Moskova, Aralık ayında iki büyük ve birçok da küçük gösteriye sahne olduktan sonra, tam da “Arap baharı Rusya’ya ulaştı” sözleri telaffuz edilmek üzereyken birden bire duruldu. 10 ve 24 Aralık’ta neredeyse yüz binler olarak meydanlara çıkan muhalefet de, Putin’li, Medvedev’li iktidar bloku da şimdilik 4 Mart’ta yapılacak seçimi bekliyor. Kimine göre Rusya’da ‘fırtına öncesi sessizlik’ yaşanıyor, kimine göre ise, “Rusya’dan bir cacık olmaz.” En son gelen haberlere göre, muhalifler 4 Şubat’ta yeni bir büyük gösteriye hazırlanıyor.

Rusya’da neler oldu, bundan sonra neler olabilir? Seçime hile karıştırıldığı iddiasıyla sokağa dökülen muhalefet kimlerden oluşuyordu ve iktidar perspektifi var mıydı? Muhalefet neden evine döndü ve şimdi ne yapıyor? Bu soruları Moskova’da yaşayan ve bir Rus şirketinde yönetici olarak çalışan eski arkadaşım Roman Haitan’a sordum. Roman, 24 Aralık’taki gösteriye katılanlardan biri.

Haitan kendini, “kısacık ömründe iki devrim görmüş, komünizmi de vahşi kapitalizmi de yaşamış, Rus orta sınıfından, eğitimli bir profesyonel” olarak tanımlıyor. Roman ‘sosyal kapitalizme inandığını’ söylüyor ve gösterilere katılanların birçoğunun üç aşağı beş yukarı kendisi gibi düşündüğünü de ekliyor.
 
Roman’la konuşmalarımız belirli bir sistematik içinde gerçekleşmediği için, tespitlerini soru başlıkları altında topladım. Roman, 24 Aralık’ta Moskova’daki büyük gösteriyle ilgili kişisel gözlemlerini aktarsa da aslında bir anlamda meydandaki insanların ruh halini ve düşüncelerini de iletiyor.    

RUSYA’DA NELER OLUYOR?
“Ben 40 küsur yıllık ömrümde iki devrim gördüm. 1989-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin çözülüşünü yaşadım. Gorbaçov’u ve Yeltsin’i gördüm. 2005’teki Ukrayna Turuncu Devrim sırasında ise Kiev’deydim. Şimdi Rusya’da benzer şeyler oluyor. Çevremdeki herkes Vladimir Putin’i ve rejimini reddediyor ve bir an önce rejimin yıkılmasını istiyor. Bugün Rusya’daki durum, muhalefet ve iktidar açısından Sovyetler Birliği’nin yıkılış sürecinin yaşandığı yıllardaki gibi.

Büyük değişiklikler olacak gibi. Ama ben değişiklikler gerçekleşinceye kadar ülkeyi terk edeceğim. Bana umut vermeyen Rusya’nın geleceği için meydanlarda harcanamam. Rusya’da bir gün bile fazladan geçirmek istemiyorum. Gidecek yer arıyorum. Kişisel tarihimden çok iyi biliyorum ki, eğer mafya ya da devlet aygıtı içinde değilseniz, büyük altüst oluşlar sonrasında hep acı çekersiniz, büyük zorluklar sizi bulur. Sokağa çıkan insanlardan birçoğu böyle düşünüyor. 

Son gösterilere katılan, profesyonel, eğitimli orta sınıf, iş dünyası, beyaz yakalılar siyasi bir güç değil ve aslında siyasetten uzak durmak istiyor. Çünkü başlarına bela almak istemiyorlar. Putin geleli beri, Rusya’dan yaklaşık 3 milyon kişilik bir beyin göçü oldu. Rusya büyük bir ülke diyebilirsin, bunun önemi ne diye sorabilirsin. Ama öyle değil. Sırf Çin’e bile yarım milyon göç oldu. Onlar da az kalabalık değil. Ruslar dışarıya çalışmaya gidiyor, düşünebiliyor musun? Bu gösterilerde eğitimli orta sınıf meydanlardaydı. Bu kesim, her ne kadar iktidardan faydalanıyor gibi görünse de, Putin’le tam mutabık değil. Rusya’nın krizi de bu. Ekonomiyi yönetenler siyaseti yönetemiyor ve şimdi bunlar meydanlarda.

