Hacıbektaşlı ve Çapaklı direnişleri umut verdi, yüzleri güldürdü. BirGün Ege Temsilciliği olarak direnişi gün gün izledik

Salihli’de işgal, direniş ve zafer günleri

NAMIK ALKAN

Salihli’de işgal, direniş ve zafer bir arada yaşanıyor. Bir yanda Antepli Konukoğlu ailesinin sahibi olduğu Sanko Enerji ve onun işbirlikçisi MHP’li Salihli Belediyesi diğer yanda Hacıbektaşlılar ve havasına, suyuna, toprağına sahip çıkmaya çalışan Salihlili çevre gönüllüleri… Bir yanda Salihli Kaymakamlığı ve İlçe Jandarma Komutanlığını yanına alıp Çapaklı köylülerinin topraklarını işgal ederek biyogaz enerji santralı kurmak isteyen Ege Biyogaz Elektrik Üretim A.Ş., diğer yanda genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle topraklarını savunan Çapaklı köylüleri ve onlara destek veren Salihlili çevre gönüllüleri… Bir süredir kıyasıya bir mücadelenin içindeler. Hacıbektaşlılar ve Çapaklılar topraklarını, sularını, bağlarını, bahçelerini ve yaşam alanlarını korumaya çalışırken, jeotermal ve biyogaz elektrik santralı kurmak isteyen şirketler ise daha fazla kazanç elde etme peşinde.

HACIBEKTAŞLI’DA DİRENİŞ VE ZAFER

Antep merkezli Sanko Holding, başta tekstil, çimento ve inşaat sektörü olmak üzere pek çok sektörde faaliyet gösterirken, Sanko Enerji ile de enerji sektörüne girdi. Grubun bu güne kadar tamamlanmış 6 hidroelektrik ve 2 rüzgâr enerji santralının yanı sıra Salihli’de de 3 adet jeotermal enerji santralı bulunuyor. 2009 yılından itibaren Salihli’de jeotermal kaynak arama çalışmalarına başlayan Sanko Enerji, Salihli Belediye’sinin açtığı Jeotermal kaynak işletme ihalelerini de kazanarak, 64 sondaj kuyusu için Manisa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden ‘ÇED Gerekli Değildir’ belgesi aldı. Böylece Salihli’nin verimli topraklarında, yerin altını üstünü getirerek jeotermal sondaj kuyuları açmaya başlayan Sanko Enerji, buralardan elde ettiği akışkanılar ile elektrik enerjisi üretmek için jeotermal enerji santralları kurdu.

Sanko Enerji için her şey yolunda giderken, Hacıbektaşlı Mahallesi’ndeki jeotermal enerji santralı kurma çalışmaları ise köylülerin direnişi ile karşılaştı. Geçtiğimiz Ağustos ayında Hacıbektaşlı ’daki santral sahasına iş makinaları yüklü tırlarla girmeye çalışan Sanko Enerji’ye, köylüler karşı çıktı. Bunun üzerine geri çekilen Sanko Enerji, bu kez yeniden jandarma gözetiminde santral sahasına girmeye çalıştı. Şirket halkın direnişini o gün de kıramadı ve iş makinaları yüklü tırlar geri dönmek zorunda kaldı. Çıkan olaylarda çok sayıda Hacıbektaşlı jandarma tarafından tartaklanarak gözaltına alındı.

"ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR" KARARI İPTAL EDİLDİ

Hacıbektaşlı Mahallesi’nde, 178 No’lu Jeotermal Kaynak ve Doğal Mineralli Su İşletme Ruhsat Sahası’nda kurulmak istenen 19,5 MWe kapasiteli jeotermal elektrik santraline köylüler, tarım ve yaşam alanları ile çocuklarının geleceğine zarar vereceği gerekçesi ile karşı çıkıyorlar. Bu yüzden Manisa Valiliği tarafından verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali için Manisa 2.İdari Mahkemesine dava açtılar. Hacıbektaşlıların taleplerini haklı bulan Manisa 2. İdare Mahkemesi "ÇED Gerekli Değildir" kararını iptal etti.

salihli-de-isgal-direnis-ve-zafer-gunleri-764766-1.

