Saldırıya uğrayan ilahiyatçı Cemil Kılıç, 2019'dan beri tehdit edildiğini belirterek 'yıllarca hedef gösterilmesi sonucunda' saldırının gerçekleştiğini ifade etti.

Saldırıya uğrayan ilahiyatçı Cemil Kılıç: 2019'dan beri tehdit alıyorum

İstanbul'daki evinin önünde 25 Mart'ta saldırıya uğrayan İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç, 2019'dan beri tehdit edildiğini belirtti.

Kılıç, "2019’dan beri tehdit alıyorum. 2019‘da MEB beni görevden uzaklaştırmıştı. 90 gün sonra göreve iade edilmiştim. Görev yerim değiştirilerek önce Niğde’ye sonra Gebze’ye geldim. Orada 3 yıl kadar çalıştım. O sürede de tehdit ve hedef gösterme sürdü. Bu yılın başında İstanbul’a geldim. Tehdit ve hedef göstermeler daha da çoğaldı zaten 13 Aralık’ta da ihraç edildim" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet'ten İklim Öngel'e konuşan Kılıç'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"* Yaklaşık 300 metrelik mesafeyi koşar adım geldim. Caminin önünde kadınlar vardı. Onlar bağırarak engel olmaya çalıştılar. Fiilen müdahaleyi anımsamıyorum. Olabilir de olmayabilir de. Şahıs yanıma gayet olumlu geldi. Hal hatır soracak diye düşündüm.

* Kendimi savunma durumuna geçmedim. Birden ‘Allah ekber’ deyip yumruk attı, yere düştüm. Ayağa kalktım ben de yumruk attım, isabet etmedi. O sırada insanlar bağırarak engellemeye çalışıyorlardı. O da slogan atmaya başladı. Uzaklaşırken aklıma geldi, ‘Geri döneyim de fotoğrafını çekeyim’ diye düşündüm. Saldırgan birilerini aradığımı sanıp ‘Kimi ararsan ara, kimseden korkumuz yok’ dedi. ‘Ben de hesabını vereceksiniz’ diye bağırdım.

SOSYAL MEDYADADAN YARDIM ÇAĞRISI

* Başka sokaklardan birileri çıktı. Ellerinde sopa olduğunu gördüm, onun için daha şiddetli bir saldırı olabilir diye kendimi deyim yerindeyse eve attım. İlk önce sosyal medyadan duyurma gereği duydum. Zira Emniyet’i aramaktan daha etkili olduğunu biliyorum. Çünkü Emniyet’in ne zaman geleceği belli değil ama sosyal medya toplumu direkt harekete geçiriyor. Sonra Emniyet’i haberdar ettim, geldiler. Canan Kaftancıoğlu, CHP örgütlerinden gelenler oldu. Canan hanım muayene etti.

SAĞLIK DURUMU NASIL?

* Ciddi bir durumum yok. Burnum kanadı, yüzümde ağrı oldu. Sopadan darbe almadım. Yetişemediler.

* (Organize miydi?) Emin değilim. Başlangıçta tek kişiydi, o bağrınca diğerleri geldi.

* 2019’dan beri tehdit alıyorum. 2019‘da MEB beni görevden uzaklaştırmıştı. 90 gün sonra göreve iade edilmiştim. Görev yerim değiştirilerek önce Niğde’ye sonra Gebze’ye geldim. Orada 3 yıl kadar çalıştım. O sürede de tehdit ve hedef gösterme sürdü. Bu yılın başında İstanbul’a geldim. Tehdit ve hedef göstermeler daha da çoğaldı zaten 13 Aralık’ta da ihraç edildim.

* 1 yıla yakın oldu sanıyorum. Hatta ben başvurmadım. İBDA-C yayın organı beni tehdit etmişti. Ben duyurduğumda emniyetten aradılar. Geçen Ramazan’da yine önümde biri durdu. O da tehdit etti ama saldırı olmadı sadece tartıştık. Sonrasında avukat arkadaşlar suç duyurusunda bulundular. Onlar da ‘Terör örgütü diyerek iftira atıyor’ diye karşı bir müracaatta bulundular. O süreç devam ediyor.

* (Koruma verilecek mi) Emniyetten bir şey söylemediler. (Talebim) Artık olmak durumunda.

* (Bu tür olayları cesaretlendiren siyasetçiler mi var?) Öyle olduğu anlaşılıyor. Manzaraya bakınca öyle bir yorum çıkarıyoruz. Bu yorumumuzun yanlış olduğunu devleti yönetenlerin ispat etmesi lazım. Emniyet büyük gayret gösteriyor ama somut olarak cezalandırılan, göz altına alınan tanık olduğumuz biri yok.

* (Ev adresi) Zaten evimin önünde saldırıya uğradım. Bilmediklerini zannetmiyorum.

"YILLARIN HEDEF GÖSTERMESİ SONUCUNDA..."

* İnsanın aklına her şey geliyor. Bir provokasyon olabilir mi olamaz mı diye. Bunları aydınlatma görevi güvenlik güçlerinin. Biz yorumluyoruz sadece. Fakat şunu söyleyebilirim, yılların hedef göstermelerinin sonucunda böyle bir olayla karşı karşıya kaldığım aşikar. Bu hedef göstermelere, hakaretlere karşı hiçbir şey yapılmadı. Hedef gösteriliyoruz, tehdit ediliyoruz hiçbir işlem yapılmıyor. Resen harekete geçilmesi gerekmiyor mu illa şikayet etmemiz mi lazım? Çünkü kamuya açık yapılıyor bu tehdit ve hakaretler. Bu olay sadece beni değil benim üzerimden toplumu korkutmak için yapıldı. Geri durmamak, pes etmemek lazım.

* Hükümet yetkileri aramadı.

* (Siyasete girecek mi) Benim bu konudaki tavrımı yakın çevrem bilir. Benim herhangi bir talebim yok ama siyaset kurumu ‘Talebimiz var, gelip şöyle bir görevi yapmanız millete, topluma hizmet anlamı taşıyacaktır’ derse, o durumda değerlendirme yapılabilir. Ama benim talebim, arzum ve isteğim yok.

* (İhraç edildiniz, iptal kararını duyurdunuz. Şu an davada durum nedir?) Yürütmeyi durdurma kararı verildi. Göreve iade etti bizi. Fiilen göreve başlamadık. 30 günlük bir süre var. Bu sürede MEB göreve başlatmak durumunda. Göreve başlamamla ilgili kararname İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gelmiş. Fakat müdürlük emniyete yazı yazarak hakkımda güvenlik soruşturması talep ediyor. Oysa 1.5 ay önce bu devletin memuruyduk. 30 gün içinde başlatmak zorunda, başlatmazsa suç işler duruma düşecekler. Biz de yargıya başvuracağız."