ABD’deki okul saldırıları üzerine çalışan Portland Eyalet Üniversitesi’nden Prof. Kathryn Farr, “Silahların denetlenmesi ve silahın erkek çocukları daha güçlü yapacağı fikrinin kültürel olarak yıkılması zorunlu” diyor.

Saldırgan faillerin ortak özelliği var

Umut Can FIRTINA

ABD’de saldırılar bitmiyor. Son olarak New York Buffalo ve Texas Uvalde’de katliamlar gerçekleştirildi. Texas’ta 18 yaşındaki Salvador Rolando’nun bir ilkokula yaptığı saldırıda yaşları 9 ve 11 arasında değişen 19 çocuk ve iki öğretmen yaşamını yitirdi. Bu saldırı 2007’deki Virginia Tech Üniversitesi ve 2012’deki Sandy Hook İlkokulu katliamlarının ardından en kanlı üçüncü okul saldırısı oldu. 1999 Nisan’ında ise Colorado Columbine Lisesi’nde son sınıf öğrencileri Eric Harris ve Dylan Klebold 12 kişiyi katledip intihar etmişlerdi. Okullardaki saldırılar hakkında araştırmalar yapan Portland Eyalet Üniversitesi’nden Sosyolog Prof. Dr. Kathryn Farr ile okullara yönelik saldırıların nedenlerini, saldırganların özelliklerini konuştuk.

Okul saldırganlarının ortak kişilik özellikleri neler? Neden ergen yaştakiler saldırıları gerçekleştiriyor?

1998’de Oregon’a bağlı Springfield’de 15 yaşındaki Kip Kinkel okulunda etkisiz hale getirilene kadar 24 kişiyi vurdu, 2 kişi hayatını kaybetti. Uvalde’deki katliama büyükannesini öldüren, ardından Robb İlkokulu’na giderek 21 kişiyi öldüren ve 17’sini yaralayan Salvador Ramos gibi, Kinkel da katliamına ailesinden başladı. Kinkel, 1995-2015 yılları arasında ergenlik çağlarındakiler tarafından okullarda gerçekleştirilen toplu katliamları incelediğim araştırmalarımdaki vakalardan birisiydi. Araştırmada 29 silahlı okul saldırısına karışmış, yaşları 11 ile 20 arasında değişen 31 kişiyi inceledim. Ramos hakkında ortaya çıkanlar, araştırmamdaki bulguların onun için de geçerli olduğunu gösterdi.

Nedir bu bulgular?

Diğer saldırılarda olduğu gibi Uvalde’de de özellikle muhafazakâr sağcı politikacı ve uzmanlar vakit kaybetmeden öncelikli olarak ruhsal bozuklukları suçlu ilan etti. Araştırmamdaki en az dört kişi saldırı öncesinde şizofreni ve başka delüzyonal ruhsal bozukluklara sahipti. Ancak, birçoğu saldırı öncesinde ağır ruhsal bozukluk yaşamasa da ‘sorunlu’ olarak nitelendiriliyordu. Çoğunluğu depresyondaydı; 8’i saldırı sonrası intihar etti ve kalanlar da intihara eğilimlilerdi. Ancak hepsinde öne çıkan özellik ‘öfke’ idi. Birçok uzman özellikle genç erkeklerde depresyon ile öfke arasında bağlantı olduğunu yazdı. Doğrusu araştırma da depresyonun da erkeklerde öfkeye neden olduğuna işaret ediyor. Öfkenin şiddet şeklinde dışa vurumu ise kültürel olarak masküleniteyle yani erkeklikle bağlantılı.

Nasıl bir bağlantı bu, biraz açabilir misiniz?

