Salgınla beraber para arzını en çok artıran ülke Türkiye oldu. Marttan bu yana 397 milyon adet 100 liralık banknot basıldı. Dolaşımdaki para yüzde 39 arttı. Vadesiz mevduat hesapları yüzde 50’nin üzerinde büyüdü. Ancak döviz ve mal miktarı azalıyor. Enflasyon canavarı kapıyı çalıyor.

Salgında lira çok döviz yok

OZAN GÜNDOĞDU

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önceki hafta Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında gündemi değerlendirirken şu ifadeleri kullandı; “Para bas diyenler oldu, bu en büyük tuzaktır. Türkiye eğer para bassaydı bugün yüzde 25-30 enflasyonları konuşacaktık.” Bu esnada Ahmet Hakan, Bakan Albayrak’ı kafasıyla onaylayarak para basılmadığını teyit etti.

Ancak salgının başlamasıyla beraber para arzını en hızlı artıran ülke de Türkiye oldu. Önceki gün Bloomberg’te yayımlanan habere göre yılbaşında bu yana para arzını yaklaşık yüzde 65 oranında artıran Türkiye bu alanda birinciliğe oturdu. Türkiye’yi yüzde 50’lik para arzı artışıyla takip eden Arjantin ikinci, Peru ise üçüncü oldu.

Krediler patladı

Peki ne oldu da, Türkiye’de para arzı bu denli arttı? Bu sorunun cevabı kredi mekanizmasında gizli. Salgınla beraber ekonomi yönetiminin temel stratejisi düşük faizlerle piyasaya kredi pompalamak oldu. Zaten güç bela geçinen ve borçla borç çeviren geniş halk kesimleri daha da borçlandırıldı. İlk Covid-19 vakasının duyurulduğu 11 Mart haftasında bankaların tüketici kredisi alacakları 507,2 milyar liraydı. 14 Ağustos itibariyle bu tutar 650,7 milyar liraya kadar çıktı. Sadece 4 ay gibi kısa bir süre içinde tüketici kredisi borçluluğu yüzde 28,3 arttı. Tüketici kredileri konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinden oluşuyor. Çekilen krediler konut, taşıt talebini ve böylece bunların fiyatını artırdı. Varlık sahipleri daha da zenginleşirken geniş kesimleri uzun vadeli borcun altına girmiş oldu.

Tüketici kredileri içinde hızlı artış gösteren kalem ise ihtiyaç kredileri. Bir yandan milyonlar işsiz kaldı, bir yandan da işsizler tüketime devam edebilsin diye halka ihtiyaç kredileri dağıtıldı. Mart’ta 286,4 milyar lira olan ihtiyaç kredisi borçluluğu, 14 Ağustos itibariyle 364 milyar liraya ulaşmış durumda. 4 aylık artış oranı yüzde 27,2.

Sadece tüketici kredileri değil, aynı zamanda ticari krediler de patlamış durumda. Salgından önce zaten krizde olan binlerce şirket bulunuyor ve bu şirketlere yeni kredi açılmıyordu. Ancak salgınla beraber daha önce birkaç bin lira bile kredi bulamayan işletmeler yüzlerce bin lira borcun altına sokulmuş durumda. Mevduat bankalarının ticari kredi alacakları mart ayında 1,47 trilyon lirayken, 14 Ağustos itibariyle 1,84 trilyon liraya çıkmış durumda. Ticari kredilerde 4 aylık artış oranı yüzde 25.

Dövizi tutmak zorlaşıyor

Bu şekilde bankalar eliyle piyasaya pompalanan normal şartlar altında enflasyona ve döviz kurunun değer kazanmasına neden olması gerekirdi. Ancak salgın sürecinin yarattığı kısıtlar nedeniyle düşen talep enflasyonu baskıladı. Döviz kurunu ise Merkez’den ve kamu bankalarından satılan döviz tuttu. Ancak normalleşme süreciyle beraber enflasyonun da döviz kurunun da yukarı yönlü hareketlendiği görülüyor. Çünkü 4 ay öncesine göre piyasada çok daha fazla para var ancak aynı bollukta mal ve döviz yok. Sonuç; mallar pahalılaşıyor, döviz kuru yükseliyor.

Bu mekanizma yüzünden hem dolaşımdaki hem de bankalarda mevduat olarak tutulan para miktarında sert artışlar gözleniyor. Gündelik hayatta nakit para olarak kullandığımız dolaşımdaki paranın toplam değeri, salgının Türkiye’de görüldüğü Mart ayında 152,2 milyar liraydı. Süreç içinde dolaşımdaki parada sert artışlar görüldü. 14 Ağustos itibariyle piyasada 211,2 milyar lira para bulunuyor.

