Google Play Store
App Store

Kuzeyde Halep, Hama ve Humus’un ardından güneyde Dera ve Süveyda’yı ele geçiren cihatçılar başkent Şam’ı kuşattı. Suriye ordusu geri çekilmeye devam ederken cihatçı çetelerin Şam’a girmeye başladığı iddia edildi. Ankara destekli SMO ile çatışan SDG ise Suriye ordusunun çekildiği Deyrizor’u ele geçirdi.

Şam kuşatma altında

DIŞ HABERLER SERVİSİ 

Suriye’de Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) bünyesindeki cihatçı gruplar, kuzeyden ve güneyden ilerleyişini sürdürürken Şam sınırına dayandı. Halep ve Hama’nın ardından Humus’u da ele geçirmeye yaklaşan cihatçılar, güneyde de Dara ve Süveyda’da kontrolü eline alarak Şam’ı kuşattı. Cihatçı gruplar, başkentin güney banliyölerine girmeye başladı.

Ülkenin güneybatısındaki Kuneytra il merkezini ele geçiren cihatçı gruplar, Şam merkezine doğru ilerledi. Suriye ordusuyla çatışan cihatçılar, başkentin güneyindeki Darayya banliyösüne girdi.

DERA VE SÜVEYDA DÜŞTÜ

Ürdün sınırındaki Dera ilinde Suriye ordusuna karşı saldırı başlatan Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı çeteler, kırsal kesimde çok sayıda yerleşim yerini ve askeri noktayı ele geçirerek ilerlemesini sürdürdü. Şiddetli çatışmaların ardından cihatçılar, Dera il merkezinin kontrolünü de Suriye ordusundan aldı. Dera, Suriye’de 2011 yılında rejim karşıtı ayaklanmanın başladığı yer olarak biliniyor.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre ise ülkenin güneyinde nüfusunun çoğunluğu Dürzi olan Süveyda ilindeki cihatçı gruplar, il merkezinde kontrolü sağladı. Beşar Esad hükümeti, güçlerini Dera ve Süveyda’dan çektiğini duyurdu.

Bugünün BirGün'ü

Cihatçı gruplar, Şam’a açılan kapı olan Humus’ta ilerleyişini sürdürdü. Humus ilinin kuzey, batı ve doğu taraflarından birçok köyün kontrolünü ele geçiren cihatçı çeteler, kent merkezinin iç kesimlerine dayandı. Humus’un dış mahallelerinden Sanayi ve Kusur’u ele geçirdi.

Öte yandan Şam çevresindeki çok sayıda Suriye ordusuna bağlı askerin Irak güçleriyle koordineli olarak El-Kaim sınır kapısından Irak’a girdiği bildirildi.

SDG VE SMO ÇATIŞIYOR

AA’nın aktardığına göre Suriye ordusu, Fırat Nehri’nin doğusundan tamamen çekilirken Deyrizor kentinin kontrolü de omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolüne geçti. Suriye ordusu Ülkenin kuzeydoğusundaki Haseke il merkezi ve Kamışlı ilçesinde kontrol ettiği bölgelerden çekilerek buraları tamamen SDG’ye devretti. SDG, Humus’ta da bazı kırsal bölgelerin kontrolünü ele aldı.

SDG ile Ankara’nın desteklediği cihatçılardan oluşan Suriye Milli Ordusu (SMO) arasındaki çatışmalar ise sürüyor. Münbiç Askeri Meclisi, El Bab bölgesinde SMO tarafından gerçekleştirilen saldırılara karşılık verildiğini ve SMO’nun püskürtüldüğünü duyurdu. Öte yandan SMO’nun Menbiç’e de saldırdığı belirtiliyor. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi, hazırlıklarının tamamlandığını ve bir saldırı olması halinde Menbiç’i savunacaklarını söylemişti.

***

BARZANİ’DEN ‘BARIŞÇIL BİR ÇÖZÜM’ ÇAĞRISI

Irak’taki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin, “tarafların bir arada yaşama, barış ve istikrarı gerçekleştiren barışçıl yollarla bir anlaşmaya varmasını beklediklerini” belirtti.

Barzani, Suriye’deki gelişmeler ve değişimlerin tüm bölgenin siyasi geleceği, güvenliği ve istikrarı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğunu uyarısı yaptı.

