıktı, iş bıraktı. (Foto: Depo)

Sibel BAHÇETEPE

21 yıl boyunca uygulanan sağlık politikaları, sağlığın her alanında büyük hasara yol açtı. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile özel hastane sayısı arttı, sağlıkta şiddet olayları hız kazandı, kamu hastanelerine ulaşmak zorlaştı, 3-5 dakikaya indirilen muayene süreleri, artan iş yükü, sağlıkçıların ekonomik ve özlük haklarında geriye gidişlere, kamudan istifalara ya da emekliliklere yol açtı. Bulunamayan ilaç sorunu katlandı, şehir hastaneleri projesi adeta çöktü. Tabip odaları "AKP iktidarı, 21 yılda sağlıkta büyük bir yıkım ve tahribata yol açtı" dedi.

AKP döneminde sağlıkta yaşanan bazı değişimler şöyle:

•Sağlıkta Dönüşüm Programı: AKP, iktidar olduktan iki yıl sonra “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı hayata geçirdi.

•SSK hastanelerinin devri: 2005’te yapılan değişiklik ile SSK’ya bağlı 148’i hastane olmak üzere yaklaşık 373 sağlık tesisi Sağlık Bakanlığı’na devredildi.

•Sağlık ocaklarından asm’lere geçiş: Sağlık ocakları kapatıldı, Aile Sağlığı Merkezi (ASM) sistemine geçildi. Uygulama, 2010 sonu itibarıyla ülke geneline yayıldı. 

•Sağlıkta şiddet hız kazandı: Son 10 yılda 110 bin şiddet vakası yaşandı, çok sayıda hekim de katledildi.

•Askeri hastanelerin kapatılması: 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri hastanelere kilit vuruldu, bu hastaneler Sağlık Bakanlığı’na devredildi. 

•Sağlıkçı istifaları ve yurtdışına göçler arttı: Son 3 yılda bakanlığa bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarından toplam 14 bine yakın hekim istifa etti. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Giderlerse gitsinler" söyleminin ardından yurtdışına göç eden sağlıkçı sayısı da arttı. Yalnızca bu yılın üç ayında 700 hekim yurtdışına gitmek için TTB’ye başvurdu.

•İlaç ve medikal malzeme sorunu: Bulunamayan ilaç ve tıbbı malzeme sorunu giderek katlandı.

•Şehir hastaneleri projesi: Kamu-Özel İşbirliği modeli ile hayata geçirilen ve 31 tane yapılacağı söylenen bu hastanelerin yapımı tepkilere de yol açtı. 14 şehir hastanesi açılışı sırasında çok sayıda kamu hastanesi kapatıldı.

•Performansa bağlı ödeme: Bakılan hasta ve yapılan tetkik başına sağlıkçıya ödeme yapılması da tepkilere yol açtı, sağlığın niteliği bozuldu.

•Özel hastaneler yönetmeliği: Hekimlerin mesleklerini serbest yapabilme hakkını ortadan kaldıran Özel Hastaneler Yönetmeliği, 6 Ekim 2022’de çıkarıldı. 7 Ocak ve 7 Nisan 2023’te bir takım revizeler yapıldı ancak bu mağduriyeti engelleyemedi, halen pek hekim ameliyat yapamıyor.

•Dijital kuyruk dönemi: Kamu hastanelerinden alınamayan randevular nedeniyle yurttaşlar bilgisayar ya da telefon başında randevu almak için saatler geçirmeye başladı.

•Özel hastane sayısında artış: Özel hastane sayısı 571’e kadar yükseldi.

•15 kalemde ek ödeme: Kamu hastanesi ve SGK anlaşmalı özel hastanelere giden yurttaştan "ilaç, reçete, muayene katılım payı, eşdeğer ilaç farkı" gibi 15 kalemden kesinti yapılıyor.

***

TTB: NEOLİBERAL POLİTİKALARIN SONUCU

Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, özetle şunları söyledi: "AKP, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı yeni birşey gibi sundu ama aslında 1980’li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal politikaların bir sonucuydu. Dünya Bankası ve diğer uluslararası örgütlerin hazırlamış oldukları bir programdı. 1980 askeri darbesinden sonra da yavaş yavaş oluşturulmaya başlanmıştı. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sevk sistemini kaldırdı, hastaların istediği hastaneye ve doktora gitmesiyle bir oy potansiyeli kazandı, onu kaybetmek istemedi, kışkırtılmış sağlık politikaları sonucu geri dönüşümü olmayan hasarlar oluştu. Hastaneye başvuran hasta sayısı 5 kat arttı, hekim ve sağlık çalışanlarının çalışma koşulları giderek kötüleşti. Geldiğimiz noktada sağlık sistemi tamamen çöktü."