Ancak, eğitimli orta sınıfın şimdi başka bir sorunu daha var. Bu kesim, Kremlin’i ele geçirmekten korkuyor, çünkü iktidar değişimi yaşanırken Rusya’nın çökeceğinden korkuyor. Enkazın altında kalacağından korkuyor. Aslında bugünkü haliyle Rusya’nın bir değişim yaşaması mümkün değil. Rusya küçülmeli. Pratikte sürekli küçülüyor da. Orta sınıf bunu fark etmiyor. Örneğin, Kafkaslarda artık Rusya sadece kukla rejimleri ve tanklarıyla var. Rus insanı da, Rus kurumları ve fabrikaları da kalmadı. Sovyet döneminde oralarda Ruslar vardı. Şimdi hepsi ulus devlet oldu ya da olmak için birbirini boğazlıyor.

Sovyetler Birliği yıkılırken bazı yeni ülkeler kurtuldu, bu dönüşümde hepsi gidebilir. Rus orta ve üst sınıfları bunun için endişeli. Bunları Putin baskı rejimi bir arada tutuyor. Meselenin diğer yanı da, Rusya’da ortalama bir Rus değeri ya da Rus ekonomisi ya da Rus ruhu yok. Ülkenin büyük bir iki kenti dışında birbirine benzer yaşam biçimi yok. Kapitalizm de tam girmemiş çoğu yere. Bunları nasıl dönüştüreceksin, nasıl yeni sisteme uygun hale getireceksin?”

PUTİN SERMAYENİN BAŞKANI DEĞİL Mİ?
“İktidar oligarkı içinde yer alamayan kapitalistlerin işi zor. Büyük işletme Yukos’a bakın. Yukos’un sahibi Rusya’nın en zenginlerinden Chodorkovski hâlâ hapiste. Şimdi yoksullara ve ulusalcılara sorarsanız Putin bunu içeri atmakla iyi yaptı, ülkeyi soyuyordu. Gerçekten öyle mi, yoksa olup biten sadece oligark kavgası mı?

Rusya, petrol ve doğalgaz zengini ama gelen para ülkeye yatırılmıyor; oligark tarafından paylaşılıyor. Örneğin son dönemde Rusya oldukça fazla petrol geliri elde etti, bu parayla kaç km. otoyol yapıldı biliyor musun? Sıfır. Ulusalcı, belki de yoksul sandığınız Putin’in toplam 13 sarayı var. Moskova’da akıl almaz zenginlik de var. Putin bu geliri iktidar blokunu yanında tutmak için paylaştırıyor. Aslında Putin’in Belarus lideri Lukaschenko’dan, Kuzey Kore’nin genç liderinden hiç farkı yok. Sadece Rusya zengin olduğu için Amerika ve Avrupa sesini çıkaramıyor. Yoksa belli bir ideolojiyi savunduğu için iktidarda değil.

Rusya, milliyetçi bir toplum ve aslında Putin yerine Venezuela ya da Bolivya’da olduğu gibi daha solda bir lider Rusya’da iktidarda olabilirdi. Zaten, halkın önemli bir kısmı Putin’i Chavez gibi görüyor. Temel sorun oligarşi-devlet iktidarı blokunu iyi kurmakta. Ve bizim gibi insanların bunu kıracak gücünün olmamasında.