***

ERDOĞAN’DAN MEZHEP VURGUSU

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Gaziantep 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Suriye’de yaşananlara ilişkin konuşan Erdoğan, muhalefete de yüklenirken bir kez daha Esad’ın kendisinin uzattığı eli anlamadığını söyledi.  “Siyasi ve diplomatik olarak yeni gerçeklikler var” diyen Erdoğan bölgedeki yeni gelişmelerin altını çizerken mezhepçi tutumunu sürdürdü. Erdoğan, “Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye, tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir” dedi. Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti: “Milli güvenliğimizi tehlikeye atacak hamleye izin vermeyeceğiz. Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye, tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Suriye toprakları savaşa, kana ve gözyaşına doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü, güvenliği vatanlarında huzurla yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir. Sorumluluk sahibi aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına destek vermesi bölgemiz için en hayırlı yol olacaktır. Farklı kimliklerin yan yana, sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. Çok yakın gelecekte böyle bir Suriye’yi göreceğimizi temenni ediyoruz. Şam rejimi Türkiye’nin uzattığı elin kıymetini idrak edemedi, ne manaya geldiğini anlayamadı. Türkiye dün olduğu gibi tarihin doğru tarafında yer almaktadır”

***

ESAD’IN KAÇTIĞI İDDİASINA YALANLAMA

İran İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Yakup Rızazade, HTŞ öncülüğündeki cihatçıların Suriye’deki hızlı ilerleyişinin ardından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve ailesinin ülkeden kaçtığını yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Suriye’de siyasi çözüm için diplomasi çabalarının sürdüğünü belirten Rızazade, İran’ın Suriye’deki askeri danışmanlarını çektiği yönündeki iddiaları da reddetti. Rızazade, “Suriye’deki askeri danışmanlarımızı bölgeden çekmedik ve Şam Büyükelçiliğimiz halen aktif durumda” dedi.

***

SİZİN DE PAYINIZ VAR

CHP Lideri Özgür Özel iktidarın Suriye politikası hakkında konuştu. İktidarın 2010’un başlarında "Emevi camisinde namaz kılarız" dediğini hatırlatan Özel, "Bu Suriye’yi işgal ederiz, ele geçiririz demektir” dedi.

“Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duymayan, iç savaşı kışkırtan, Kuvâ-yi Milliye’yi, oradaki Özgür Suriye Ordusu’nu benzetip, orada bir iç savaşı körükleyip, buraya milyonlarca Suriyelinin gelmesine bu anlayış sebep oldu” diyen Özel şöyle konuştu: "Şimdi de kendileri ağzında bir şeyler yuvarlıyorlar ama sosyal medyadan trolleri yazanları çizenleri yok ‘Fetih Hareketi’, yok ‘Türkiye toprak kazanıyor’ diyor. Savaşı değil, barışı, bir ülkenin parçalanmasını değil, o ülkenin toprak bütünlüğünü savunmak hepimizin menfaatinedir. Bir an önce Esad ile gerekli temaslar sağlanmalı. Esad’ın ilan ettiği genel aftan Türkiye’dekiler genel aftan zaten yararlanıyor. Onlar bilgi sahibi yapılmalı. Çatışma ortamı durdurulmalı. Bu konuda gerekli uluslararası temaslar sağlanmalı. Biz hem Türkiye’de hem de dünyada barışı savunuyoruz.”

***

TRUMP’IN BELİRLEYİCİLİĞİ

Akademisyen Erhan Keleşoğlu: 

Öncelikle son 4 sene içerisindeki sınırlar açısından stabil devam eden durumun 27 Kasım HTŞ saldırısıyla beraber haritanın her gün değiştiği koşullara çok hızlı bir geçiş yaşandı.

2020’de çatışmasızlık bölgesi olarak var edilen İdlib, SDG’nin kurumsallaşmasını, cihatçı unsurların Türkiye’ye gelmesini, HTŞ’nin ve SMO’nun pasifize edilmesi gibi birçok noktaya etki ediyordu.Ancak HTŞ’nin saldırılarıyla beraber gelen bu beklenmedik başarı, bölgede yeniden paylaşım savaşını ateşlemiş oldu.

HTŞ’nin dâhil bu kadar ciddi başarı beklemediğini de söylemek gerekiyor. Kısa sürede komutanların verdiği röportajlardan bakılınca bu net. Ankara yönetimi de keza aynı şekilde bu derece bir ilerleme düşünmüyordu. Bu beklenmedik başarı, Suriye’nin çorap söküğü gibi çözülmesine neden olmaya başladı. Bu şartlarda da Irak’ın tam olarak dâhil olamayacağı, İran’ın yardımının zor olacağı ve Rusya’nın takatinin kalmadığını söyleyebiliriz. Öte yandan Hizbullah’ta İsrail saldırılarından dolayı oldukça güç kaybetmiş durumda. Şam’a doğru ilerleyişin de sürdüğünü düşünürsek rejim açısından sayılı günler başladığını söylemek de mümkün.

Ayrıca HTŞ genel olarak diyalog kanallarıyla kendine bir alan da açmaya çalışıyor. Ancak SMO ile gerginlikleri de sürüyor.

Ankara açısından da bunun devam ettiği ortada. Doğrudan açıkça destek vermeyeceklerdir ancak HTŞ’nin karar alma sürecine müdahil olma istekleri devam edecek. HTŞ ile ilişkilerini bu çerçevede sürdürecekler.

