Koronavirüs kamusal ve erişilebilir sağlık hizmetinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Dr. Kılıç: İyi örgütlenmiş kamusal sağlık sisteminin olduğu ülkeler bu tür salgınları daha başarılı bir şekilde atlatıyor. Dr. Şeker: Şehir hastaneleri salgın dönemlerinde risk oluşturuyor

Salgınla mücadelede en iyi yöntem kamusal sağlık hizmeti

MERAL DANYILDIZ- BERFİN ŞENGİL

Gün geçtikçe yayılan koronavirüs salgını kamusal sağlık hizmetinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Erişilebilir sağlık hizmetinin bulunduğu ülkelerde ölümler daha az yaşanırken sağlık sisteminin çöktüğü ülkelerde ölümler de vaka sayıları da hızla artıyor.

İstanbul Tabip Odası (İTO) Üyesi Dr. Güray Kılıç, bu tür salgınların kamusal sağlık hizmetinin kuvvetli olduğu yerlerde daha kolay atlatıldığının deneyimlerle görüldüğünü kaydetti. “Örneğin Çin, iyi örgütlenmiş bir kamusal sağlık sistemiyle bu tür salgınları daha başarılı bir şekilde atlatıyor” diyen Kılıç, özel sağlığın çok gelişkin olduğu, kamusal sağlık hizmetinin geride kaldığı ABD’nin şu an bocaladığını aktardı. Kılıç, şöyle konuştu: “Çünkü yoksulların bu tür tedavi imkânlarına erişimi mümkün değil. ‘Kendi başlarının çaresine baksın’ diyenler olabilir ama problemi tek başına önlemeleri sorunu çözmüyor. Toplumun, yoksulların, sağlık hizmetine erişemeyen bu tür bulaşıcı hastalıklardan mustarip insanların yarattığı sıkıntı sadece kendilerini değil tüm toplumu etkiliyor. Onlar test yaptıramıyor ve pozitif olduğunu göremiyorsa, sağlık hizmetine kolaylıkla erişemiyorsa çevresine bulaştırarak hayatını devam ettiriyor ya da hayatı sona eriyor. Dolayısıyla bu tür salgınlarda kuvvetli bir kamusal sağlık sisteminin ve erişilebilir sağlık hizmetinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.”

TEST YAYGINLAŞTIRILMALI

Türkiye’de koronavirüs testinin yaygın bir şekilde yapılması gerektiğinin altını çizen Dr. Kılıç, şüpheli olan herkesin kolaylıkla tanı imkânlarına kavuşmasını sağlanmasının önemine dikkat çekti. Şu anda Türkiye’deki sağlık sistemindeki özelleştirme gayretinin bunu kısıtladığını ifade eden Dr. Kılıç, sözlerini şöyle noktaladı: “Özellikle risk grubu içindeki herkesin tanı imkânına ulaşması gerekiyor. Hastalık olmasa bile pozitif olanların toplumdan izole edilerek yayılmasını önlemek bu noktada birincil hedef. Esas olarak da risk gruplarında eğer bu hastalık erken dönemde fark edilebilirse hastalığın önlenmesi mümkün. Toplumun kaygılarını giderici biçimde tüm bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasına ihtiyaç var. Öldürücü salgın henüz Türkiye’de yaygın değil. Bu yüzden hızla risk grubu içerisinde olanları, bulaşma ihtimali olanları tanı konularak kendilerini karantina altına almalarını sağlanması gerekiyor. Özellikle sağlığa erişemeyen yüzde yirmilik bir kesim var.”

ŞEHİR HASTANELERİ RİSKLİ

CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker ise, özellikle salgın dönemlerinde kamusal sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını ifade ederek “Altyapının daha da geliştirmesi, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün güçlendirilmesi gerekiyor” dedi. Mevcut hastanelerin kapatılması ve yerine şehir hastanelerinin yapılmasının salgın dönemlerinde risk oluşturduğuna da değinen Şeker, şunları söyledi; “400-600 civarında yataklı hastaneler olmalı. 2 bin, 2 bin 500 yataklı hastaneler olduğunda salgının yayılması kolaylaşıyor. Bu yüzden de Ankara’da Şehir Hastanesi tercih edilmedi. Karantinalara yönelik şehir dışında hastanelerin olması da bu anlamda önemli” ifadelerini kullandı.

DOĞRU BİLİNEN 10 YANLIŞ

Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Vedat Bulut ve Gazi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdevs Aktaş koronavirüsle ilgili doğru bilinen yanlışları aktardı.

1) Özel sağlık sigortam var. Virüs bana da bulaşırsa özel hastanede tedavi olabilirim.

YANLIŞ: Koronavirüsün salgın kabul edilmesi sonrası özel sağlık sigortaları tedaviyi kapsamıyor. Tedavi özel hastanelerde değil belirlenen devlet hastanelerinde yapılabiliyor.

2) Koronavirüs testini istediğim zaman istediğim yerde yaptırabilirim.

YANLIŞ: İstediğiniz her yerde yaptıramazsınız. Şu anda Türkiye’de 15 tane üniversite hastanesinde tam teşkilatlı PCR testleri var. Asıl doğrulayıcı test, Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nde, yani Hıfzısıhha’da yapılıyor.

3) Evde beslediğim kedimden bana virüs bulaşabilir.

YANLIŞ: COVID-19 kedilerden bulaşmaz.

4) Koronavirüs kan örneğinden tespit ediliyor.

YANLIŞ: Boğaz ve burun sürüntüsünden tespit ediliyor.

5) Kaliteli bir maske takmam beni hastalıktan korur.

YANLIŞ: Maske hastalıktan korumaz. Önemli olan el hijyenidir. Havada asılı damlacık sistemidir bu. Gözlerden de bulaşabilir.

6) Koronavirüs testinin sonucu çok geç çıkıyor.

YANLIŞ: PCR testi ile aynı gün içerisinde sonuç çıkabilmesi mümkün.

7) Sirke ve limonla ellerimi temizliyorum. Beni korur .

YANLIŞ: Öncelikle su sabun, olmadığı yerde dezenfektan ve kolonya kullanılabilir.

8) Benim yaşım genç, korunmama gerek yok.

YANLIŞ: Hayır. Çünkü hastalığın yüzde 10'u gençlerde de ciddi seyrediyor. Yoğun bakıma yatma ihtimali yüzde 3 ila 5 arasında. Ölümle sonuçlanmasa da ağır hasta olabilirler.Ayrıca yaşlı ve hasta insanlara bulaştırma riskleri de var.

9) Yurtdışından döndüm. Ateşim yok. Hasta olamam.

YANLIŞ: Net sonuç için 14 günün beklenmesi gerekir.

10) Vitamin ilacı kullanmak koronavirüsten korur.

YANLIŞ: Yalnızca etkisini azaltır. Koruyucu olsa da tamamen korumaz.