Ankara’da sokak ortasında saldırıya uğrayan Gazeteci Yavuz Selim Demirağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle hakkında verilen 11 ay hapis cezası nedeniyle bugün cezaevine giriyor. Demirağ, “Haksızlığa uğrayıp cezaevine girenlerin sesi oldum. Oradan da doğruları yazacağım. Susmayacağım” dedi. Konuya ilişkin bir yazı kaleme alan Demirağ, “Siz bu satırları okurken ben de kapının arkasında hazır bekleyen çantamı alıp […]

Saldırıya uğrayan Yeniçağ Yazarı Demirağ, Erdoğan’a hakaretten cezaevine giriyor

Ankara’da sokak ortasında saldırıya uğrayan Gazeteci Yavuz Selim Demirağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle hakkında verilen 11 ay hapis cezası nedeniyle bugün cezaevine giriyor.

Demirağ, “Haksızlığa uğrayıp cezaevine girenlerin sesi oldum. Oradan da doğruları yazacağım. Susmayacağım” dedi.

Konuya ilişkin bir yazı kaleme alan Demirağ, “Siz bu satırları okurken ben de kapının arkasında hazır bekleyen çantamı alıp cezaevine girmiş olacağım” dedi.

Yavuz Selim Demirağ’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Suçum ‘Cumhurbaşkanına hakaret’. Daha önce yazdım. FETÖ’cü polislerin kumpası ile tutulan fezleke, konuşma metninin  kaseti bana verilmedi. Montajsız video izletilmedi. Karar gıyabımda verildi. Hakim dinlemedi bile. Talimatla alınan ifadeyi yeterli gördü. İstinaf Mahkemesi de hiç bir işlem yapmadan onayladı. Hasılı 11 ay 20 günlük ceza infaz edilecek. Bu arada devam eden sayısına yetişemediğim başka davalar da var.

250 binden fazla insanımız tutuklu ve hükümlü olarak cezaevinde yatıyor. Aralarında gazeteci arkadaşlarımızda var. Ben biraz daha şanslıyım. Sayılı gün gelip geçer. En azından kısıtlı olmayacağım…Okuyup-yazmaya devam edeceğim. Cezaevlerinin kuralları var. Çantanıza her şeyi doldurup götüremiyorsunuz. Kitaplarınızı bile tek tek kontrol edip “sakıncalı” değilse alabiliyorsunuz. 5 den fazlası da yasak. Maphus çantamın içinde 4 kitap var. Bir de taslak. Birinci kitap Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Nutuk’u defalarca okumama rağmen kaynak olarak her fırsatta elimin altında olmalı. Bir nevi güvencemdir. İkincisi Hasan İzzettin Dinamo’nun ‘Kutsal İsyanı’ 5 ciltlik bu dev eserin birinci cildini alıyorum yanıma.

‘MAHPUS ÇANTAMDA BAŞKA NELER Mİ VAR?’

Haftalık ziyaret esnasında diğer ciltleri de tek tek gelecek. Üçüncü kitap ‘İmamların Öcü’ bu güne kadar 12 baskı yaptı. Düzletmelerini yapıp yeni baskıya hazırlamak için alıyorum yanıma. Aynı şekilde ‘Fettullah’a Selam Kumpasa Devam-At izi, it izi’ isimli kitabımda yeni baskı hazırlığını tamamlamayı planlıyorum. Gelelim taslak kitaba. ‘Kumpas Mektupları’nı hazırlayalı çok oldu. Yayın için Eylül ayı bekleniyor. Son okumalarını mahpus damında tamamlayıp yayınevine yollayacağım. Bunları bitirince de belki kendi ‘Hapishane Günlüğü’mü kaleme almaya başlayabilirim.

Mahpus çantamda başka neler mi var? Üç adedi geçemeyen çamaşır. İki gömlek, bir pantalon bir de eşofman. Birer kazak ve hırka… Bir top A-4 kağıt. Üç kalem. Bir çift terlik… Kalp, şeker, tansiyon, kolestrol ilaçlarından oluşan poşetide ekledim. Çantanın fermuarını kapattım.

Bir kaç gün kitap tanıtım yazılarımla idare edin. En kısa zamanda içeriden de yazmaya devam edeceğim. Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, adalete güvenin tazelenmesi dileğiyle… Sevgi ile kalın…”