Sahba’nın kültürle yoğurduğu sesler

Tuğçe Çelik
İran ve Norveç kültürüyle iç içe yetişen müzisyen Marie Sahba, şarkılarına bu çokkültürlülüğü de yansıtıyor. Elektronik seslere yoğun biçimde yönelen sanatçı, geçen aylarda Ankaralı grup Blakhol ile birlikte ‘Passage’ adlı dört parçalık bir albüme imza attı. Sahba, diğer elektronik müzisyenlerden ve tarzlardan ayrıştığı noktaların köklerini ve hikâyelerini sentezleme şekli ile sesi olduğunu söylüyor.
Annesi Norveçli babası ise Güney Azerbaycan bölgesinden olan genç sanatçı, profesyonel müzik hayatına ilk albümü ‘Out of Control’ ile 2019’da başladı. Ardından ‘Azeri Baby’ ve ‘A Billion Years Too Soon’ albümlerini yayınladı. Müziğe sezgisel yaklaştığını belirten ve üretim sürecini ‘terapötik bir deneyim’ olarak tanımlayan Sahba’nın eserleri çok kültürlü ve katmanlı bir yapıdan besleniyor. Böylece önce sözünü, müziğini sonra da dinleyicilerini besliyor.
Sahba birbirinden farklı kültürlerden oluşan bir ailede yetişmesinin müziğine yansımalarını ‘gerçek ve samimi bir harman’ olarak nitelendiriyor ve ekliyor: “Müzik yazmak benim için tedavi edici bir deneyim ve yaklaşımım oldukça sezgisel. Köklerimi hem müzikal anlamda farklı enstrümanlar, ritimler, melodilerle hem de sözlerde harmanlamayı seviyorum.”
DAHA ÇOK ÇALIŞMAK ZORUNDA BIRAKILIYORUZ
Sahba, kadın müzisyen olmanın müzikal yolculuğunu nasıl etkilediğini, deneyimlerini ve yaşadığı zorlukları da paylaştı. Erkek egemenliğinin hâlâ söz konusu olduğuna dikkat çeken sanatçı bunu şöyle açıklıyor: “Bu sektörde kadın olmak gerçekten zorlayıcı olabiliyor ama müziğimle insanlara ulaşmak konusunda her zaman çok kararlı oldum. Bazen biz kadınların -özellikle farklı kültürel geçmişlere sahip olanların- tanınmak ve ciddiye alınmak için daha da fazla çalışmamız gerekiyor. Biz sadece ‘şarkı söyleyen kadınlar’ değiliz. Bazıları bizi bu şekilde tanımlamaya eğilimli. Sanatımız ve işimiz için çok çalışıyoruz, motivasyonumuz dikkat çekmek ya da ünlü olmak değil. Anlamlı, kalıcı eserler üretmek ve insanlara müziğimizle ulaşmak temel motivasyonlarımız.”


