Şampiyon gibi

Başakşehir, lider girdiği ligin ikinci yarısında Bursa deplasmanında farklı kazanarak zirve yolundaki rakiplerine göz dağı verdi.

Kabul etmek lazım ki Başakşehir’in oturmuş bir sistem takımı olmasının, onları diğer takımların önüne çıkaran avantajları var ve bunları, rakibin zaaflarının üzerine gitmekte kullanmayı çok iyi biliyorlar. Özellikle Emre ve Mahmut’u da işin içine katarsak hücum organizasyonlarını düzenleyen 6 oyuncunun aralarındaki uyum ve pozisyon bilgisi üst düzeyde. Rakip ceza sahası ile orta yuvarlak arasında kalan kısımda Visca, Napeloeni ve Mossoro üçlüsü oyunun boyunu gerektiğinde kısaltıp gerektiğinde uzatıyorlar. Tabii bu noktada Emmanuel Adebayor gibi bir silahın varlığını da göz ardı edemeyiz. Togolu futbolcu oyunun merkezi solda olduğunda ceza sahasının sol, sağda olduğunda sağ köşesinde ve takımın hücum hattı Emre’nin başlangıç, onun bitişinde olduğu bir dörtgen şeklinde sürekli hareket ediyor. Bütün bu organizasyona bu sezon üçüncü golünü atan Attamah gibi stoperler de eklenince rakibi bozmak için birçok planınız olabiliyor. Bursaspor ilk yarıda bu hattı bir türlü geçemedi ve planladığı şekilde beklerini ön tarafa çıkaramadı, zaten Batalla da topla çoğu zaman buluştuğunda kendi yarı sahasının ortasındaydı ve burada yukarıda bahsettiğimiz orta saha içinde nefes dahi alamadı. 42. dakikada oyundan çıkmasını Bursa için bir kayıp olarak göremedik o yüzden.

İkinci gol yukarıda bahsettiğimiz takım yaratıcılığının üzerine bireysel meziyetlerin de eklendiği bir goldü. Visca’nın kendisine atılan uzun topu hiç bekletmeden, tek topla penaltı noktasına indirmesi ve Mossoro’nun o şekilde yerde seken topa yapılabilecek en güzel vuruşu yapması ders niteliğinde. Visca’nın yerinde ligde mücadele eden hücum oyuncularının yüzde 95’i o topu ya istop edip sürerek kaleye inmeyi düşünürdü ya da pası o derecede etkili bir yere gönderemezdi. Sistem ve oyuncu kalitesi Türkiye standartlarının bu derece üstünde olduğunda liderlik koltuğunda oturmanız da sürpriz olmuyor.

Kapanışı Adebayor ile yapalım tekrar, katkısını birkaç cümle ile anlatmak pek mümkün değil. Sadece hedef adam rolünü mükemmel oynamakla kalmıyor, aynı zamanda fiziksel anlamda da yıkılmıyor. Kendisinin bu anlamda örneğin Galatasaray’ın golcüsü Gomis ile karşılaştırdığımızda onun kadar ikili mücadelelerde zor durumda kalmadığını ve kendisini sürekli rakibin baskısından uzakta topla buluşturmayı başardığını söylememiz lazım.

Abdullah Avcı’nın takımı şampiyonluğun en büyük adayı.