Beşiktaş ikinci 45 dakikasında harika oynadığı derbide Tudor’u makus talihiyle baş başa bıraktı ve çok farklı kazanacağı derbide 3-0’a razı (!) oldu.


İlk yarıyı 3 bölüme ayırabiliriz aslında. Beşiktaş’ın rakibin üzerine baskı kurduğu ilk 10 dakika, ki henüz daha 4. dakikada Fernando defanstan topu çıkarabilmek için Serdar ve Maicon’un da arkasına kendi ceza sahasına kadar gömülmüştü, Galatasaray’ın bu baskıyı atlatıp pas trafiğini kurabildiği ve rakip kalede pozisyonlar bulduğu 20 dakika ve ardından Feghouli’nin oyun durduktan sonra topa vurduğu gerekçesiyle sarı kart görmesinden devre sonuna kadar geçen 15 dakika. Bu son bölümde Beşiktaş, sinir katsayısı yükselen seyircisini de arkasına aldı ve bir ara topla oynama oranları % 65 / % 35 seviyesindeydi. Galatasaray gibi yeni kurulmuş takımların da bir problemi de bu, saha içinde gerginliğin arttığı dakikalarda takım halinde karşı koyup bundan yararlanamıyorlar ve kalelerini koruma çabasına giriyorlar. Beşiktaş’ın bu bölümden gol çıkarmamasının sebebi Quaresma ve Babel’in çok gününde olmalarıydı ki Cenk de kendisinden beklenmeyecek derecede kötü vuruş ve hamle seçimleri yaptı. Tabii bu değişken ilk 45 dakikanın değişmeyen tek gerçeği Galatasaray’ın sol bek pozisyonunun hali. Martin Linnes sol bek pozisyonunda hücum katkısı açısından en verimli alternatifi bence Tudor’un, ama defansif anlamda Latovlevici, Linnes ve Denayer arasında neredeyse hiçbir fark yok. Her şekilde rakibin sağ kanat veya sağ açık oyuncuları rahat rahat arkalarına geçiyor.

Formundaki düşüş bu sezon gözle görülür olan Muslera’nın açtığı ikinci devre sonrasında maçın 60 ve 70. dakikaları arasındaki oyun uzun süredir bir Beşiktaş-Galatasaray derbisinde görülmemişti. Beşiktaş tabir-i caizse Şampiyonlar Ligi modunu açtı ve Galatasaray’ı sahada tam anlamıyla sürklase etti. Bu bölümde sarı-kırmızılılar zaman zaman 3 pas üst üste yapmakta zorlandılar. İstediğinde Şenol Güneş’in takımı bu ligin hala çok üstünde olduğunu kanıtlamış oldu böylece. Maçın sonunda skor tabelasında 3 yazması Beşiktaşlı futbolcuların bir hediyesi Galatasaray’a zira bunun 3 katı dahi olabilirdi.

Galatasaray camiası artık bir dönüm noktasında. Büyük maçlardaki bu basiretsizlik, rakibin ipini çekecek hamleyi yapamama ve oyunun bazı bölümlerindeki çöküş kenardaki teknik ekibin yetersizliğinden mi yoksa yeni kurulan kadronun henüz yeteri kadar takım hüviyetini kazanmamasından mı kaynaklanıyor buna karar vermeliler, zira çizgisi çok belli bir takım var ellerinde. Yani çok büyük analizler içine girmek zorunda değiller. Tudor için tünelin sonundaki ışık giderek yok oluyor.