Belalı eski kocamız gibi devlet. Huzurumuzu kaçırıyor, yakamızdan düşmüyor, zulmediyor. Yetmiyor, çocuklarımızı almak istiyor. Alıyor da… Bakacağından, koruyacağından değil… Zulüm devletin fıtratında var.

Devletin elinden çocuklarımızı kurtarmamız lazım. Bu hafta devlet dersinde tekrar gördük bunu, ezber değil uygulamalı eğitim. Artık unutmayalım.

Devlet baba çocuklarını koruyor kolluyor! Ama sadece ekran karşısındakileri. Mesela sırf çocuklar kötü etkilenmesin diye televizyon programlarına, artı 18, ‘çocuklar için korku ve şiddet öğeleri içerir’ uyarısı koyma zorunluluğu getiriyor.

O sırada başka yerlerde devletin sevmediği çocuklar yetişiyor. Kırgın, öfkeli, tahrip edilmiş çocuklar. Darp edilmiş, taciz, tecavüz edilmiş çocuklar. Hapsedilmiş, hakaret edilmiş geleceği gasp edilmiş çocuklar. Henüz hiçbiri artı 18 değil… Çocuk cezaevindeler: Korku ve şiddet öğeleri içerir uyarısı yok…

Onarılmayacak bir çocuklukla sınanacaklar ömür boyu. Kimi zaman gördükleri zulmün haberi dışarı yansıyacak, tepki de gelecek evet…

Zalimler; zaman her şeyin uyku ilacı mantığıyla, tepkilerin bitmesini bekleyecek, ardından hayatlarına yani hayat karartmaya devam edecek.

Pozantı Cezaevi’ndeki tecavüz skandalının patlak vermesiyle açılan soruşturmada çocuklara tecavüz eden devlet memurları için takipsizlik kararı çıkalı ne kadar oldu ki…

Bir iki ay önce, Şakran Cezaevi müdürünün iç yazışmalarından: hapishanede güçlü çocukların güçsüz çocuklara tecavüz ettiği ortaya çıktı,  “anüslerinden vücutlarına ne kadar uzunlukta hortumu alacakları yönünde kendi aralarında iddiaya girip denedikleri…” “infaz koruma memurlarının, kullanımı çocuklarca yasak olan emtianın geçmesine neden oldukları…
Gündem Çocuk Derneği- Çocuk Hakları Merkezi’nin raporuna göre,  Şakran Cezaevi’nde çocuklara 60 güne varan hücre cezaları veriliyor.

Cezaevi müdürü, “Sizi cinsel koğuşa göndereceğim”  diyerek çocuklara gözdağı veriyor. Müdür, bir ıslah yöntemi olarak kendisinin engellemediği tecavüzü kullanıyor. Şakran Cezaevi’ndeki çocukların bir kısmı, buraya Pozantı Cezaevi’nde patlayan tecavüz skandalı üzerine getirilmiş. Devletin koruması altındaki çocuklar. Olay bir devlet kurumunda geçiyor. Meydan verenler devlet görevlileri… Hatta ekipman getiren bile devlet görevlileri. Mevzubahis hortum mesela…  Çocukları, devletin elinden kurtarmamız lazım.

Şakran Cezaevi’nde süngerli oda denilen bir işkencehane var. Yetkililerin çocukları sakinleştirmek için kullanıyoruz dedikleri odanın duvarlarında, cezaevini incelemeye giden İzmir Barosu Üyeleri, kan lekeleri tespit etti…

Şakran Cezaevi Müdürü Hamit Karslıoğlu tecavüz ve işkence skandalı patladıktan iki ay sonra başka bir kentte başka bir cezaevinde göreve atandı. Başka çocuklara zarar vermeye, zarar verilmesine göz yummaya, suç ortaklığına gönderildi.
Bu hafta yine Şakran Cezaevi’nden gelen başka bir haberle sarsıldık: 3 kız çocuğu hamile oldukları “için” tek kişilik hücrelere kapatılmış. Doktor kontrolü yapılmıyor. Ağrıları sancıları olduğunda da doktora götürülmüyorlar. Cezaevi görevlileri; Devletin mazotunu 1 kişi için harcayamayız, diyormuş.

Çoğumuzun aklına gelen ilk soru: bu çocuklar hapse girdiğinde hamile miydi?

Cezaevi müdürü ıslah yöntemi olarak cinsel koğuşa başvurunca, devletin masumiyetine inanmak o kadar kolay olmuyor.
Salı günü kadınlar Şakran Cezaevi’ndeki tecavüz skandalını protesto etmek için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nü işgal etti. Hapishanelerdeki şiddeti kınayan kadınlar polisçe darp edilerek gözaltına alındı. Afişlerinde “Şakran’da çocuklar tecavüze uğruyor. Seyretme, isyan et!” yazıyordu…

Hesap soralım, unutturmayalım…

Hapishane duvarları çok kalın… Birkaç ay sonra, hücreye kapatılmış 3 çocuktan 3 çocuk doğacak. En az 3 çocuk dedikleri bu mu?