Bir şehir efsanesi hızla gerçeğe dönüşüyor. “Kuzey ülkelerinde kâğıt ve madeni para kullanımı bitiyormuş, piyasada nakit hiç dönmüyormuş.” Tüm bu, bir zamanların öngörü cümleleri kesin gerçeğe doğru yaklaştıkça yarattığı şaşkınlık da azalıyor. Açıklanan son verilere göre artık geri sayım başladı. Avrupa Merkez Bankası, İsveç’i Norveç ile birlikte, Avrupa’da en az nakit para kullanan ülkeler olarak duyurdu. 2009’dan beri yaklaşık ortalama her sene 5 milyar kron nakit kullanımı azaldı. Geçen sene için İsveç’te piyasada 80 milyar kron değerinde kâğıt ve madeni para vardı. Bu rakam beş sene öncesine göre 26 milyar kron daha az. Visa Europa göre, İsveçli cebindeki kartla Avrupa ortalamasına göre dört kat daha fazla kartla alışveriş yapıyor. 2012’den beri İsveç’teki Visa kart kullanımı yüzde 14 arttı. Kartla yapılan alışverişlerin büyüklüğü de küçüldü. Bu işin ortalaması geçen yıl 304 kron olmuş. Yaklaşık 90 liranın üzerindeki her alışverişini İsveçli cebindeki kartla yapmış.

Bir markete girip 3 liralık yani 10 kronluk alışverişin için kart çıkartırsan bu hiç garipsenmiyor. Tam tersi cebinden piyasadaki en büyük nakit para olan bin kronu çıkartıp kasiyere uzatırsan panik başlıyor. Bir nakit kullanıcıya, bir de paraya neden acaba diye uzun bakışlar atılıyor. Tüketicilerden, bir talep olmadığı için İsveç Merkez Bankası para basmıyor. Uzmanlar bu gelişimin sonunu oldukça açık buluyor. Piyasada dönen son 80 milyar kron da çekilecek gözüyle bakılıyor. Nakit kullanılmaması, vergi kaçırmayı ve ‘ayakkabı kutusu’ konu başlığını imkânsıza bağlıyor.

Zaten İsveçli kolay kolay vergiden kaçamıyor. Onun yerine, vergi paralarıyla ne yapıldığını hiç kaçırmıyor. Bir İsveç bankasının desteklediği Kişiye Özel Ekonomi Enstitüsü’ne göre; ayda 25 bin kron maaş kazanan bir kişinin vergi katkısı 17 bin 200 kron oluyor. Bu verginin içinde maaş bordrosunda görünen vergi, özel tüketim vergisi ve işveren ücretleri yer alıyor. Uzmanlara göre “Vergi, İsveçli’nin açık ara en büyük gideri.” Bu araştırmanın başındaki ekonomist Maria Ahrengart, 2012’de yaptıkları çalışmayı açıklarken “Vergi paralarının nasıl dağıldığını görmek, bizler için refahımızın gerçekten ne kadar maliyetli olduğunu anlaşılır kılıyor” diyor.

İsveçli’nin her ay ödediği verginin en büyük bölümü yerel yönetimlere aktarılıyor. Bunu; emekliler, yaşlı bakımı, okullar ve sağlık hizmetleri takip ediyor. Avrupa Birliği, vergisini ödeyen her İsveçli’den ayda 140 kron alıyor. İsveç’te ikamet eden ve bir geliri olan herkesten zorunlu olarak 60 kron cenaze işleri için kesinti yapılıyor. Bu kadar çok vergi ödeyen bir toplum da devletten hizmet için bastırıyor.

Sosyal Demokrat Parti’nin Çevre Partisi’yle birlikte yürüttüğü azınlık hükümetinin bakanlar kurulunda oturan, Türkiye kökenli iki bakandan biri olan Mehmet Kaplan, bu hafta açıklamalarıyla vergi verip hizmet bekleyenlerin takibindeydi. Kaplan, hükümetin küçük ortağı Çevre Partisi’nden bakanlık koltuğuna taşındı. İskân, Şehir Gelişimi ve IT-internet gibi üç temel alanda bakanlık sorumluluğu var. IT görevini bir kenara bırakacak olursak Kaplan’ın İskân ve Şehir Gelişi Bakanlığı için “Ülkenin hakkında en çok şikâyet edilen devlet organlarından birisi” yorumu yapılıyor. Bu, Kaplan’ın bakanlıkla görevlendirmesinden önce de böyle idi. İsveç’te özellikle büyük şehirlerde ciddi bir evsizlik sorunu var. Kiralık evler devletin ya da devlet tarafından izin verilmiş belli şirketlerin elinde. Bu evlerden kiralamak için bir sıra sistemi getirilmiş. Bu sistem kiralık veya satılık ev azlığından ve devletin politikaları gereği işlemiyor. Örneğin başkent Stockholm’de kiralık ev sırasında olan bir vatandaşın, şehir merkezinde bir evi kiralaması ortalama 20 yıl alıyor. Şimdiki ev yokluğunda, bir kişinin birinci elden kiralık bir daire bulması için en az 2,5 yıl o sırada beklemesi gerektiriyor. Bu akıl almaz sıkıntıyı gidermek için Bakan Kaplan’ın çözümü, beş sene içinde 250 milyon yeni ev sözü oldu. Çeyrek milyon ev müjdesine gazeteler “Bu sayı yeterli olacak mı?” sorusuyla gelince Kaplan, “Konunun ciddiyetini anladık. İnşaatların, bizim tek aracımız olduğunu kavrayan bir hükümet var” cevabını verdi.