Salihli Çevre Derneği Başkanı Av. Seçil Ege, kararın ardından yaptığı açıklamada, "Mahkeme bilirkişi raporu ve tüm belge ve bilgiler doğrultusunda kararı iptal etti. Tabii temyiz yolu açık bir karar, diğer tarafların itiraz hakkı var. Biz hem doğaya hem de tüm canlılara zararı olduğu gerekçesiyle bir duruş göstererek bu davayı açtık. Gerçekten de inceleme yapan bilirkişi heyeti de yapılacak projenin zararlarını ortaya koydular. Bu süreçten sonra verilebilecek ÇED olumlu kararı da, hem hukuka hem de bilimsel gerçeklere aykırı olacaktır. Bilirkişi raporumuz çok detaylı ve tüm yönleriyle değerlendirme yapılmış bir rapor olduğu için biz de sürecin bizim lehimize olacağını ve bu aşamadan sonra kararın bozulmayacağını düşünüyoruz" dedi.

Hacıbektaşlı’da direniş zafer ile sonuçlandı. Hacıbektaşlı Mahallesi’nde jeotermal enerji santralı kurmaya çalışan Sanko Enerji, bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.

33 YURTTAŞA CEZA DAVASI AÇILDI

Öte yandan Hacıbektaşlı’da direnen yurttaşlardan 33 kişiye ise 10 ay sonra ceza davası açıldı. Nöbet tutup, iş makinelerinin ve tırların geçeceği yolu kapatmak isteyen yurttaşlara jandarma cop ve biber gazıyla müdahale etmiş, aralarında Av. Seçil Ege’nin de olduğu çok sayıda yurttaş gözaltına alınmıştı. Av. Seçil Ege, ceza davasını değerlendirirken, "Biz de aynı gün şikâyetçi olmak için uzun süre bekledik ancak şikâyet dilekçelerimiz alınmadı. Hatta bazı dilekçeler jandarmayla bize geri gönderildi. Sadece birkaç arkadaşımızı şikâyetçi olabildi onlarla da ilgili henüz bir gelişme yok, bu davaya hem müşteki hem de sanık olarak eklendi. Bu davaların ayrı ayrı görülmesi gerekirken birleştirildi ve zorlama bir şekilde bize dava açıldı" dedi. Açılan dava 22 Ekim 2020’de Salihli 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

ÇAPAKLI KÖYLÜLERİ AYAĞA KALKTI

Salihli’nin Çapaklı Köyü’ne de, yaklaşık 34,4 bin metrekare yüzölçümlü alan üzerine Biyogaz Enerji Santrali ve Gübre Üretim Tesisi kurulmak isteniyor. Biyogaz santralı katı atık veya tarımsal, bitkisel atığı dönüştürüp enerji üretiyor. Ankara merkezli Ege Biyogaz Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan tesise köylüler, yaşam ve tarım alanlarına zarar vereceği gerekçesi ile karşı çıkıyorlar. Köylülerin tarım arazileri üzerinden, köyden tesislere giden bir kaçak yol açılmak isteniyor. Köylüler tesis için verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının iptali için Manisa İdari Mahkemesi’ne dava açtılar. Şirket ise iptal davasının sonucunu dahi beklemeden, köyden santral alanına giden yolun yapım çalışmalarına başlamak istedi. Köylüler ekip-biçtikleri tarlalarından kaçak yol geçmesini istemiyorlar. 21 Temmuz’da iş makinaları ile köye gelerek yol yapım çalışmalarına başlamak isteyen şirkete köylüler önlerine set çekerek engel oldu. 24 Temmuz’da ise şirket, bu kez jandarma ile beraber köye girdi. Çıkan arbede de Jandarma müdahalesi ile 30’a yakın köylü tartaklanarak gözaltına alındı. Köylüler daha sonra serbest bırakıldı.

