Tunus Cumhurbaşkanı Said’in kurmaya çalıştığı diktatörlüğe karşı Tunuslular isyan bayrağını çekti. Ülke genelinde protestolar devam ederken Aktivist Souli, demokrasi için savaşmayı sürdüreceklerini kaydetti.

Said’in otoriter rejimine geçit yok
Fotoğraf: AA

Umut SERDAROĞLU

Tunus’ta ülkeyi tekrar tek adam diktatörlüğüne sürükleyen muhafazakâr Cumhurbaşkanı Kays Said’e tepkiler her geçen gün artıyor. Aylardır iktidara karşı eylemler sürerken muhalefet grupları dün Yasemin Devrimi'nin 12’nci yıldönümünde tek adam rejimini protesto etti.

Muhalefetin en güçlü seslerinden Tunus Genel İşçi Sendikası’nın (UGTT) çağrısının ardından Tunus halkı başkentte sokaklara akın etti. Büyük gösterilerin geleneksel alanı olan Habib Bourguiba Caddesi, "halk rejimin gitmesini talep ediyor" sloganları arasında Tunus bayrakları sallayan binlerce protestocuyla doldu. Polis barikatlarını aşan protestocular başkent sokaklarında caddeye doğru yürüyüş gerçekleştirdi. 2011’deki Yasemin Devrimi’ndeki protestolara katılan Aktivist Chaima Issa, “2011'de Said yokken buradaydık. Bugün, bu caddeyi bize kapatıyor. Bedeli ne olursa olsun caddeye ulaşacağız” dedi. Protestocular, ülkede iyice kötüye giden ekonomi ve Said’in giderek artan otoriter yönelimine bir kez daha istifa çağrısında bulundu.


Ülkede tek adam rejimine karşı muhalif sesler iyice yükselirken Tunuslu aktivist Dehkra Souli, Tunus’ta tek adam rejimine yeniden güçlenmesini ve Said’in halk üzerinde yarattığı baskıları BirGün’e anlattı.

DEMOKRATİK GEÇİŞE DARBE

Cumhurbaşkanı Kays Said’in OHAL kararından önce de ülkede ekonomik krizi ve siyasi sarsıntılar yaşandığını hatırlatan Dhekra Souli, “25 Temmuz 2021’de Said tarafından ilan edilen OHAL öncesinde de ülkede ekonomik ve politik durum çok iyi değildi. Yine de özgürlüğün yanı sıra 2014’te tek adam rejiminin önünü kesen demokratik ilkelerle yazılmış bir anayasamız vardı” dedi.

Said’in OHAL kararının ardından ülkedeki tüm gücü kendi eline geçirmek için bütün bağımsız organları zayıflatarak kendine bağladığının altını çizen Aktivist Souli şöyle devam etti:

Aktivist Dehkra SouliAktivist Dehkra Souli



“Said neredeyse tüm yürütme ve yasama yetkilerini kendine bağladı. Tam anlamıyla Arap Baharı öncesi ülkede yıllarca süren diktatörlüğü yeniden kurdu. Bunun en büyük örneği ise referanduma sunduğu kendi anayasası oldu. Bu anayasa ile popülist ve otoriter başkanlık rejimini ülkede kurdu. Ancak Said’e destek ve inanç o kadar az ki referanduma sadece yüzde 5’lik bir dilim katıldı. Halk referandumu kabul etmese bile Said’in bir şekilde anayasayı kabul edeceğini düşünüyordu. Seçimin ardından hükümeti kurma yetkisi de Said’in eline geçti.”

Tunus’ta 2011’deki devrimle başlayan demokratik geçişe büyük bir darbe yapıldığını belirten Souili, “Maalesef bu durum ülkeyi büyük bir belirsizliğe sürüklemekte” diye konuştu.

HAK İHLALLERİ ARTTI

Tek adam rejiminin ardından Tunus’ta popülist hareketin zirve yaptığını ve insan hakları ihlalinde büyük bir artış yaşandığını kaydeden Souli, “Aynı zamanda hak savunucuları ve sivil toplum kuruluşlarına da saldırılar başladı. Saldırılar artarken sendika ve örgütlerin önderliğinde hükümet karşıtı eylemlerde de artış yaşandı” dedi.

Yasemin Devrimi’nin benzerinin yaşanmaması için polis tarafından toplumsal hareketlere izin verilmediği gibi aktivistler üzerinde de büyük baskılar kurulduğunu aktaran Souli, “Said İslam’ı devlet dini olarak yerleştirmeye çalışarak, temel hak ve hürriyetlere sınırlamalar getirerek ve bütün gücü kendi eline alıp, ülkeyi istediği gibi yöneterek bizim büyük zorluklarla kazandığımız haklarımızı elimizden almaya çalışıyor. Ancak Tunus halkı olarak buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar Said rejimiyle savaşmaya devam edeceğiz. 18 Aralık’taki genel seçimlere katılımın az olması ve Said’in gücünün sarsılması iyiye işaret. Ancak demokrasiye giden yolda savaşmaya devam etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

***

Adım adım tek adam rejimine geçiş süreci

2019’daki ekonomik kriz sırasında halkın yükselen öfkesinin ardından iktidara gelen Kays Said, yerleştiği Kartaca Sarayı’nda tek adam diktatörlüğüne giden taşları parça parça döşedi. Said, önce 25 Temmuz 2021’de parlamentoyu askıya aldı, milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı. Ardından da 22 Eylül 2021’de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı. 8 ay sonra 30 Mart 2022’de ise askıya aldığını ilan ettiği Parlamentoyu tamamen feshetti. Bunlarla yetinmeyen Said, 25 Temmuz 2022’de katılımın yüzde 30’larda kaldığı Anayasa değişikliği referandumu yaptı, 17 Aralık 2022’de de erken genel seçim yapılması karar aldı.