Sadece dolaşımdaki para değil, aynı zamanda banka hesaplarında da çok sert artışlar görülüyor. TL cinsinden vadesiz mevduat hesaplarındaki toplam para mart ayında 256,4 milyar liradan temmuz sonunda 397,6 milyar liraya kadar yükseldi. Ağustos başında ise bir kısım tasarruf sahibinin dövize geçmesiyle bu tutar 361,9 milyar liraya kadar geriledi. Yabancı para cinsinden vadesiz mevduat hesaplarındaki artış çok daha hızlı. Dövizin değer kazanmasıyla beraber bu hesaplardaki TL karşılıklar da hızla artıyor. Mart ortasında vadesiz döviz hesaplarının içinde 392,9 milyar lira değerinde para vardı. Hem dövizin değer kazanması hem de halkın dövize akın etmesi bu parayı 14 Ağustos haftasında 647,4 milyar liraya yükseltmiş durumda. Salgın döneminde buradaki artış oranı yüzde 65.

Artık çok fazla para var

Toparlayacak olursak, salgının görüldüğü mart-ağustos arasında dolaşımdaki para miktardı yüzde 38,7 arttı, bankalarda lira cinsinden tutulan vadesiz mevduat hesaplarındaki para yüzde 55 oranında, döviz cinsinden tutulan vadesiz mevduat hesaplarındaki para ise 64,7 oranında artış gösterdi.

***

Karşılıksız para mı basılıyor?

Halk arasında fısıltı gazetesinin yaydığı bir söylenti karşılıksız para basıldığı yönünde. Bu dedikoduya göre para basan Merkez Bankaları ancak rezervindeki altın miktarı değerinde para basabilirler. Ancak bu inanış doğru değil. Para otoriteleri 1970’li yıllarda Bretton Woods sisteminin çökmesinden bu yana kendi politikalarının gereği olarak para arzını artırıp azaltmakta özgürler. Bunu yaparken geçmişte olduğu gibi rezervlerindeki altın miktarı gibi bir kısıtları da bulunmuyor. Başka bir deyişle basılan paraların zaten yasal bir karşılığı yok. Ancak Türkiye gibi parası uluslararası ticarete konu olmayan ülkelerde para arzını artırırken ülkedeki döviz varlığına ve büyümeye dikkat etmek gerekiyor. Döviz miktarı ve ülkede üretilen mal ve hizmetler azalırken piyasadaki para arzının artması paranın değer kaybetmesine neden oluyor. Bu da döviz kurunun ve enflasyonun artması anlamına geliyor.

***

Bankalardaki hesaplar şişiyor

E-ticaretin ve bankacılık hizmetlerinin dijitalleşmesiyle tasarruf sahiplerinin büyük çoğunluğu paralarını bankalarda vadesiz mevduat hesaplarında tutuyor. Marttan Temmuz’a kadar TL ve yabancı para cinsinden vadesiz mevduat hesaplarındaki para şu şekilde…

VADESİZ MEVDUAT (TL)

Mart 2020 256 milyar 407 milyon 368 bin TL

Temmuz 2020 397 milyar 569 milyon 145 bin TL

VADESİZ MEVDUAT ( Yabancı Para )

Mart 2020 392 milyar 887 milyon 148 bin TL

Temmuz 2020 581 milyar 820 milyon 736 bin TL

*Yazıdaki tüm veriler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan derlenmiştir.

***

Salgında 397 milyon tane 100 lira basıldı

10 yıl önce bozdurulmakta zorlanılan 100 liralar bugün piyasada en çok bulunan para. 100 liralık banknotların sayısı artık 1 milyar adedin üzerinde. Martta dolaşımda 919,5 milyon adet 100 lira banknotu bulunurken bu sayı temmuzda 1,31 milyara yükseldi. Mart ayından temmuz ayına kadar piyasaya 397 milyon 433 bin adet yeni 100 lira sürülmüş durumda. Dolaşımdaki 100 liraların piyasadaki toplam değeri ise 131,7 milyar TL. Piyasadaki diğer banknotların adetleri ve piyasadaki toplam değerleri tablodaki gibi…

200 LİRA Toplam değeri Adedi

Mart 2020 57 milyar 76 milyon 752 bin TL 285 milyon 383 bin

Temmuz 2020 78 milyar 213 milyon 613 bin TL 391 milyon 68 bin

100 LİRA Toplam Değeri Adedi

Mart 2020 91 milyar 947 milyon 29 bin TL 919 milyon 473 bin

Temmuz 2020 131 milyar 690 milyon 634 bin TL 1 milyar 316 milyon 906 bin

50 LİRA Toplam Değeri Adedi

Mart 2020 19 milyar 992 milyon 221 bin TL 399 milyon 844 bin

Temmuz 2020 26 milyar 956 milyon 368 bin TL 539 milyon 127 bin

20 LİRA Toplam Değeri Adedi

Mart 2020 5 milyar 4 milyon 46 bin TL 250 milyon 202 bin

Temmuz 2020 5 milyar 888 milyon 986 bin TL 294 milyon 449 bin

10 LİRA Toplam Değeri Adedi

Mart 2020 2 milyar 507 milyon 596 bin TL 250 milyon 759 bin

Temmuz 2020 2 milyar 902 milyon 241 bin TL 290 milyon 224 bin

5 LİRA Toplam Değeri Adedi

Mart 2020 1 milyar 366 milyon 44 bin TL 273 milyon 208 bin

Temmuz 2020 1 milyar 574 milyon 851 bin TL 314 milyon 970 bin