Doktor Ersin Arslan’ın Gaziantep’te öldürülmesinden bu yana üç hafta geçti.

Sağlık ortamındaki şiddet ise artarak sürüyor.

Şiddet deyince akla ilk gelen güvenlik önlemleri oluyor.

Bu saldırılar, hastanelerde önlemler yetersiz olduğu için gerçekleşiyor…

Güvenlik tedbirleri arttırılırsa şiddet de son bulur diye düşünülüyor.

Ersin Arslan’ın ölümünden sonra Sağlık Bakanı’nın ilk sözleri de öyle olmuştu.

Hastane girişlerine X-ray cihazları kuracağız demişti Recep Akdağ.

Peki gerçekten öyle mi?..

Hastaneleri kozmik odalara dönüştürmek mümkün mü?..

Ve dahi çözüm mü?..

***

Sağlık kurumlarının daha güvenlikli yerler haline getirilme ihtiyacı doğru da…

Sorunun böyle çözülemeyeceği de açık.

Her şeyden önce…

Bundan on, on beş yıl önce hastanelerdeki güvenlik önlemleri bugünkünden çok daha azdı.

Girişte bekleyen “kapıcı”larımızın dışında neredeyse hiç güvenlikçi yoktu.

Şimdilerde özel güvenlikçi kaynıyor.

Şiddetse azalmak bir yana her geçen gün arttıkça artıyor.

Üstelik…

Her hastanın başına bir güvenlikçi dikmek…

Hastaları, mahkemelerdeki gibi, “mevcutlu” olarak getirip götürmek de…

Ne mümkün, ne de akıl kârı bir düşünce.

***

Bugünün geçmişten en önemli farkı…

Hekimlik itibarsızlaştı.

Daha doğrusu, itibarsızlaştırıldı.

Başbakan’ın “Doktor efendi dönemi bitti.” vecizesi işte tam da bu itibarsızlaştırmanın ilanıydı.

Geçmişte hekimlik de hekim de itibarlıydı.

Bu itibar da hekimlere yönelik şiddetin önünde psikolojik bir bariyer oluşturuyordu.

Şimdi o bariyer kalktı.

O psikolojik bariyerin kalkmasının yarattığı boşluğu herhangi bir fiziksel bariyerle doldurmak da mümkün olmuyor.

O yüzden…

Güvenlik önlemlerini ne kadar arttırırsanız arttırın sorunu bu yolla çözmek mümkün değil.

***

Bir diğeri…

Hastalar geçmişte de birçok sıkıntılar yaşardı ama bu sıkıntılar şiddete dönüşmezdi.

Hastaneye gelenler…

Kalabalık ortam, uzun bekleme kuyrukları, röntgen ve laboratuvar sıraları gibi zorluklarla karşılaşacaklarını bilirlerdi.

Hiçbir Sağlık Bakanı da, zaten…

Bunun böyle olmadığını söylemez, söyleyemezdi.

Şimdi ise…

Akşam televizyonda Sağlık Bakanı’nı dinleyen vatandaşlar…

Ertesi gün kendilerini Alice Harikalar Diyarı’nda bulacaklarını sanıyorlar, doğal olarak.

Geçen seçimlerde AKP’nin kullandığı reklam filmlerini hatırlıyor musunuz?

AKP sağlıkta büyük reform yapmış…

Hastaneler birleştirilmiş, muayene odalarının sayıları arttırılmış…

İsteyen istediği hastaneye gidip sıra beklemeden muayene oluyor…

İlacını istediği eczaneden (hemencecik) alıyormuş.

(Dahası, “Üstelik bir de aile hekimim var.” deniyordu filmde… Hediye puan gibi.)

***

Gerçekte ise…

Sağlıkta kaos devam ediyor.

Polikliniklerin önü gene ana baba günü…

Aciller deseniz izdiham.

Kuyrukları kaldırmak için bulunan telefonla randevu sistemi derseniz…

Özellikle merkezi uygulama başladıktan sonra bizatihi kendisi büyük bir soruna dönüştü.

Telefon edenler günler sonraya randevu alamazken…

Birçok hasta da günler önce aldığı randevuya gelmiyor.

***

Sonuç itibariyle…

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için…

Güvenlik tedbirlerini arttırmaktan da önce yapılması gereken...

Birincisi…

Hekimlere çiğnenen onurlarını geri vermek...

İkincisi de…

Hükümet’in, sağlıkta işlerin iyi gitmediğini bütün topluma açık yüreklilikle itiraf etmesi.

Yoksa, durum daha da kötüye gidecek.