Diğer yanda ise, sol tarafta olduğunu söyleyen ya da halkın solda olduğuna inandığı birçok parti var. Örneğin daha çok yaşlı, eski komünist emekliler için Rusya Federasyonu Komünist Partisi var, kendine sosyal demokrat diyen ama çok tartışmalı Rusya Adaleti var. Rusya Adaleti Milletvekili meşhur biri de gösteride konuştu. Hileli seçimde kazandığı milletvekilliğinden istifa edeceğini açıkladı. Yine küçük liberallerin ‘elma hareketi’ var. Bir de daha radikal sol var ve onlar da meydanda. Örneğin Sol Cephe ve Limonovcular meydandaydı. Anarşistler, gençler, devrim isteyen herkes meydandaydı. Rus toplumunda gittikçe yoksulla zengin arasındaki açı genişliyor. Sorun, muhalefetin güçlü bir örgütlenmeye gidememesi. Ne kapitalistler ne de komünistler örgütlenemiyor. Çünkü Rusya’da işleyen bir piyasa yok ve onun kuralları geçerli değil. Komünizm zaten çöktü. Demokrasi ise, bizde henüz bir yabancı sözcük gibi algılanıyor.”

GÖSTERİLERİ KİM DÜZENLEDİ, KİMLER KATILDI?
“Kimin düzenlediğini tam bilmiyorum. Çok kişi çağrı yapıyordu. Ünlü blogcu Aleksey Nawalny, gösteriden önce Kremlin’i alacak kadar insan varız diye çağrı yapıyordu. Ancak gösteride yaptığı konuşmada ‘haydi Kremlin’i alalım’ demedi. Aksine, ‘biz barışçıl insanlarız. Bizi daha fazla dolandırırlarsa milyonları sokağa dökeriz. O zaman iktidarı bize teslim ederler’ dedi. Nawalny politik biri değil. Ancak aşırı sağcılar kendisini sevmiyor. Ben de politik biri değilim ve ben de aşırı sağcıları sevmiyorum. 

Aslında ben bir gösterici olarak değil de bu tarihsel oluşuma tanıklık etmek için meydandaydım. Kalabalıkta benim gibi çokları vardı. Gösteriye herkesin katılacağını bildiğim için kendimi güvende hissediyordum. Aralarında bir milyarder, bir eski Başbakan, bir eski Devlet Başkan Yardımcısı ve çok sayıda sanatçı ve televizyoncunun da bulunduğu birçok kişi vardı gösteride. Bunlar olmasa ben gösteriye katılmaya cesaret edemezdim. İşin ucunda kodese tıkılmak var. Bunların hepsinin devrim istemesi komik.

ŞİMDİ NE OLACAK?
“Aslında ilk fırtına geçti. Biraz da yılbaşından itibaren Ocak ortasına kadar kış tatiline girildiği için ortalık sakin. Mart ayındaki devlet başkanlığı seçimlerine kadar sakin geçer. Ondan sonra ne geleceğini kimse bilmiyor. Putin’in alternatifi şimdilik yok. Böyle giderse, bence çok büyük siyasal değişiklikler ve hatta iç savaş tehlikesi bizi bekliyor. Rusya Federasyonu’nun çöküşü bile yaşanabilir.

Putin hazırlığını yapıyor. Örneğin, yılbaşından itibaren göstericilere karşı kullanılan polis teşkilatının çift maaş alacağını biliyor musunuz? Askeriyenin milyarlık yeni bütçeler aldığı sizin gazetelerde yazıldı mı? Putin’de para olduğu için siyasal gücü var. Para bitmeden de siyasal gücü bitmez, para biterse Putin gider. Siyasal olarak Putin’le mücadele mümkün değil. Putin, büyük olasılıkla seçimle değil de karışıklar sonrasında gitmek zorunda kalır. Bir de Medvedev acaba Putin’den kendini bağımsızlaştırabilecek mi sorusu var ki, bu sorunun da şu esnada bir anlamı yok.

Rusya yönetilebilir olmaktan çıktı. Rusya, bir ideolojinin reddi döneminden sonra, anlamsız bir ideolojisizlik dönemi yaşadı ve şimdi Rusya günlük hayatını yaşatan hiçbir değer, norm, hukuk ve inanç yok. Gücü yeten, yetmeyeni boğazlıyor. Her yerde tam bir yolsuzluk, değersizlik ve yozluk var. Bu rejim daha fazla yaşayamaz.