Araştırmamdaki tüm saldırganların hepsi erkekti. Burası önemli. Araştırmalara göre ergenlik özellikle erkekler için ‘cinsiyet yoğunlaşması’nın yaşandığı bir dönem. Havalı, sert, cesur ve gözü pek olmak; heteroseksüelliğini kanıtlamak; dişil olan her şeyi reddetmek bir görev. Çalışmamdaki çocukların neredeyse hepsi bu görevde başarısız oldular ve bunun farkındalar. Birçoğu kendinden ve okuldakilerden nefret etmek arasında gidip geliyordu. Bir araştırmacının özellikle okuldaki erkek akranları tarafından dışlanan, aşağılanan, küçük düşürülen bu çocukları tanımladığı gibi: “Adaletsizliğin tahsildarları.” Saldırı sırasında bu öfke şiddetleniyor ve intikam arzusuna dönüşüyor. Birçoğu akranları tarafından dişil isimler takılarak cinsel aşağılamalara maruz kalıyorlar. Birkaçının cinsel zorbalıklara maruz kaldıklarına dair ifadeleri var. Kimi ise yakın zamanda kız arkadaşıyla zor bir ayrılık yaşamış; erkeklikleri için bir başka tehdit. Birçoğunun bu adaletsizliklere tepkisi okulda sahip olduğu silahla övünerek, silahlar hakkında sunum yaparak, önceki okul saldırganları hakkında konuşarak cinsiyetlerinin görüntüsünü artırmak oldu. Diğerleri gittikçe uzaklaşarak akranları tarafından rahatsız edici ve tehditkâr yalnızlar olarak görüldüler. Neredeyse hepsi ya okula saldırı arzusundan birilerine bahsetti ya da şiddete yatkınlıklarını gösterdi.

Öfkeyi neden okula yöneltiyorlar?

Ruhsal ya da ailevi bozukluklar olsun ya da olmasın, intikamlarının hedefi okul oldu. Saldırganlardan Evan Ramsey istismarcı bir ailede büyüdü. Beş yaşındayken babası hapse girdi, iki yıl sonra da velayetleri alkolik ve istismarcı annesinden alındı. Kardeşiyle birlikte 10 koruyucu aile yanında kaldı, ben az ikisinde fiziksel ve cinsel istismara uğradılar. Yine de saldırı için neden okulu seçtiği sorulduğunda “Orası acımın en yoğun olduğu yerdi” cevabını verdi.

Bireysel silahlanmanın etkisi nedir?

Silahlar bu çocukların hayatında büyük bir rol oynuyordu. Saldırıları düzenledikleri sırada, çocukların üçte birinin odalarında veya yakınlarda sakladıkları cephanelikleri vardı. Silahı almak, hayranlıkla izlemek ve hazırlamak saldırılarının planlanmasında önemli bir sembolik görevdi. Saldırganlardan birinin günlüğünde yazdığı gibi: “Verimli bir haftaydı. Stevens 320 tüfeğimi aldım. Tabanca kabzasını sevdim. Alana kadar çok bekledim, ama çok güzel” ve “Askı, kemer ve tabii ki cephane aldım. Ekipmanımı kuşandım ve sırt çantamı hazırladım...” Birçoğu silahlarla erkekliklerinin artmasından bahsetti. Birisi erkek akranlarını etkilemek için silahını okula götürdüğünü, arkadaşlarının “vay” ya da “havalı” gibi tepkiler vereceğini düşündüğünü söyledi. Columbine saldırganı Eric Harris’e ilk silahını aldığında nasıl hissettiği sorulduğunda “daha özgüvenli, güçlü, tanrı gibi” cevabını verdi. Birçoğu silah alabilmek için küçük olduğundan, planlarının hayata geçirilmesinde silaha erişim kritik öneme sahipti. Silahlar ise kendi topluluklarında gayet erişilebilirdi. Doğrusu saldırganların büyük çoğunluğu silahları kendi evlerinden ya da arkadaşlarının ailelerinden temin etti.

İnternetin etkisi nedir?

