Suriye yönetiminin hedefinde Kuzey Cephesi var. Şam ile Suriyeli Kürtler arasındaki müzakereler devam ederken bir ön anlaşmaya vardığı iddia edildi

Şam yönetimiyle Suriye Kürtleri anlaşıyor mu? Kuzey Cephesi’nde neler oluyor?

DERVİŞ CEMAL

ABD Başkanı Trump ile Rusya lideri Putin’in Helsinki’deki zirvesinin de ana gündem maddelerinden olan Suriye’de birbiri ardında önemli gelişmeler yaşanıyor. Güney Cephesi’nin Suriye devletinin kontrolüne geçmesinin ardından gözler Kuzey Cephesi’nde. Suriye ordusunun Ürdün sınırında denetimi sağlamasının ardından, Devlet Başkanı Esad’ın SDG ile müzakerelere kapılarının açık olduğunu söyleyip, “müzakereler sonuçlanmazsa güç kullanırız” çıkışını yapmasının ardından Suriyeli Kürtlerle Şam arasında sıcak gelişmeler yaşanıyor. Esad’ın ültimatomu çeşitli Kürt yapı ve liderler de görüşmelere başlamaya hazır olduklarını ifade etmişlerdi.

Suriye ve Arap basınında çıkan yorumlara göre uzun süredir sürdürülen görüşmeler neticesinde Şam ile Suriyeli Kürtler bir ön anlaşmaya vardığı iddia edildi. Suriye’de yayınlanan el Vatan gazetesine göre “Kürt tarafının inkarına rağmen” Şam ile SDM arasında ön anlaşmaya varıldı. Gazeteye göre, “Türkiye ve Irak sınır kapılarının Suriye ordusuna teslim edilmesi, Öcalan’ın fotoğraflarının sokaklardan kaldırılması, Kamışlı ve Haseki’deki hükümet binalarına resmi Suriye bayrağının asılması ve ABD ile koalisyon güçlerinin ayrılmasıyla” ilgili konularda mutabakata varıldı.

Ön şart olmaksızın görüşme
El Vatan, Rojava Özerk Yönetimi kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Haseke’deki petrol rafinerilerinin Suriye rejimine teslim edileceği ve Suriye rejiminin petrol satışından sorumlu olacağını da öne sürdü. Bunun yanında SDG’nin kontrolündeki iki barajı Suriye yönetimine devretti.

Gazetelerde haberlerin yayınlanmasının üzerinden günler geçmesine rağmen Kürtler haberleri doğrulamak veya yalanlama için herhangi bir açıklama yapmadı. Kürt siyasetçi Eldar Halil’in ifadesine göre özerk yönetim, ön şart olmaksızın Suriye hükümetiyle doğrudan müzakereler için istekli olduklarını doğruladı. Suriye hükümetiyle bu yakınlaşma, Türkiye’nin ÖSO ile birlikte Afrin’e hakim olması ve YPG’nin Menbic’den çıkartılmasına yol açan Türkiye-Amerika yakınlaşması nedeniyle geldi.

Müslim: Anlaşma yok, diyaloğa hazırız
Ancak Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Diplomasi Komitesi Üyesi ve eski PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, YPG’nin Suriye yönetimiyle herhangi bir görüşme gerçekleştirmediğini, saldırı olması durumunda da karşı koyacaklarını söyledi. K24’e konuşan Müslim, Tabka’da gerçekleşen Demokratik Suriye Meclisi’nin (DSM) 3’üncü Kongresi’ni değerlendirdi, “Umut ediyoruz ki kongrede çıkan sonuç sorunların çözümü için siyasi bir karara dönüşür” dedi.

Suriye’nin yeni bir sürece girdiğini ifade eden Müslim, iki hafta önce El Vatan gazetesinin YPG ile Şam’ın anlaştığı haberiyle ilgili şunları söyledi: “Rejim ile YPG arasında şimdiye kadar herhangi bir anlaşma sağlanmış değil. Sadece TEV-DEM ile Demokratik Suriye Meclisi’nin diyaloğa hazır olunduğuna dair açıklamaları var.”

Suriye rejiminin Dera kentini ele geçirdikten sonra Batı Kürdistan’a (Rojava) da yöneleceği söylentileri üzerine Müslim, “Alacağımız kararlar halkımız içindir. YPG de kararlarını kendisi veriyor başka bir yerden emir almıyor. Eğer herhangi bir güç bölgemize yönelirse, saldırı gerçekleşirse biz de karşı koyacağız” ifadelerini kullandı.

Suriyeli Kürtlerden ‘birleşik yönetim’ adımı
Demokratik Suriye Meclisi (DSM), Şam hükümetiyle müzakereler ilgili yansıyan çelişkili bilgilerin gölgesinde Rakka yakınlarındaki Tabka kentinde üçüncü konferansını yaptı. 270 delegenin katılımıyla “Siyasi bir çözüme doğru ve merkezi olmayan demokratik bir Suriye inşası yolunda” şiarıyla gerçekleştirilen konferansta Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Meclisi’nin, Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda kontrolü altındaki bölgelerde birleşik bir ortak yönetim oluşturmayı planladığı açıklandı.