Her ne olursa olsun mart ayından sonra yine tufan kopar. Ama bence yönetim daha anti demokratik, daha diktatörce biçim alır. Gürcistan gibi ABD ve AB yandaşı bir ülke olacak değiliz ya… Rusya’da rejim seçimle, protestoyla falan değişmez. Rusya’da ancak devrim olur.”


Rusya’da bir turuncu devrim olmayacak
Bütün bu olup bitenleri sol nasıl değerlendiriyor ve Rusya solunun durumu ne?  Almanca yayın yapan alternatif internet sitesi Telepolis’ten Ulrich Heyden bu soruları Sol Cephe üyesi Andrey Demidow’a sordu. Demidow da gösteriye katılan biri ve Moskova’da yaşıyor. Sol Cephe ise, Rusya’da çeşitli grupların bir araya gelerek oluştukları platform. 

>>>>Solun Rusya’daki yeni protesto hareketi karşısındaki tutumu nasıl?
Solun duyguları çelişkili. Olanları hayranlıkla alkışlamak istemeyen bir Ortodoks sol var. Onlar bu protestoların güç ve iktidar çevrelerinin provokasyonu olduğuna inanıyor. Bu hareketin başında, eski Devlet Başkan Yardımcısı Boris Nemzow, eski Maliye Bakanı Aleksey Kudrin ve eski başbakan Michail Kasjanow gibi 1990’lı yılların özelleştirme kahramanları olduğunu görüyorlar. Bu protesto hareketlerine karşı en anlamlı gösteri, 24 Aralık günü tiyatro yönetmeni Sergey Kurginyan’ın liderliğinde Moskova Üniversitesi önünde yapılan alternatif gösteriydi ve doğrudan bu harekete karşıydı. Göstericiler şöyle diyordu: “Perestroyka-2’ye ihtiyacımız yok, aksine yeni bir Sovyetler Birliği istiyoruz”

>>>>Perestroyka–2 karşıtı gösteri yapanlar ne tür insanlar?
 Bunlar Ortodoks sol partilerin üyeleri, her şeyden önce politik olarak ayrı hareket etmeye alışkın olan Stalinistler, Gennadi Syuganow’un başkanlığını yaptığı Rusya Federasyonu Komünist Partisi üyeleri, Viktor Tyulkin’in Rusya Komünist İşçi Partisi üyeleri. Bunun dışında benim de ait olduğum ikinci bir sol grup var. Biz yeni protesto hareketini her şeyden önce aşağıdan gelen bir hareket olarak algılıyoruz. Kısa bir süre öncesine kadar siyasal sorunlarla hiç ilgilenmeyen insanların politikayla ilgilendiğini görüyoruz. Bunlar daha önceki seçimlerin dürüstçe yapıldığına inanan seçmenler ve seçim gözlemcileri. Seçimlerin dürüst olmadığını gördüklerinde, iktidar gözlerinde artık meşruiyetini yitirdi.

>>>>Daha önce de seçimlere hile karıştırıldığı gözlemlendi ve hatta bazı seçim sonuçları mahkemelik olduğu halde bu protesto hareketi daha önce değil de neden şimdi oldu?
Toplum, önce doğrudan, son dört yıl da dolaylı olarak ülkeyi yöneten Putin’den yorgun düştü. Birçok kişi Medvedev’in reform yapacağı illüzyonu içindeydi. Her şeyin bir oyun olduğu, Putin ve Medvedev’in makamları değişeceklerini daha dört yıl önce karar altına aldıklarını açıklamaları, birçok insanın işte bu sinik öfkeye kapılmasına neden oldu.

>>>>Blog yazarı Aleksey Nawalny ne tür bir rol oynadı?
Nawalny’nin blogu çok büyük bir rol oynadı. Gösterilerin ve kızgınlığın doruğa çıktığı zamanlarda blog 100.000 ziyaretçi alıyordu. Bu rakam büyük bir Rus gazetesinin satışı kadar ziyaretçi sahibi olmak anlamına geliyor. Nawalny, oyun gibi araçlar yoluyla insanları politikaya çekmeyi başardı. Diyordu ki, “Haydi, ‘Yalancılar ve Hırsızlar Partisi’ni, yani Putin’in Birleşik Rusya Partisini cezalandıralım.” Sonra da insanlar  ‘seçim gözlemcisi’ olarak ilgili kurumlara başvurmalıydı. Böylelikle, partileri bürokratik ve sıkıcı bulan birçok insan kendini işin içinde buldu. Sonra şu duygu oluştu: Sen iktidara karşı savaşmıyorsun, iktidar sana karşı savaşıyor. Çünkü iktidar seni gözlemci olarak kabul etmiyor ve oy sayımı protokollerini de sana vermekten imtina ediyor. 
 