İnternet kesinlikle genç erkeklere (tüm okul saldırganlarının erkek olduğunu hatırlatmakta fayda var) şiddet hakkında önceden yaşanmış saldırılar, silahlar ve bombalar hakkında bilgiler sağlıyor. Ancak genel olarak, okul saldırganlarının şiddet eğilimleri olduğu, toplu saldırıları çoktan düşündükleri ya da planladıkları için bu sitelere erişimi olduğu ortaya çıktı. Buna ek olarak, çoğunluğu olmasa da birçok okul saldırganı sosyal medyadan şiddet içerikli mesajlaşmalar gerçekleştirdi. Ayrıca genellikle, çevrimiçi takipçilerine yapacakları okul katliamları planlarından veya arzularından bahsetti ya da bu konuda ipuçları verdi. Bir çocuğun önceki okul saldırganlarının davranışlarıyla tutarlı davranışlar sergilediğine dair şüpheler varsa, internet kullanımını araştırmak ona ulaşmada yardımcı olabilir.

***

Çoğunluğu ergenliğin sonundaki erkekler...

Okul saldırılarının neredeyse hepsi kırsal ya da banliyö kasabalarında gerçekleşti. Bununla birlikte silahlar ve erkeklik arasındaki ilişki ABD’nin her yerinde var. Saldırganların 16’sı saldırı yerine birden fazla silahla gitti. Bir çocuğu potansiyel saldırgan olarak tanımlarken dikkatli olunmalı. Bu tür bir tanımlama damgalayıcı olabilir ve çocukta büyük strese yol açabilir. Bu endişe verici davranışları sergileyen çocuklara yardım şart. Faillerin yaş grupları ve ruhsal durumları arasındaki benzerliğe işaret eden Washington Post’ta çıkan yazıda da akademik araştırmalar, okul raporları, tıbbi notlar ve istatistikler ışığında saldırganların büyük çoğunluğunun ergenlik çağının sonundaki erkeklerden oluştuğu tespiti paylaşıldı. Öfkeli gençler, silahlara kolay erişim ve sosyal medya aracılığıyla şiddeti pekiştirme arasında rahatsız edici bir birleşme olduğuna işaret edildi.

***

Bireysel silahlanma büyük bir sorun

Her türlü silahlı şiddet olayında artış var. Taarruz silahlarının ve yüksek kapasite şarjörlerin yasaklanması dahil olmak üzere büyük çapta düzenlemelerin yapılması gerek. Ancak bildiğiniz gibi kongreye sunulan silah denetlemeleri hakkındaki önergeler Cumhuriyetçiler yüzünden ilerleme kaydedemiyor. Texas Valisi Greg Abbott okul saldırılarının ruhsal bozukluklardan kaynaklandığı, bu yüzden silahların denetlenmesine gerek olmadığında ısrarcı. Abbott geçtiğimiz yıl Texas’ta ruh sağlığı hizmetlerinin fonlarında kesintiye gitti. Uvalde’deki saldırıdan bir gün sonra ise birçok Cumhuriyetçi politikacının kendisini ‘minnettar’ hissettiği oldukça güçlü bir silah lobisi olan Ulusal Tüfek Birliği’nin toplantısına katıldı.

Okul katliamları nasıl engellenir sorusunun kolay bir yanıtı yok. Silahların denetlenmesi ve silahın erkek çocukları daha güçlü yapacağı fikrinin kültürel olarak yıkılması zorunlu. Araştırmalarımda birkaç önleyici eylem ortaya çıktı. Okullarda öğrenciler için cinsiyet ve sosyal statü konularının tartışılacağı oturumlar yapılabilir. Sadece erkeklerin katıldığı, erkeklik sorunlarıyla ilgili tartışmalar özellikle faydalı olabilir. Genç erkekler birbirleriyle ne kadar sıklıkla erkeklik beklentileri, şiddet ve zorbalık hakkında konuşabiliyor? Ayrıca okullar okul saldırganları ve saldırılar hakkında öğrencileri bilgilendirmeli, onları ve yetişkinleri bu tür davranış gösterenleri yetkililere bildirmeye teşvik etmeli. Ve tabii ki ulusal çapta güçlü silah denetleme önlemleri zorunlu. Basitçe, yüksek tesirli silahlara ve yüksek kapasite şarjörlere erişim olmazsa, birçok silahlı okul saldırısı hiç yaşanmamış olurdu.