Dolayısıyla bu gelişmeler her geçen gün Esad sonrası Suriye algısını güçlendiriyor. Trump’ın Ocak ayında alacağı yetki ile bir masa kurulma ihtimali de söz konusu.

***

POZİSYON KAPMA YARIŞI

Akademisyen Ali Faik Demir: 

Rusya’nın aktif tavır gösterememesi gibi bölgede ardı ardına yaşananlar, Esad’ı destekleyen aktörlerin dahi Suriye’nin bölünmüşlüğünün kabulü anlamına geliyor. Çok hızlı değişen dengelerle beraber Suriye puzzlenın eksik parçaları var. ‘Ne oldu da bu dengeler bu kadar çabuk değişti?’  sorusunun hala tam bir cevabı yok.

Bundan sonraki sürece dair bir şey demek için henüz erken. Konuşulan farklı senaryoların her birinin ihtimali var. Artık kalıplaşmış biçimde bir kez daha Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılıyor.

HTŞ’nin bu saldırısıyla açılan bu yeni dönem bölgeyi de yeniden şekillendirirken yeni ittifaklar da doğurabilir.

Şu an için Ankara dahil herkesin bir pozisyon kapma yarışında olduğunu söylemek mümkün. HTŞ’nin hareket kabiliyetine bakıldığında da bu yeni ittifaklar içerisinde radikal değişiklikler meydana gelebilir.

Bu noktada kaotik ortamın daha fazla artacağı kesin. Ancak kim kimin arkasında nasıl duracak ne kadar duracak düğümü biraz da bu çözecek. Trump’ın yönetime başlayacak olması da buradaki en önemli gelişme olacak.

Şimdilik Suriye’nin 4’e bölünmüş bir yapısı var. Kuzeyde PYD’ye bir özer yapı verilir mi? Cihatçılara ne denli yol verilecek ya da Esad butik bir devlete dönüşecek mi yine de bugünden net yorumlarda bulunamıyoruz.

Türkiye açısından da durum farklı değil. Tam olarak meselenin arka planı hala netleşmedi. Ankara’nın içeride Kürt sorunu adına atılan hamleleri ve bölgedeki terör tehdidi olarak açıklanan kaotik ortamın nasıl ilerletileceği muamma.

Ancak Trump’ın yönetime gelmesiyle beraber yeni bir çözüm süreci de başlayabilir. İran’ın Esad’ın, Rusya’nın Türkiye’nin ve AB ile ABD’nin bir masa etrafında bir süreç ilerletmesinin ihtimalleri de yok değil.

Türkiye açısından tarif edilmesi gereken yer ise; Suriye halklarının kendi yönetim biçimine kendisinin karar vermesi dışında bir pozisyon geliştirilmemeli ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulan bir hat izlenmeli.

***

DOHA’DA SURİYE GÜNDEMİYLE ACİL ZİRVE

Türkiye, Rusya ve İran Dışişleri Bakanları, Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere Katar’ın başkenti Doha’da bir araya geldi. 22. Doha Forumu kapsamında Rusya, İran, Türkiye dışişleri bakanları Sergey Lavrov, Abbas Arakçi, Hakan Fidan arasında Suriye için Astana formatında görüşmeler yapıldı. Görüşmenin ardından ilk açıklama İran’dan geldi. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “Suriye hükümeti ile ‘meşru muhalif grupların’ siyasi görüşmelere başlaması gerektiğini” söyledi.

LAVROV: HTŞ BİR TERÖR ÖRGÜTÜ

Rus Bakan Lavrov ise “Yasaklı HTŞ teröristlerinin şu anda Suriye’de olduğu gibi jeopolitik amaçlar için kullanılması kabul edilemez” ifadelerini kullandı. “Suriye’de gerginliği azaltma çağrısının duyulmasını sağlamak için Rusya’nın Türkiye ve İran ile birlikte adımlar atacağını” söyleyen Lavrov, bunu “sahadaki herkesin dikkate alması gerektiğini” söyledi.

"Bir terörist grubun, Suriye topraklarını kontrol altına almasına izin vermek kabul edilemez” vurgusunu yapan Lavrov, ABD ile müttefiklerinin HTŞ’yi sevimli gösterme çabalarına dikkat çekti. CNN’in HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’yle röportaj yaptığını hatırlatan Lavrov, “Rusya’nın rolü, Suriye’deki terörist gruplarla mücadele etmektir. HTŞ’nin sahadaki dengeleri değiştirme girişimine karşı çıkıyoruz ve Suriye hükümetini desteklemeye devam edeceğiz” diyen Lavrov, Suriye hükümetine askeri yardım sağlamayı sürdüreceklerini kaydetti.