>>>>Peki, blogcular arasında solcular ne tür bir rol oynuyor?
En popüler on canlı haber blogu arasında bir tane bile sola ait olanı yok. Ama toplum hakkında yazan bu on popüler blogun hepsi de rejimi eleştiriyor. Son on yıllardır Rusya’da sol olmak ‘modern’ sayılmıyor.

>>>>Kremlin blogculara sadece öylesine bakmakla mı yetindi?
Kremlin, internetin boş gezen aylakların oyun alanı olduğunu sandı. İktidar, televizyonun gücünü önemsiyordu. Elbette Kremlin, karşı propaganda yapmayı da denedi. Kremlin yandaşı bloglar için çok para harcadı. Nawalny karşıtı hacker eylemleri düzenlendi.

>>>>Putin ile toplum arasında bir ‘toplum sözleşmesi’ olduğu tezi var. Buna göre, halk siyasal sorunlarla ilgilenmiyor ve Putin, toplumsal istikrarı sağlıyordu. Neden bu sözleşme artık geçersiz hale geldi?
Putin iktidarının ilk yıllarında insanlar ülkenin istikrarlı olduğuna inanıyordu, geleceklerini planlayabiliyordu, emeklilik aylığının az da olsa zamanında ödenmesini önemsiyordu. Dış politika açısından Putin güçlü bir devlet yaratma sözü veriyordu. Yeltsin’in mirasına karşı çıkıyor, oligarkların önceliğine son vereceğini söylüyordu. Ama Roman Abramovich, Yeltsin zamanında da iyi yaşıyordu, Putin zamanında da iyi yaşadı. Oligarşi bugün de var. Sadece bugün daha gizli hareket ediyorlar.

>>>>Sol Cephe lideri Sergey Udalzow Ocak ayı başında hapisten salıverildiğinde liberallerin radyosu ‘Radio Echo Moskau’da bu radikal solcu için derin saygı besleyen canlı yayın telefonları yayınlandı. Nasıl oluyor da bir solcu, liberallerin kahramanı oluyor?
Udalzow, çok sayıda liberal tarafından saygı görüyor çünkü rejime karşı direniş gösterdi ve bunun için hapse girmek zorunda kaldı. Yoksa onun siyasal inanç ve düşünceleriyle ilgilenilmiyor. Zaten ne zaman sol, Protesto Hareketi Koordinasyon Konseyi’nde, devlet varlıklarının özelleştirilmesindeki yolsuzluklardan konuşmaya başlasa, o zaman sol karşısındaki histeri de başlıyor.
 
>>>>Bir turuncu devrim olur mu?
Bu olmaz, çünkü Rusya çok büyük. Taşradaki insanlar Moskova’da böylesine büyük protestolar olduğuna bile inanmıyor. Moskova’nın yaşam standartları daha yüksek ama buna karşın taşrada insanlar daha toplumsal sorunlarla ilgileniyor. Bu hareketin genişlemesi yalnızca toplumsal sorunlarla ilgilenmeye başlarsa mümkün. Ama toplumsal sorunları Moskovalı liberaller daha sonrasına ertelemek istiyor. Turuncu devrim demek, Ukrayna’da olduğu gibi bir lider figürünü başka bir lider figürünün yerine koymak demek. Yanukoviç’in yerine Yuşçenko’nun gelmesi gibi. Bütün bir ülke değiştirilirse, gerçek bir sistem değişikliği olur. Bunun için biz her yerde taban komiteleri kurmak istiyoruz. Bütün Rusya, burjuva olan Moskova’dan çok daha solda.