Uzmanlar, hem kısıtlama hem de açılma sürecinde ‘bilimsel bilginin ışığında tek bir adımın dahi atılmadığını’ belirtiyor. Prof. Dr. Adıyaman ise “Sürekli salgın yönetiminde bizi geriye götüren adımlar atılıyor” diyor

Salgında sürekli geriye gidiyoruz

İSMAİL ARI

Milyonlarca yurttaşın çalışmak zorunda kaldığı ve uzmanların kısmi kısıtlama, iktidarın ise tam kapanma dediği 17 günlük süreç sona erdi. Vakaların azaltılması ve salgının kontrol altın alınması için uygulandığı ifade edilen kısıtlamalarda kalabalık protesto gösterileri, şampiyonluk kutlamaları ve cuma namazları da hem yurttaşların hem de uzmanların tepkisini çekti.

Fiyaskoyla sonuçlanan bu 17 günde, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ifade ettiği “Koronavirüs günlük vaka sayılarının beş binin altına inmesi” hedefi de tutturulamadı. Öte yandan bu 17 günde Fahrettin Koca’nın ifadeleriyle, “Aşı tedariğinin güçleşmesi” nedeniyle Covid-19 aşısı da çok az sayıda yurttaşa uygulanabildi. Ayrıca, günlük test sayıları her geçen gün azaltılarak 200 binlere kadar düşürüldü. Kısıtlama sürecinde Covid-19 aşısının ilk doz aşısı yapılan yurttaşların sayısı yaklaşık 1 milyon 274 bin. Yani, Covid-19 aşısının ilk dozu uygulanan yurttaş sayılı günlük ortalama 85 bin kişiye denk geliyor. Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aralık ayında yaptığı açıklamada “Günde ortalama 1,5 hatta 2 milyon aşıyı yapma imkânımızın olduğunu söyleyebilirim” demişti; fakat hiçbir zaman bu oranda aşı yapılamadı.

BİLİMSEL TEK BİR ADIM DAHİ YOK

“Yine hastanelerin dolup taştığı, vaka sayıların 60 bini aştığı bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz” diye uyaran Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Biz bu 17 günlük sürece kapanma değil kapatma diyoruz. Bu süreçte kapatabildikleri ve kapatamadıkları var. Neyi kapatamadılar? Bulaşın fazla olduğu fabrikalar ve atölyeler gibi kapalı ortamları kapatamadılar. Buraları kapatamadıkları gibi toplumsal hareketliliği de tam anlamıyla kısıtlayamadılar ve risk gruplarında testi yaygınlaştırmadılar. Yine bu süreçte aşılamayı yaygınlaştıramadılar. Hem 17 günlük kısıtlama sürecinde hem de 17 günün sonunda yayımlanan genelgede bilimsel bilginin ışığında atılmış tek bir adım dahi yok” dedi.

AŞILAMA OLMADIKÇA VAKALAR YENİDEN ARTAR

“Her gün neredeyse dört, beş otobüs dolusu kadar yurttaşımız hayatını kaybediyor” diyen TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Sinan Adıyaman ise şunları söyledi:

“İktidar, her ne kadar hedeflenen beş bin vaka sayısına ulaşamasa da bu kademeli normalleşme süreci adı altında üç hafta önceki uygulamaların aynen geri getirildiğini görüyoruz. Her geçen gün salgın yönetiminde bizi geriye götüren adımlar atılıyor. Bol bol test yapılması gerektiğini aylardır ifade ediyoruz. Son 17 günde test sayısının ne kadar düştüğünü gördük. Oysa test sayıları bu 17 günlük süreçte 400 binlere ve hatta bu rakamın da üzerine çıkarılmalıydı.

Aşılama oranı toplumsal bağışıklığı sağlamanın çok uzağında. Emekçiler; madenlerde, fabrikalarda, şantiyelerde kalabalık şekilde, kapalı ve havasız ortamlarda çalışmaya devam ediyorlar. Pandemiyle mücadelede tek yolu aşılama ve etkili filyasyon. Göstermelik filyasyon uygulamalarından bir an önce vazgeçilmeli.”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül ise “Salgın ancak aşı yapılırsa biter. Aşı olmadığı sürece vaka sayıları yine yükselecektir. Ne yazık ki bu kısıtlama sürecinde ciddi anlamda bir aşılama yapılmadı” dedi.