Seyhan Kalkan Vayiç Türkiye’de başlattığı ‘Eyvah Çocuğum Kitap Okumuyor’ atölye çalışmasını, geçen yıl olduğu gibi bu hafta da Almanya’nın Hannover, Hildesheim ve diğer kentlerine taşıyan eğitimci yazar Özge Doğar “Nasıl diş fırçalamak, duş almak alışkanlığımız ise kitap okumak da zihnimiz için alışkanlık haline gelebilir” diyor. Çocuklar için kitap resim, müzik, ağaç, gökyüzü demek. Kitap, çocukların […]

Saksınızı kırın, çiçeğiniz sokaklarda yeşersin
Seyhan Kalkan Vayiç

Türkiye’de başlattığı ‘Eyvah Çocuğum Kitap Okumuyor’ atölye çalışmasını, geçen yıl olduğu gibi bu hafta da Almanya’nın Hannover, Hildesheim ve diğer kentlerine taşıyan eğitimci yazar Özge Doğar “Nasıl diş fırçalamak, duş almak alışkanlığımız ise kitap okumak da zihnimiz için alışkanlık haline gelebilir” diyor.

Çocuklar için kitap resim, müzik, ağaç, gökyüzü demek. Kitap, çocukların hayal dünyalarını zenginleştiren, kelime dağarcıklarını geliştiren, sosyal yaşamlarını olumlu yönde etkileyen ve okul başarısına katkı sağlayan adeta bir yaşam kaynağı. Eğitimci yazar Özge Doğar da bu yaşam kaynağının yok olmaması ve daha fazla çocuğa ulaşması için üç yıl önce harekete geçti ve çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyen anne ve babalara önemli yol ve yöntemleri anlattığı ‘Eyvah Çocuğum Kitap Okumuyor’ adlı atölye çalışmasını başlattı. Özge Doğar’ı romanlarından ve Emekçi Kadınlar Sorunlarıyla ilgili eğitim çalışmalarından zaten tanıyoruz.

  • ‘Eyvah Çocuğum Kitap Okumuyor’ atölye fikri nasıl ortaya çıktı?

İmza günlerimde, hem kitap stantlarında duran görevlilerin hem de annelerin ve babaların çocuklara kitaba dokunmamaları yönünde uyarılarda bulunmaları, velilerin yaptığı hatalardan dolayı çocukların kitaptan soğuması ve teknolojiyle içli ve dışlı olan çocukların kitap okumanın verdiği tadı bilmemeleri gibi nedenlerden dolayı ‘Kitap oku çünkü düşünmek gerekiyor’ sloganı doğrultusunda atölye fikri ortaya çıktı.

  • Atölye neyi amaçlıyor?

Bütün dünyanın kitap okumasını, su içmek ve yemek yemek gibi yaşamsal bir ihtiyaca dönüşmesini istiyorum. Sevginin en saf hali çocuğun ailesiyle olan bağıdır. Kitap okuma etrafında şekillenen etkinliklerle aile bağını da güçlendirmeyi amaç edinen bir çalışma. Çünkü her şeyde olduğu gibi kitap okumanın temeli de ailede atılıyor.

  • Kitap okumak çocuklara neler katıyor?

Kitap okuyan çocukların okul hayatlarında, arkadaşlık ilişkilerinde ve gelecekteki iş yaşantılarında daha başarılı olduğu bir gerçek. Bir yandan sorgulama, karşılaştırma, empati yetenekleri gelişirken bir yandan da özgüvenleri, araştırmacı yönleri ve anlama hızları daha güçleniyor. Kitap okumak, zor gelen matematik dersi için bile bir anahtar konumunda. Çünkü okuduğunu doğru anlayan öğrenci için zor ders yoktur. Çocuk kitap okudukça, anlama ve dil yetisi güçlenecek böylece zor algısı da gün geçtikçe azalacak. Okurken zihnimizde yeni karakterlerle, olaylarla ve durumlarla tanışırız. Bu karakterler ya da durumlar kısa süreli hafızamızın gelişmesini sağlar. Bir çocuğun kitap okurken öğreneceği kelime sayısı televizyon izlerken öğreneceğinden yüzde 50 daha fazladır. Yatmadan önce okunan kitap çocuk ile beraber anne ve babanın da daha rahat uyumasını sağlayacaktır. Kitap okumanın sakinleştirdiği ve stresi yüzde 68 oranında düşürdüğü söyleniyor. Okuma alışkanlığı olan kişilerin beyninde yaşlılığa bağlı fonksiyon kaybı daha azdır. Çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak onun zihnini yaşatmak ve sosyal hayatını güvence altına almak demektir.

Ebeveynlere çocuklarına kitap sevgisini aşılamaları için hangi yöntemleri anlatıyorsunuz?

Çocuklar, büyükleri model alır. Birlikte yaşadıkları kişiler kitap okuyorsa kitap okumaya özeneceklerdir. Diş fırçalamak, elimizi yıkamak, duş almak… Bunlar nasıl doğalsa ve bunları sağlığımız için yapmamız gerekiyorsa kitap okumak da zihinsel sağlığımız için gerekli. Öncelikle anne ve baba kitap okuyacak. Annesinin ve babasının kitap okuduğunu gören çocuk da kitap okumak isteyecek. Özendirici ve teşvik edici olmak gerekiyor. Sürekli kitap oku demek ya da eline kitap tutuşturmak çok itici gelebilir. Okuma alışkanlığının temelinin aile içinde atıldığı ve devamının eğitim sisteminde öğretmenler tarafından öğrenciye kazandırıldığı düşünülürse bu alışkanlığın kazanımında ailenin rolü büyük. Çocuklar, oyun oynamayı severler ve kitap okuma alışkanlığını oyunlaştırarak ebeveynlere anlatıyorum. Atölye çalışmalarında 24 tane ev içi oyun mevcut. Böylelikle ebeveynle çocuk arasındaki bağı da kuvvetlendirmiş oluyoruz. Amacım pırıl pırıl zihinlere sahip olan çocukları saksıların içindeki çiçekler gibi dar alanlara mahkûm etmek değil tam tersine kitaplar aracılığıyla sokaklarda çiçek açmalarını sağlamak.

  • Çocuklara kitap alırken nelere dikkat edilmeli?

Kitabın grafik tasarım ile yazı karakterlerinin nitelikli ve yaş grubuna uygun olmasına özen gösterilmeli. Yaratıcılığı besleyen kitaplar seçilmeli. En önemlisi her zaman ders verme amaçlı kitaplar alınmamalı. Çocukların sadece eğlenmek için de okumalarına izin verilmeli. Roman ya da hikâye türü kitapların dışında biyografi, gezi, hatıra, kişisel gelişim, araştırma kitapları da tercih edilmeli.

  • Atölye çalışması daha önce Almanya’da düzenlenmişti, tekrar gidiyorsunuz. Türkiye’de de çeşitli özel atölyelerde ve belediyelerde yaptınız, bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

‘Eyvah Çocuğum Kitap Okumuyor’ atölye çalışması Kadıköy Belediyesi’nde, özel atölyelerde ve okullarda yapılmaya devam edecek. Ocak ayında Almanya’nın Hannover Belediyesi’nin ve Can Arkadaş Derneği’nin düzenlediği etkinliğe katılmıştım. İlgi düşündüğümden çok oldu çünkü her ailenin atölyede kendisinden bir şeyler bulduğunu düşünüyorum. Atölye çalışmaları yaz boyunca yurtiçi ve yurtdışında da devam ediyor. ‘Aynadaki Sır’ romanımla ilgili imza ve söyleşilerim de bu yaz programımda yoğun yer tutuyor.