Seçimin ardından sanatçılara yönelik baskılar artıyor. İktidar yanlılarının hedef gösterdiği Melek Mosso, konserini yapmama kararı aldı. Sanatçılar tepkili: “Aydınlık mücadelesi durmaz; sanatçı, son sözü karanlığa bırakmaz”.

Sanatçı son sözü karanlığa bırakmaz
Fotoğraf: Depo Photos

Işıl ÇALIŞKAN

Tarihi seçimin ardından geçen 10 günde sanata ve sanatçılara artan baskılar “yeni dönem”in sinyallerini veriyor. En son kadın haklarını savunan konuşmasının ardından iktidara yakın kesimlerce hedef gösterilen Melek Mosso, bugün gerçekleştireceği Paraf Kuruçeşme Açıkhava sahnesindeki konserini yapmama kararı aldı. Mosso, açıklamasında “Bu gerginlik duvarına bir tuğla da ben koymayacağım. Bu sebeple ben de 8 Haziran'daki konserimin yapılmamasının daha doğru olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Sanatçılar, baskılara ilişkin “Kimi zaman küçümseme, ihmal, ayrıştırma, kimi zaman ambargo, baskı, sansür, yıldırma ve yıkımcılık; artık sanat hayatımızın ayrılmaz parçaları oldu” dedi. 

Seçimlerin hemen ardından özgün müzik sanatçısı Şenol Akdağ'ın konserinin yasaklanması, hedef gösterilen şair Ataol Behramoğlu'nun Bitlis’teki söyleşisinin iptal edilmesi son olarak da Melek Mosso’nun PowerTürk Müzik Ödülleri'nde yaptığı konuşmanın ardından hedefe konulması sanatçılar üzerindeki baskılardan yalnızca birkaçı. 

21 yıllık AKP iktidarı süresince yasak, baskı ve sansüre maruz bırakılan sanatçılar, 2018’den beri görevde olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yeni dönemde de devam edecek olmasına tepkili. Sanatçılar, yaşanan baskı ve sansürlere ilişkin BirGün’e açıklamalar yaptı. 

KÜLTÜRÜ TURİZME ÇEREZ EDEN POLİTİKA

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, “Kimi zaman küçümseme, ihmal, ayrıştırma, kimi zaman ambargo, baskı, sansür, yıldırma ve yıkımcılık; artık sanat hayatımızın ayrılmaz parçaları oldu” dedi. Erten, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Öyle görünüyor ki, 20 yıldır sanat alanlarına ve kurumlarına karşı takınılan olumsuz tavır, bir vakit daha sürecek. Ama tabii bir de şu soru var: Nereye kadar? Adaletsiz bir seçim sürecinden iktidarın devamı yönünde bir işaret çıktı, evet. Ama aynı zamanda toplumsal muhalefetin, genişlemiş, gelişmiş olduğunu da görüyoruz. Gerçek seçmenin yarısı ‘yeter’ dedi. Uygar ve aydınlık bir Türkiye’yi, kendi yaşam dönencemiz içinde görür müyüz bilmem. Ama aydınlık mücadelesi durmaz; sanatçı, son sözü karanlığa bırakmaz.” 

Erten, tüm baskıların karşısında yılgınlığa düşmeden asgari müşterekleri aramak, dayanışma ve güçbirliği için emek vermek gerektiğini ifade etti. 

Mehmet Nuri Ersoy'un yeni dönemde de Kültür ve Turizm Bakanı olarak devam edeceğinin açıklanmasında değinen Erten, şöyle konuştu: 

Kültürü, turizme çerez etmek zaten yanlış bir politika. Sanat ise kültürle yolunu ayırmak, hattâ bazen yerleşik kültürle savaşmak zorunda olan bir alan. Kültür arazi ise, sanat o arazideki orman. Özenle korunması gerekir… Ama işte bütün bunları değerlendirmek yerine, bir süre daha neoliberal bakkal defterine devam edeceğimiz anlaşılıyor.”

İKTİDAR KARŞITI DAMGASI YİYORUZ

Müzisyen Selen Gülün, iktidar değişikliği olmaması nedeniyle “‘yeni dönem’ diye bir beklenti oluşmadığını” ifade etti. Gülün, iktidarın sanatçılara yönelik politikalarına ilişkin şöyle konuştu: “Zaten müzik yasakları saat bazında devam ediyor. Yasakladıkları her şeyi kanıksadığımız gibi bunu da kabul ederiz zamanla, maalesef. Bu ülkede yaşayan sanatçılar olarak 2003-2013 arası başka 2013- 2023 arası bambaşka bir hayatımız oldu. Özel sektörden gelen sponsorluklar ile ki bu sadece içki sektörü olarak anlaşılmasın birçok hayalimizi projelendirebilmiştik. Ekonomik olarak daha rahat bir hayat yaşıyorduk. Ama şimdi hayal etmekten bile uzağız. Ayrıca bir kısım üretken ve meraklı insan iktidar karşıtı damgası yedi ve hayatlarını sanatçı olarak yaşamalarına engel olunmaya çalışılıyor.”