Tabka şehrinde Pazartesi günü toplanan DSM, ülkenin kuzeydoğusunda ortaya çıkan bölgesel yönetimleri birleştirme planını açıkladı. Merkezi olmayan, demokratik bir Suriye inşası için çalışacağı sözünün verildiği sonuç bildirgesinde söz konusu bölgelerdeki tüm sivil konseylerin bir araya getirilmesi hedefi karara bağlandı. SDK’nın eş başkanı İlham Ahmed, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, bölgede ihtiyaçlar ile hizmet arasında “boşluklar olduğuna” vurgu yaparak, “tüm bölgeler arasında koordinasyon sağlayacak bir yönetim” kurmayı hedeflediklerini kaydetti.
Fikrin henüz planlama aşamasında olduğunu söyleyen Ahmed, birleşik yönetimin SDG kontrolü altındaki bölgelerin tamamını kapsayacak biçimde oluşturulmasının planlandığını dile getirdi. Ahmed, “Bu, güvenlik ve istikrarı sağlama açısından faydalı olacaktır” dedi. Planın, Rakka, Deyr ez-Zor ve Cezire bölgesinin doğusunun da aralarında bulunduğu çeşitli bölgeleri kapsayacağı belirtildi.

sam-yonetimiyle-suriye-kurtleri-anlasiyor-mu-kuzey-cephesi-nde-neler-oluyor-488425-1.

‘Suriye Ordusu’nun parçası olmak istiyoruz’
Reuters’a açıklamalarda bulunan SDK’nın ikinci eş başkanı Riad Darar ise siyasi bir çözüme ulaşılamadığı takdirde kontrolleri altındaki bölgelerdeki SDG yönetimini güçlendirme yolunu tercih edeceklerini söyledi. Darar, bir barış anlaşması imzalandığı ve yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir Suriye kurulduğu takdirde, SDG’nin Suriye ordusunun bir parçası haline gelmek istediğini söyledi.

ABD destekli SDG, Suriye topraklarının yaklaşık dörtte birini kontrolü altında bulunduruyor. SDG’nin hakimiyeti altında bulunan topraklar, Şam’ın kontrol etmediği en geniş bölge olma niteliğini taşıyor.

***

YPG’nin son birlikleri de Minbic’ten çekildi

Minbic Askeri Meclisi Komutanlığı, YPG’nin Menbic’de bulunan son danışma grubunun da görevlerini tamamlayarak kentten çekildiğini açıkladı. Yapılan açıklamada “Minbic Askeri Meclisi olarak; YPG’nin son danışma grubunun da Koalisyon işbirliği ile savaşçılara eğitim verme görevlerini tamamlayarak 15 Temmuz 2018’de Minbic’den çekildiğini duyuruyoruz” diye belirtildi. Açıklamada “16 Kasım 2016’da Minbic Askeri Meclisi olarak Minbic’in askeri ve güvenlik sorumluluğunu üstlendik. YPG, resmi bir açıklama ve askeri bir törenle kentten çekildi. Kentin savunması alanında kurumlaşma ve örgütlenme çalışmalarımıza devam ettik. YPG’den askeri bir danışma grubunun Minbic’de kalmasını ve Uluslararası Koalisyon iş birliği ile meclis savaşçılarına eğitim vermesini talep ettik. İki yılın ardından Meclis artık eğitimleri devam ettirebilecek düzeye geldi. Bu temelde YPG ile yapılan anlaşma sonucu askeri danışma grubunun bir kısmı 3 Haziran’da, bugün de görevlerini tamamlayan son grup kentten çekildi. Minbic Askeri Meclisi olarak bir kez daha YPG’ye ve askeri danışma grubuna meclisimize desteklerinden dolayı; ayrıca Uluslararası Koalisyon güçlerine teşekkür ediyor, kentin çetelerden kurtarılmasındaki direnişlerini selamlıyoruz” denildi.

***

ABD ve Rusya: Statüde anlaşmazlık

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşta ve radikal İslamcılarla mücadelede sona gelinirken en önemli sorun Kürtlerin durumunun ne olacağı? Birçok bölgeyi kontrolü altında tutan Kürtlerinin statüsünün ne olacağı tartışılıyor. Suriye Kürtlerinin ne tür bir statüye kavuşacaklarına dair ABD, Rusya ve Suriye devleti arasında anlaşmazlık söz konusu. ABD geniş bir özerklikten hatta bağımsızlıktan yana. ABD, ocak ayında “Sınır Güvenlik Gücü” adı altında 30 bin kişilik bir ordu kurma hazırlığında olduğunu açıkladı. Rusya ise, Suriye’deki yeni süreçle alakalı hazırladığı anayasa taslağında özerklik getirileceğini işaretini vermişti. Taslakta, “Kürt kültürel özerkliğinin hükümet kurumları ile örgütlenmelerinin Arapça ile Kürtçe’yi eşit olarak kullanması gerektiği” ifade ediliyor. Kürt kültürel özerkliği tanımının altı doldurulmayan taslakta, özerklik için ipuçları yer alıyor. Suriye yönetimi ize müzakerelere açık olduğunu, kısmi otonominin sağlanabileceğini, ancak bunun ötesine geçebilecek bir statüye karşı olduğunu her seferinde dile getiriyor.