Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta sendikalar sanatçıların hak arayışında. Müzisyenliğin, oyunculuğun bir meslek tanımı olarak görülmesini talep eden sendika temsilcileri, “Yılların emeğinin karşılığını kıt kanaat geçinmekle alıyoruz” diyor.

Sanatımız sömürüldü

Işıl ÇALIŞKAN

Sanat emekçileri için belki de tarihteki en zor bir yıldı. Müzisyeni, tiyatro oyuncusu, sinema sanatçısı, yönetmeni, sahne emekçisi, ışıkçısı, sesçisi… İstisnasız hepsi için. Var olan kayıtsızlık sorunu salgınla beraber içinden çıkılamaz bir hal aldı. Sendikalı olmamakla birlikte örgütlü hareket edememeleri en bariz problemdi. Öyle ki ellerinden tutan da olmadı. Bu süreçte devlet tarafından kayda değer bir hamle yapılmadı. Görmezden gelindi, yok sayıldılar. Sonuç olarak yıllardır emek verdikleri işleri maddi manevi zorluklarla döndü onlara.

İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs vesilesiyle sanatçıların sendikalarına taleplerini sorduk. Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Aldemir, Kültür Sanat Emekçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Rıza Evci ve Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu cevapladı.

YILLARIN EMEĞİNİN SONUCU AÇLIK

Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi müzisyen Hasan Aldemir’e müzisyenlerin haklarının ne kadar korunduğunu soruyoruz. Aldemir, “Müzisyenlerin bir sendikal faaliyetleri, bir de sanatçıların telif haklarını koruyan meslek birlikleri var. Avrupa’ya kıyasla yok denilebilir. Müzisyenlik bir meslek tanımı içerisinde olmadığı için meslek olarak tanınmayan bir camianın haklarının da sadece sendikalar ya da meslek birlikleri üzerinden korunabilmesi maalesef yeterli değil. Arkadaşlarımızın çok değerli çabaları karşılık bulamıyor. Geçmişten bugüne geçen yılların birikimi altında eziliyoruz. Yılların emeğinin karşılığını açlıkla, kıt kanaat geçinmekle alıyoruz” diye cevaplıyor. Müzisyenlerin 1 Mayıs’tan beklentisinin umutlu bir gelecek olduğunu belirten Aldemir, taleplerini şöyle sıralıyor: “Müzisyenler yarınını ülkemizdeki sosyal ekonomik koşullardan kaynaklı olarak göremiyor. Yarın ne olacağımızı bilmiyoruz. Yarınlarımızın öngörülebilir düzeyde olması önemli. Sağlıktan, sosyal güvenceden faydalanan bir yapının içinde olmamız müzisyenler için en büyük kazanımlardan biri olacak. Müzisyenler pandemiden önce de hayatlarını çok sağlıklı koşullarda hayatlarını idame ettiremiyordu. Tek bir beklentimiz var öngörülebilir, ileriye umutla bakan garantili bir gelecek.”

sanatimiz-somuruldu-871032-1.
Hasan Aldemir

İŞÇİ OLDUĞUMUZ KABUL EDİLMELİ

Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu oyuncuların sosyal ve mesleki haklar konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını söylüyor. Gidişoğlu, “Oyuncular sektörde kanunda öngörülen şekilde çalışmıyor. Kanun ve sektörün uyuşmazlığı problemi var. Bunu aşamadığımız için oyuncuların özlük haklarında sigortalılık, emeklilik gibi kanundan doğan ciddi eksikler var. Bu çalışma statüsü tabii ki zincirleme bir sorun yaratıyor” diye konuşuyor.
Öte yandan hali hazırda yaşanan aşı tartışmasına değinen Gidişoğlu, “Setler çok kalabalık ve salgın için çok riskli ortamlar. Oyuncular da meslekleri gereği maskesiz çalışmak zorunda. Bu nedenle biz setlerde çok sayıda bulaşı görüyor ve yaşıyoruz. Bu insanlar salgını halkın arasına da yayıyor. Dolayısıyla aşılanma talebinin sert tepkilerle karşılaşması bizi üzüyor” diye konuşuyor. Gidişoğlu 1 Mayıs’taki en büyük taleplerinin ise “işçi olduğumuzun kabul edilmesi” olduğunu belirtiyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor: “Hem devlet tarafından aslında kanunlarca kabul edilmiş olan bu gerçeğin uygulamada hayata geçmiş olmasında devletin ve diğer sektör paydaşlarının da payı var. 1 Mayıs da bunu seslendirmenin en büyük günü. Ben oyuncu arkadaşlarımı da örgütlü olmaya davet ediyorum.”

sanatimiz-somuruldu-871033-1.
Sercan Gidişoğlu

KAYITSIZLIĞIN TEMELİ EMEĞİN YOK SAYILMASI

Kültür Sanat Emekçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi dansçı Ahmet Rıza Evci, pandemiden önce de sanatçıların en büyük sıkıntısının kayıtlı olmamaları olduğunun altını çiziyor. “Kaydı olmayan bir insanın hangi hakkından bahsedebiliriz ki?” siteminde bulunan Evci, “Dolayısıyla şu anda kimin zor durumda olduğunu kimse bilmiyor. Çünkü bu arkadaşlarımızın bir örgütlenmeleri yok. Biz o arkadaşlarımızın ihtiyaçlarını intihar ettikleri zaman öğrenebiliyoruz. İnsanı örgütlülük yaşatıyor. Pandemi dönemi bizim beraber olmamız gerektiğini öğretti” diye konuşuyor. Kayıtsızlığın temelinin ise emeğin ve işgücünün yok sayılmasından kaynaklandığını belirten Evci, “İnsanların eğlendiği şey bizim mesleğimiz. İnsanlara iş gibi gelmiyor bu önemsenmiyor ve dolayısıyla çeşitli kurumlarda çalışan arkadaşlar iş güvencesiz çalışıyor” diyor. Evci, 1 Mayıs taleplerini ise şöyle sıralıyor: “İnsanların bazı yerlerde kayıtsız çalışmaması için gösterilen çaba müzik ve sahne sanatçıları için ve tiyatro sanatçıları için geçerli değil. Devlet kurumlarındaki sanat kurumlarına kadrolu sanatçılar alınmıyor artık. O insanların da gelecek kaygısı oluyor. Bu ülkede devlette çalışan epi topu 3 bin sanatçı var. Siz bu insanlara kadrolu girmesi için olanak tanımıyorsunuz. Bu da oranın kurumsal yapısını bozuyor.”

sanatimiz-somuruldu-871034-1.
Ahmet Rıza Evci