Pandemi döneminde uygulamaya konan ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneği gibi politikalar nedeniyle milyonlarca emekçinin sigorta primleri yatmadı.

Salgının etkisi emekliliğe kadar devam edecek

Nisa KÜÇÜK

Salgın döneminde işletmeleri ayakta tutmak ve istihdamı korumak gerekçesiyle uygulanan politikaların bedeli işçilere ödetiliyor. Bir yıldan uzun süre uygulanan kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin nedeniyle sosyal güvenlik primleri yatırılmayan emekçilerin emeklilik tarihi gecikecek. Bu bir yıldan uzun sürelik süreç kıdem tazminatına yansımayacak.

İş Hukukçusu Murat Özveri, BirGün’e yaptığı değerlendirmede, salgın dönemiyle yürürlüğe giren ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneği gibi uygulamalar nedeniyle sigorta primleri yatmayan işçilerin emekliliğe uzanan sorunlar yaşayacağını söyledi. Yatmayan primlerle işçilerin emeklilik tarihlerinin gecikeceğini kaydeden Özveri, bununla birlikte emeklilik aylıklarının daha düşük olacağını da dile getirdi. Salgın döneminde işçilerin kıdem hakkında da kayıplar olduğunu vurgulayan Özveri, “Normalde ücretsiz izindeyken kıdemden yararlanılamaz. Ancak bu, işçi ve işverenin karşılıklı rızasına dayanarak oluşan ücretsiz izinlerde böyle olur. Pandemide böyle bir durum olmadı. Yargı bunu nasıl şekillendirir bilmiyorum ama salgın döneminde işçinin rızası olmadan yasa zorunluluğuyla çıkarılan ücretsiz iznin süresinin kıdemden sayılması gerektiği inancındayım” dedi.

BEDELİ İŞÇİLERE ÖDETTİLER

İşçinin rızası olmadan katlanmak zorunda bırakıldığı bu durumda hak kaybına uğramasının iş hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmadığını söyleyen Özveri, şunları kaydetti: “Pandemi olağanüstü bir durum, sosyal bir risk. Bu riskin bedelini işçilere ödettiler. İşçiler pandemi koşullarında çalışmaya devam ederek olağanüstü bir riski de göğüsledi. Pandemiye sosyal risk dersek bunu sosyal güvenlik sistemleri içerisine almamız gerekir. Sosyal güvenlik sistemleri primli sistemlerin yanında primsiz sistemlerle de desteklenen bir sistemdir. Bu konuyla ilgili Primsiz Sistemler Genel Müdürlüğü var ama primsiz sistemlere ilişkin 2006 yılından beri yasal bir düzenleme yapmıyorlar. Siyasal iktidar işçilerden yana değil. Sosyal politikayı tercihler belirler. İktidar işverenlerden ve sermayeden yana tercih yaptı. Ancak pandemi sosyal risk olduğu için kısmen işverenlerden ek prim desteği alınmalıydı ve sosyal güvenlik sistemleri içerisinde bu mağduriyet giderilmeliydi.” Salgının ekonomik zorluklarını göğüslemek zorunda kalan kesimin işçi sınıfı ve küçük esnaf olduğunu aktaran Özveri son olarak şunları söyledi: “Devlet bu alanlara müdahale ederek pandeminin faturasını ödeyenleri sosyal politikalarla güçlendirmeliydi ancak böyle yapılmadı. İşçiler de bu tercihi tersine çevirebilecek bir örgütlülüğe sahip değil. Bu dönemde siyasal iktidar genel desteği de çok düşük tuttu. Özellikle pandemi döneminde bazı sektörlerde inanılmaz bir şekilde kapasite artışı oldu. İşçiler çok yoğun çalıştı. Gelir dağılımı verilerine baktığımızda pandemi döneminde zarar eden işveren yok. İşveren kâr elde ediyor, devlet üretimin sürekliliğini sağlıyor ama bedel ödeyen işçi oluyor. Bunların tamamı siyasal iktidarın sosyal politikalar hakkındaki sınıfsal tercihlerinden kaynaklı oluyor.”