Türkçe Edebiyatın okurlarının çoğunda garip bir ruh hali vardır.

Türkçe Edebiyatın okurlarının çoğunda garip bir ruh hali vardır. Nedense batıdan “pompalanan” kimi yazarların eserlerine edebi değerine bakılmaksızın daha bir kıymet biçilir. Kategorize edilirken de ayrı bir yere oturtulur. Mesela belki hiç ilgisi yok denilecek gibi ama nerden estiyse aklıma Umberto Eco’nun Gülün Adı kitabı geldi. Yedi günlük bir zaman dilimi içinde bir Manastır içinde Orta Çağ İtalya’sında geçen bir “polisiye” hikâyedir Gülün Adı.
Durduk yerde Murathan Mungan’ın Şairin Romanı’nı* okuyup bitirdiğimde Gülün Adı’nı aklıma düştü. Derdim, kıyaslama değil elbet. Ama bizim tuhaf ülkemizde batının, yani romanın ülkesinin yapıtlarından çok daha büyük edebiyat eserleri çıktığı halde gereken ilginin yeterince gösterilmiyor olmasının anlamını çözmekte gerçekten zorlanırım.
Yaklaşık 20 günlük bir bahar ritmi içinde adeta bitmesini istemeyerek ve sindirerek okudum Murathan’ın Şairin Romanını…
600 sayfalık ve çok özenli bir baskıyla sunmuş romanı Metis Yayınları...
Şiirin bunca kan yitirdiği ve amiyane tabiriyle “kıymetsizleştirildiği” bir çorak edebiyat ortamında, Murathan Mungan “Şiire” ve “Şaire” bir minnet borcu romanı armağan etmiş. Her paragrafında şiirsel üslubun hafızalarda ve hatıralarda iz bırakan edebi var Şairin Romanı’nda…
Şiirin, kelimelerle kurulan ilişkilerde başladığını, kelimelerin kullanılışıyla alakalı olmadığını ısrarla vurgulayan usta işi bir roman…
Şiirle Matematiğin, edebiyatın bilgeliğinde nefis bir buluşması olmuş roman. Matematik kurgusu tek kelimeyle harika. Bütün Murathan Mungan kitapları içinde, belki diğerlerine haksızlık olacak ama çok ayrı bir yere özenle konulması gereken gerçek bir şah eser kanımca…
“Uzak Tutulması”na kapılan bir eski şairin elli yıl süren denizler üzerinden seyahatinin tekrar “ülkesine” karaya, “kara ülkesine” dönüşünün hesap kesimi Şairin Romanı…
Romanda kıvrak bir zekanın ürünü; Mekân ve şahsiyet isimleri, mekân anlatı(m)ları tümüyle zamanlardan ve mekânlardan azade gibi. Ama aynı şekilde o kadar içerden ve tanıdık ki! Her kahramanı ya da her mekânı yanıbaşınızda ve yakınınızda bilmeniz, hissetmeniz an meselesi. Zor iş doğrusu! Mekânları ve hikâyeleri bir zanaatkâr titizliğiyle bilmek ve yeniden işlemekle ilintili edebiyatçının yaptığı…
Eski ve kadim şehirlerin kapı girişlerinde o şehre ilk kez gelen yolcusuna sorduğu soru(lar) vardır. Belki de bilmeceler. Ya da sırlar saklı şiirsel metinler. Bunu en iyi elbette bu tip eski ve kadim şehirlerden olan kalem erbapları bilir.
İşte kim bilebilir ki; o surlu şehirlerin surlarını binlerce yıl boyunca ayakta tutan o metinler, o giz dolu sorulardır. Girersiniz o sırlı ve surlu şehirlerin kapılarından içeri; “sokaklarında, meydanlarında dolaşırken yalnızca şehrin içinde değil tarihin, zamanın içinde de gezer gibi” olursunuz. O zaman o şehrin eski ve yalnız evlerinin kurumuş bazalt kuyularına şiirlerinizi, sırlarınızı, metinlerinizi fısıldarsınız. Sizin ya da eski sakinlerinin sesleri olarak geri döner fısıldadıklarınız. Ve “Şairin Kuyusu” olur…
Hikâyelerini ancak bir anlatıcıya gönül rahatlığıyla teslim ettikten sonra gitmeleri gereken yere gidebilen eski söz ustaları derlermiş ki; “İnsanın kaderi, karakteridir. Aralarında incecik bir zar vardır” yalnızca. Edebi kaderi ile karakterini buluşturan bir edebiyat şahsiyetinin kitabı olarak okudum Şairin Romanını…
Doğrusu Murathan Mungan her yaştan ve her kuşaktan kendi okur profilini dişiyle, tırnağıyla, emeğiyle, ürettikleriyle yaratmış Türkçe Edebiyatın mükemmel yazarı. Yazar kimliğimden ayrı bir Murathan Mungan okuru olarak, Şairin Romanı’nı büyük haz alarak okudum. Her satırını gözüm gibi kıskandım. İyi ki böylesine edebiyat yapan ve “Geleceğe kalabilecek” kalitede edebi işler çıkaran yazar(lar) var dedim, kendime.
“Adı, bir kuş biçimi alacak. Sonra da başka dillere konacak” bir edebiyatın ruhu bu yılın edebiyat şah eseri olacak benden söylemesi. Adım gibi eminim.
Bu yıl ikincisi düzenlenen 17 – 22 Mayıs Diyarbakır TÜYAP Kitap Fuarında kendinize armağan edeceğiniz kitapların yanında fuarın da konuğu olacak olan Murathan Mungan’ın Şairin Romanı’nı alın ve okuyun. 15 yıllık bir emeğin ürünü olan Şairin Romanını seveceksiniz…
Not: 17-22 Mayıs Tarihleri arasındaki Diyarbakır TÜYAP Kitap Fuarı süresince yeni çıkan kitabım “Gittiler İşte”yi imzalamak üzere Aras Yayıncılık’ın 2. Salon 801 C standında olacağım. Ayrıca 19 Mayıs 2011 Perşembe günü Saat 16.30-17.30 arasında Fuar etkinlikler salonunda Osman Baydemir- Mıgırdiç Margosyan ve Şeyhmus Diken “Gidenlerin Ardından” söyleşisini yapacağız.

*Murathan Mungan, Şairin Romanı, Metis, Nisan 2011 İstanbul.