Google Play Store
App Store

Antalya’daki 90 dakika, siyah-beyazlıların daha çok geniş alanlarda etkili olabilecek özelliklere sahip hücumcularının, daralan oyun ve ölçek olarak küçülen rakipler karşısında istenen katkıyı veremeyeceklerini bir kez daha gösterdi.

Saha içine de bir Sergen gerek

BERKANT GÜLTEKİN

Alanya maça kenarlara önde baskıyla başladı. Özellikle sağ beki Rosier üzerinden oyun kurmaya çalışan Beşiktaş, topu ileriye taşımakta oldukça zorlandı. Rosier ikili, bazen de üçlü sıkıştırmalarla karşılaştı ve bu presi nadiren aşabildi. Rakip kaleye gitmek için gerekli pas zincirlerini öremeyen siyah-beyazlıların tek çıkış opsiyonu olarak görünen Fransız futbolcu, soyunma odasının yolu tutulurken sahanın en fazla topa dokunan (43) oyuncusuydu.

Kenarlara yoğun pres uygulayan Alanya ise oyun kurulumunda Beşiktaş’ın stoperlerinin üzerine fazla gitmedi. 26’da Bakasetas’ın penaltısıyla öne geçen ev sahibi, ilk 45 dakikanın hakimiydi. Belki net pozisyonlar üretemediler ancak oyunu domine eden taraf kesinlikle Alanya idi. Rakip göbekten gelmeye çalıştığında kuvvetli orta alan baskısı uygulayarak buna başarıyla engel oldular. Bu nedenle Kartal’ın Josef, Atiba ve Dorukhan’dan kurulu orta sahası, ilk yarıda rakibin forvetlerinin de katkı yaptığı orta bölgedeki dinamizmine karşılık veremedi. 33’te Ghezzal’ın kalecinin kucağına nişanladığı karşı karşıya pozisyon, Beşiktaş’ın merkezi delip topu üçüncü bölgeye taşıdığı ender anlardan biriydi.

Sergen Yalçın, ikinci yarıya sarı kartlı Rosier ve Larin’i oyundan alarak başladı. Sağ bekte Rosier’den boşalan yeri Dorukhan doldururken, N’Koudou da kendi mevkisi olan sol kanata yerleşti. N’Koudou ve Mensah’ı sahaya süren Yalçın, topun kontrolünü ele geçirip oyunu rakip sahaya yıkmaya niyetli olduğunun sinyalini veriyordu. Nitekim Kartal’ın ilk yarıda yüzde 51 olan topla oynama oranı, 65’inci dakika itibariyle yüzde 64’ü buldu. Yalçın, ağır stoperlerini orta saha çizgisine yaklaştırarak risk almaktan da çekinmedi. Alanya da bu konsepte uygun şekilde kalesini korumayı öncelik haline getirdi ve kontra atak fırsatları aradı. Fakat orta bölge presini hiç bırakmadı.

Beşiktaş ikinci yarıda da üretken olmaktan çok uzaktı. Arada kısmi tehlikeler yaratsa da hücum istikrarı sağlayamadı ve rakibin savunmasını yıpratamadı. Defansta iyi çıkaran Alanya ise 79’da Bakasetas’la farkı 2’ye çıkardı ve rahatladı. 82’de 10 kişi kalan lig lideri, 90’da Aboubakar’ın penaltısına rağmen hak ettiği şekilde sahadan galibiyetle ayrıldı. Beşiktaş’ın ise Başakşehir’le başlayıp Fenerbahçe deplasmanıyla devam eden 3 maçlık parıltılı galibiyet serisi, sönük bir oyunla birlikte son buldu.

Antalya'daki 90 dakika, siyah-beyazlıların daha çok geniş alanlarda etkili olabilecek özelliklere sahip hücumcularının, daralan oyun ve ölçek olarak küçülen rakipler karşısında istenen katkıyı veremeyeceklerini bir kez daha gösterdi. Hedef şampiyonluksa, daha çok kendi kalesinin önünde bekleyecek rakiplerle karşılaşacak olan Beşiktaş’ın, dar alanda daha yaratıcı ayaklara ihtiyacı var. Sadece Ghezzal yetmiyor; çünkü temposuz ve fizik olarak yeterli seviyede değil. Elbette ki takımdaki tek eksik bu değil ama Kartal’a bir Sergen de saha içinde gerekiyor. En azından kötü giden bazı maçları bile çevirebilmek için…