Sanat ve emeğimiz sömürü kıskacında
Sinema Emekçileri Sendikası Sine-Sen dizi sektöründe yaşananlarla ilgili yaptığı basın açıklamasında "Sanat ve emeğimiz tekelleşmenin, sömürünün kıskacında" diyerek birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Kültür Sanat Servisi
Ünlü isimlerin menajeri Ayşe Barım üzerinden başlayan dizi sektörü tartışması sürerken, dizi sektöründe yaşanan hak ihlalleri ve emekçilerin yaşadıkları gündemdeki yerini koruyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’e bağlı Sinema Emekçileri Sendikası Sine-Sen konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında "Sanat ve emeğimiz tekelleşmenin, sömürünün kıskacında. Tekelleşmeye, emek sömürüsüne, çürümeye karşı gelin birlikte set çekelim" diyerek birlikte mücadele çağrısı yaptı.
Sine-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasına oyuncu Nebil Sayın, oyuncu Necmettin Çobanoğlu, sendika eski yöneticisi görüntü yönetmeni Sinan Güngör, sendika eski yöneticisi yönetmen Hakan Gürtop katıldı. Basın metnini ise Sine-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Vurgun okudu.
Tekelleşmiş yapıların film emekçilerinin haklarına çökmelerine karşı mücadele edilmesi gerektiği belirtilen açıklamada "Rekabet Kurulu’nun bazı yapım şirketleri ve cast ajanslarının tekel oluşturması hakkında başlattığı soruşturma sonrası birçok iddia ortaya atıldı ve magazinsel boyutu nedeniyle medyada geniş yer buldu. Dizi sektörümüz, dünya çapında önemli bir yere sahip olmasına rağmen, özellikle çalışma bakanlığının yeterince denetim yapmaması sebebiyle, hak ihlallerinin en sık yaşandığı alan haline geldi. Dünya dizi ihracatında 3. sırada olan ülkemizin, 2025 yılında ihraç gelirinin 1 milyar dolar olması bekleniyor. Bu büyük gelirden pay alma yarışı içinde olan ve bugün birbirini suçlayan tekelleşmiş yapıların sadece bir konuda ortak olduklarını söyleyebiliriz. Bu büyük gelirin en önemli üreticisi olan film emekçilerinin haklarına çökmeleri konusunda hemfikirlerdir" denildi Sektörde film emekçilerinin tekelci yapılarla karşı karşıya bırakıldığı ve buna itiraz eden emekçilerin kara listeye alınıp sektörün dışına itildiği belirtilen açıklamada Şu görüşlere yer verildi:
HUKUK ASKIYA ALINDI
"Denetimsizlik sonucu adeta hukukun askıya alındığı setlerde her türlü zorlu süreçlere rağmen işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan film emekçileri, bu tekelci yapılarla karşı karşıya bırakılmakta, buna itiraz eden emekçiler ise, kara listeye alınıp adeta sektörün dışına itilmektedir. Tekelleşmeye karşıymış gibi yapan siyasi iktidarın bu konuda pek mahir olduğu TRT işlerine bakılarak görülebilir. Ayrıca, reyting sistemi ve politik sansür biçimleri ile sanatın ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılması sonucunda tüm film sektörü dar bir kalıba sokulurken, tekelci yapılar kendi kurdukları ilişki ağının bozulmaması için statükoya uygun davranarak, sektörün yaratıcı dinamiklerini yok eden ve gelişimini engelleyen bir pozisyonu da üstlenmişlerdir. Bugün sektörün öncüsü olarak bilinen ve milyon dolarlar kazanan şirketler, tüm bu kirli ilişkilerden ve hak ihlallerinden azade değillerdir. Bu büyük zenginlik ve başarı hikayesinde film emekçilerinin hakları vardır. Hak ihlalleri vardır. Verilmeyen telifler, fazla mesailer ve ödenmeyen sigorta primleri vardır. Enflasyon altında bırakılan ücretler vardır. Haftalık ücret yerine, kanuna aykırı bölüm başı ücret dayatması vardır. "
DENETİMSİZLİK SONUCU
Sendikanın bugüne kadar hak ihlallerinin önlenmesi konusunda Çalışma Bakanlığı’na birçok ihbar ve şikâyette bulunduğu ve kamuoyunun bilgilendirildiği kaydedilen açıklamada "Bugün tekelleşme olarak gündeme yansıyan olaylar aslında denetimsizlik nedeniyle ortaya çıkan ve film emekçilerini mağdur eden sürecin bir yansıması" denildi.
∗∗∗
SİNE-SEN’DEN ACİL TALEPLER
• Emekçiler sigortalı çalıştırılmak zorunda. Makbuz kesmeye zorlanması kabul edilemez.
• Asıl işin, alt işverene taşere edilmesi yasalara aykırı. Sigorta primi gerçek ücretten yatırılmalı.
• Film emekçilerine bölüm başı ücret ödenmesi kanunlara uygun değil, haftalık ödenmeli.
• Bir işçiye, günde 11 saatten fazla çalışma yaptırılması yasaktır. Neredeyse tüm setler bu yasayı ihlal ediyor.
• Haftada 45 saatin üzerindeki çalışmalar için işçi rızası alınmalı ve mesai ödenmeli.
• İşçilerin emekli olabilmesi için düzenlemeler yapılmalı.
• Mobbing, taciz, ayrımcılık, cinsiyetçilik, çocuk emeği istismarına son verilmeli.
• Grev ve toplu sözleşme önündeki engeller kaldırılmalı. 20 bin kişi olduğu tahmin edilen güzel sanatlar işkolu, 4 milyon işçinin bulunduğu 10. işkoluna bağlandığı için, film alanında faaliyet gösteren bir sendikanın yüzde 1’lik barajı aşması mümkün değil.
• Yapım ve cast şirketleriyle ilgili ihbarlar izlenmeli en az yılda 1 kere denetlenmeli. Tekelleşme durdurulmalı.
• Dizi ihracatı gelirinin yine film sektörü için kullanılması ve özellikle emekçilerin lehine kullanılması sağlanmalı.
• Telif hakları devredilemez olmalı, ödemeler denetlenmeli.
• Yaratıcılığı ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan tüm sansür uygulamaları kaldırılmalı. Türkiye sinemasının özgünlüğü sağlanmalı.
• Dizi süreleri en fazla 60 dakika olarak sınırlandırılmalıdır. RTÜK kuralları bu çerçevede revize edilmeli