Salgında yok sayılan hekimlerin hikâyesi

Berkay Sağol

TÜRKİYE’nin Covid-19 salgınıyla mücadelesinde bir yıl geride kaldı. Bu süreçte Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) ciddi sorunlar yaşandı. Aile hekimleri de yıl boyunca yok sayıldı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, salgının başlamasıyla birlikte 18 Mart’ta aile hekimlerinin izlemlere başladığını hatırlattı.

Dr. Kırımlı, 10 milyona yakın kişiyi evlerinde her gün takip ettiklerini ve salgının yanlış yönetimine yerinde tanık olduklarını söyledi. Ülkede sağlık kurumlarına yapılan her üç başvurudan birinin ASM’lere olduğunu aktaran Dr. Kırımlı, şöyle konuştu: “Tüm bu başvuruların dışında Covid-19 şüphesi olan hastalar da bize başvurdu. Hastaneler bu başvurular için ayrı mekânlar düzenledi, binalar ayrıldı, hatta Covid-19 hastaları için ayrı hastaneler yapıldı. Ama biz bu sırada rutin çalışmalarımıza devam ettik. Tüm başvuruların üçte biri bizeyken, sağlık çalışanlarının sadece yüzde 4’ü ASM’lerde görev yapıyordu.”

ASM’lere bir yıldır koruyucu malzeme desteği bile sağlanmadığına vurgu yapan Dr. Kırımlı, şöyle devam etti: “Sadece cerrahi maske gönderildi ancak onlar da merdiven altı üretilmiş standart dışı ürünlerdi. Kanser taramaları, psikolojik destek ve diyetisyen desteğini aldığımız kurumlar çalışmadığı için hastalarımız hem erken tanı fırsatını kaçırdı hem de kronik hastalıklarının yönetiminde sorunlar yaşadı. Eylül geldi, grip ve zatürre aşılarını yapmaya çalıştık. 10 işgünü olmadan 1 milyon 200 bin kişiye zatürre aşısı yaptık ama sonra aşı bitti ve hastalarımız aşısız kaldı. Aşı bulunduğunda biz hızla aşı yapabildik ama aşı bitince hastalar bizden şikâyetçi oldu.” Hastalanan aile hekimlerinin maaşlarında kesinti olduğunu ve bunun için dava açmak zorunda kaldıklarını kaydeden Dr. Emrah Kırımlı, şu ifadeleri kullandı: “Koruyucu malzememiz eksik, diyen arkadaşlarımız soruşturma geçirdi ve işten uzaklaştırıldı. Bakanlık bize koruyucu malzeme vermezken belediyeler destek oldu, teşekkür ettik onun için de soruşturma geçirdik. Salgın en çok bizim hastalarımızı vurdu. Gündelik işlerde çalışan hastalarımız test olmak, izolasyonda kalmak istemedi. Açlık ile hastalık arasına sıkıştılar. Onlarla birlikte biz de sıkıştık.”

Covid-19 aşılarının uygulama sürecine de değinen Dr. Kırımlı, "Aşı için hastalarımıza randevu zorunluluğu getirildi. Hastalarımız randevu alamadı, biz aldık. Aşı olamayan hastalarımızı tek tek aradık, aşıya çağırdık. Salgın yönetilemiyor. Aile hekimleri ve hastalarımız terk edildi. Ne yazık ki 12 Şubat’tan bu güne yeni bir gruba aşı yapılamıyor. Elimizdeki aşılar ikinci dozlar için ancak yetecek gibi duruyor. Hastalarımız halen randevu alamıyor. Aşılanmak için dar ASM koridorlarında bekliyorlar. Salgının artmaya başladığı bu dönemde dar ve havalandırmasız koridorlar kalabalıklaşırsa hastalarımız için ayrıca risk oluşturacak" diye konuştu.

Aşılamada bölgesel farklılıkların yaşandığını dile getiren Dr. Kırımlı, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Yoksul kesimler daha çok hastalandığı gibi daha da az aşılandı. Bu salgından dayanışma ile çıkabiliriz ancak salgının başında kimileri test olup bunu sosyal medya hesaplarında yayınlarken kırılan dayanışma aşılamada da karşımıza çıktı. Kimileri aşılanırken hayatı zaten zor geçenler aşıya ulaşamadı. Özel hastane başvuruları artarken, gündelik işlerde çalışanlar işten atılmamak için hastalıklarını gizlemek ya da geç başvurmak zorunda kaldı. Bu salgın bir gün biter ama bu davranış biçimiyle yenisi ve daha tehlikelisi karşımıza çıkar.”