Çapaklı Köyü muhtarı Mehmet Us, köylerinin tarımla geçinen bir köy olduğunu ve yapılacak santralın bağlarına, zeytin bahçelerine ve meralarına zarar vereceğini söyledi. Köylülerden Rahime Gültekin, "Benim 2 tane çocuğum var. Rahatça nefes alamayacak mı? Çocuklarım çiftçilik yapamayacak mı? Doğal beslenemeyecek miyim?" diye sorarken, Seray Kayış ise "Biz bu projeyi istemiyoruz. Mahsullerimizin yok olmasını istemiyoruz. Bizim karnımız tarımla, çiftçilikle doyuyor. Bu arazilerden binlerce insan kazanıyor, yiyor, içiyor" dedi. Fatma Akça da, jandarma müdahalesini şöyle anlattı: "Bizi darp ettiler, biber gazı sıktılar ve coplarla dövdüler. Biz onlara taş atmadık, hakaret etmedik, sadece kenetlendik, olduğumuz yerde durduk. Bizi yerde sürüklediler, biz 5 saat boyunca orada bekledik. Oraya kepçe gelmeyecek deyip bizi bölgeden uzaklaştırdılar. Herkesi dağıttılar. Kadınları, çocukları ve hatta avukat hanımı bile yerde sürüklediler. Bizden ne istiyorsunuz?"

Adem Karabacak ise "Buradaki köylülerin hepsi emekçi, üretici insanlar. Çok kısıtlı imkânlarla yaşayan insanlar. Bu şartlarda bir de buraya böyle bir tesis kurulursa, hayvancılık bitecek, tarım yapamayacağız. Santralin kokusu bile yetecek. Bu topraklar bizim. Havamızı, suyumuzu, yaşamımızı koruyacağız. Ölürüz de toprağımızdan vazgeçmeyiz" dedi.

SALİHLİ OVASINDAKİ TÜM KÖYLERİ ETKİLEYECEK

salihli-de-isgal-direnis-ve-zafer-gunleri-764771-1.

Salihli Çevre Derneği Başkanı Av. Seçil Ege, Çapaklı’da yaşanan süreci şu şekilde anlattı:

"Çapaklı köyünde biyogaz elektrik santrali kurulması projesi vardı. Bu proje ile ilgili Manisa Valiliği ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdi. Bu karar şu demek oluyor. Yapılacak projenin etkilerine dair bir araştırmaya gerek yok demektir. Biz çevresel etkinin değerlendirilmesi gerektiği düşüncesi ile valiliğin bu kararına karşı Manisa İdari Mahkemesi’nde dava açtık. Bu köyün ilk davası budur. Biz bu dava dilekçesinde bu toprakların ne kadar verimli ve değerli olduğunu, mutlak tarım arazisi olduğunu, proje sahasının hemen altında köyün merasının bulunduğunu, çevrede zeytinlikler ve tarımsal alanlar olduğunu belirttik. Ayrıca bu sahanın hemen altında DSİ’nin 3 sulama kanalı geçiyor. Bu ana sulama kanalları tüm Gediz ovasını ve Salihli ovasını besleyen kanal. Bu suların kirlenmesi, zehirlenmesi sadece Çapaklı köyünü değil Salihli Ovası'ndaki tüm alanları köyleri etkileyecektir. Bu proje sahasına şirketin resmi olarak kullanabileceği bir yol bulunmamaktadır. Bunu belirtmemizin ardından bir süre sonra muhtarlığa askıya çıkan imar planının değişikliği kararından haberimiz oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu davada aleyhlerine olacak en önemli yol bulunmama konusunu aşmak için acil bir plan değişikliğine gitmişlerdir. Yeni yol köylülerin arazilerinin içinden geçen bir yoldur. Biz bu plan içinde Manisa İdari Mahkemesi’ne bir dava açtık. Sonuçta bu köyde yapılacak proje ile ilgili iki ana davamız var. Fakat 15 Temmuz günü tatil olmasından da faydalanarak kendisine ait olmayan insanların tarlaların içinden geçen kesinleşmemiş plana dayanarak şirket iş makinelerini arazilerin içine soktu. Köylülerimiz de arazilerine sahip çıkmak için direnç gösterdi. Şirketin yapmaya çalıştığı kaçak yolu engellemek için iş makinelerinin üzerine oturdular. Tüm gerekli kurumlara başvurdular ama kimse şirketi durdurmadı."