Sanatçıların “örgütlenmek zorunda” olduğunu ifade eden müzisyen, “Çünkü birbirimizin derdini dinleyip çözüm üretebilecek takatimiz kalmadı. Birlikte yaşama karşı umudumuzu yitirmememiz lazım” sözlerini kaydetti.

Kültür ve Turizm'in aynı Bakanlıkta devam ettirilmesini eleştiren Gülün, düşüncelerini şu sözlerle aktardı: "Ersoy, Kültür bakanı olarak almaya çalıştığı pozisyonda da özellikle film ve tiyatro sektöründe sansürlerin uygulandığı bazı kararlar aldı. Bu iki bakanlığın tek bir bakanlık olarak birleştirilmesi en baştan sorunlu bir karardı. Turizm yatırımcılık, kültür ise yaratıcılıkla ilgili birbirinden bağımsız iki ayrı alan. Kültür, turizm tarafından gölgeleniyor. İkisine aynı bakanlık tarafından yapılan yatırımlara bakarsanız anlarsınız. Bakanlık kültüre yatırım yapmıyor olanı kiralıyor, Beyoğlu Kültür Yolu gibi işler sanatçıların proje üretimine destek olmak anlamına gelmez.”

21 YIL YAPABİLECEKLERİNİN ÖNSÖZÜ NİTELİĞİNDE

Çizer Fahrettin Engin Erdoğan ise, “iktidarın 21 yıldır yaptıkları bundan sonra neler yapabileceklerinin de “sonsözü” niteliğinde” olduğunu vurguladı. Erdoğan, “AKP iktidarının çeyrek yüzyıla yayılan uygulamaları, 12 Eylül darbesinden bugüne ülkede yaşanılan geriye gidiş sürecini atağa geçirerek toplumsal yapının ve toplumsal düşünüş biçimlerinin çözülüp dejenere olmasını hızlandırdı. Bu projenin sonuçları kendisini bugün her alanda yozlaşma ve çürüme olarak gösteriyor” dedi.

Erdoğan, iktidarın baskılarına karşı sanatçıların tutumuna ilişkin şu sözleri kaydediyor: “Önümüzde kültür-sanat alanına ilişkin olarak yanıtlanması gereken pek çok soru var. Bugünün kapitalist kültür ve sanat ortamı, bunu besleyen ideolojik ortam ve medyadan tutun dilin yapısına ve bir karşı dilin nasıl oluşturulacağına; ülkemiz sol hareketlerinin sanat ve kültüre yaklaşımına kadar pek çok konu tartışılmak üzere ortada duruyor. En önemlisi ise mevcut düzenin kültürüne ve diline karşıt bir karşı kültür ve dil üretmek gerekiyor. Bir karşı dil nasıl oluşturulabilir? İşte sanatçıların da yanıt vermeleri gereken sorunun en önemli ve en can alıcı noktalarından biri budur bence.”

Kültür ve turizmin yan yana getirilmesine ilişkin sayfalarca şey söylemenin mümkün olduğunu ifade eden Erdoğan, “Kültür, “bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının topu” olarak tanımlanmaktadır. Fakat konu Atlasjet, ETSTUR ve MaxxRoyal sahibi Mehmet Nuri Ersoy olunca “tüccarlık” geçer akçe oluyor. Kültür de turizm de AKP mantalitesine göre alınıp satılabilir, paraya çevrilebilir bir ticaret metasıdır” diye konuştu. 

***

KİRAZ FESTİVALİ’NDE SAHNE ALACAK

Ödül töreninde yaptığı konuşma nedeniyle hedef alınan ve Tekirdağ Kiraz Festivali'nde sahne alacağı konserin iptal edilmesine yönelik baskıların ardından menajer ve yapımcı Esat Kaba'dan açıklama geldi. Esat Kaba, yaptığı açıklamada konserle ilgili çıkan iptal haberlerinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. 11 Haziran Pazar günü Melek Mosso’nun festivalde sahne alacağını belirten Kaba, herkesi festivale beklediklerini ifade etti.