Covid-19 sonrası yeni dönem için harekete geçen sermaye örgütleri, işçilere elektronik pranga takmayı, izole üretim üsleri açmayı planlıyor. DİSK Başkanı Çerkezoğlu: Amaç işçiler üzerindeki denetim ve baskıyı artırmak. Salgını fırsata çevirmeye çalışıyorlar

Salgını fırsata çeviriyorlar

SEVGİM DENİZALTI

Sermaye örgütleri, Covid-19 sonrası yeni dönem için şimdiden harekete geçti. MESS, işçilerin boynuna takılacak bir elektronik pranga geliştirirken, MÜSİAD bin işçinin ailesiyle birlikte yaşayacağı izole üretim üsleri açmaya hazırlanıyor. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, işçiler üzerindeki denetimi ve baskıyı artıracak bu uygulamaların kabul edilemez olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İşçiler ve sendikal mücadele için yeni bir dönem başlıyor. Yeni bir toplumsal düzenin inşası için mücadele edeceğiz.”

İŞÇİLERE ELEKTRONİK PRANGA

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), fabrikalarda işçilerin sosyal mesafe kurallarına uyup uymadıklarının tespiti gerekçesiyle elektronik pranga geliştirdi. MESS’in talebiyle bir yazılım firmasının geliştirdiği MESS Safe adı verilen ‘giyilebilir donanım’ ve bağlı uygulama ile işçilerin işyerindeki tüm hareketleri izlenebilecek.

İşçilerin boyunlarına ya da giysilerine takılacak olan cihaz, çevresindeki diğer cihazlar (işçiler) ile aradaki mesafeyi ölçerek sosyal mesafe kurallarına uyulmadığı durumlarda uyarı verecek. İşçilerin cep telefonuyla entegre şekilde çalışacak cihaz, konum bilgilerini ortak bir veritabanında toplayacak. Bu verilerin ‘anonim’ olarak toplanacağı ve sadece iş güvenliği uzmanlarının risk değerlendirmesi için kullanılacağı iddia ediliyor.

MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Covid-19 salgınıyla tüm dünyada üretim ve çalışma düzeninin değiştiğini belirterek, bu zorlu süreçten daha güçlü çıkmak ve kesintisiz üretimi sağlamak için bu ürünü geliştirdiklerini söylüyor.

salgini-firsata-ceviriyorlar-732161-1.

İZOLE ÜRETİM ÜSLERİ

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ise ‘çarkların durmaması’ için izole üretim üsleri oluşturuyor. Standartlarını MÜSİAD’ın belirleri bu üslerin ilki 15 Haziran’da Tekirdağ’da açılacak. MÜSİAD’ın dediğine göre, üs kapıları kapattığında salgından ve yaşanabilecek diğer olumsuzluklardan tamamen izole olacak.

Bu üslerde işçiler aileleriyle kalacak. MÜSİAD, bin ailenin ve yaklaşık 4 bin 500 kişinin yaşayabileceği şekilde tasarlanan izole üretim üslerinden 4 tane kurmayı planlıyor. İkinci üs İstanbul Hadımköy’de, üçüncü üs Hatay Hassa’da, son üs ise Karadeniz’de olacak. Üslerde ülkede devam etmesi gereken tüm sektörlerin bulunması, herhangi bir olağanüstü durumda üretimin kesilmemesi hedefleniyor. Üslerin içinde mağaza, restoran, market, bankalar, kargo şirketleri, PTT, sağlık ve eğitim kurumları ile sanayiye eleman yetiştirmesi için meslek lisesinin de olacağı belirtiliyor.

Türkiye’de sermaye sınıfı, Covid-19 sonrası döneme işte böyle hazırlanıyor. Peki bunlar ne anlama geliyor? Bu hazırlıklar, salgın sonrası işçileri ve çalışma yaşamını bekleyen ‘yeni normal’e ilişkin nasıl ipuçları veriyor? İşçiler ve sendikalar ne yapacak?

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na göre bu uygulamalar, sermayenin salgını fırsata çevirmeye çalıştığının bir göstergesi. ‘Salgına karşı tedbir’ adı altında işçiler üzerindeki baskı ve denetimin artırılmasının amaçlandığını belirten Çerkezoğlu, sermayenin bu tutumunun hükümet politikalarından bağımsız değerlendirilemeyeceğini de vurguluyor:

“Salgın sürecinin başından beri siyasi iktidarın politikaları, işçilerin ve emekçileri değil, sermayenin çıkarlarını koruyan, hatta işçilerin kazanılmış haklarını hedef alan bir çizgide ilerledi. ‘Ne olursa olsun çarklar dönsün’ yaklaşımıyla milyonlarca işçi ve emekçi, salgın riski altında çalışmaya zorlandı, alınan önlemlerden muaf tutuldu. Açıklanan destek paketlerinde işçi, emekçi, emekli yoktu. İşini, gelirini kaybeden milyonlarca insanı korumak için adım atılmadı. Şimdi sermaye örgütlerinin ‘sosyal mesafenin korunması’, ‘salgına karşı tedbir’ adı altında hayata geçirmeyi planladığı bu uygulamalar da yine siyasi iktidar ve sermayenin ‘çarklar dönecek’ yaklaşımının bir ürünü. İşçiler üzerindeki denetimi ve baskıyı daha da artırmayı hedefleyen bu uygulamalar kesinlikle kabul edilemez.”

salgini-firsata-ceviriyorlar-732162-1.

MÜCADELE İÇİN YENİ DÖNEM

Çerkezoğlu da salgından sonra yeni bir dönemin başlayacağı düşüncesinde. Salgının hem toplumsal yaşam hem de çalışma yaşamı üzerindeki etkilerinin önümüzdeki dönem daha yıkıcı bir biçimde hissedileceğini ifade eden Çerkezoğlu, şunları söylüyor:

“İçinde bulunduğumuz süreç, tümüyle sermayenin çıkarları, eşitsizlik ve sömürü üzerine kurulu kapitalist düzeni ifşa etti. Şimdi önümüzde yeni bir süreç var. Sendikal mücadele açısından da yeni bir dönem başlıyor. Milyonların sağlığının, işinin güvence altında olacağı, eşitlikçi, adil, yeni bir toplumsal düzenin inşası için sendikalara büyük görev düşüyor.”