Dünyaca ünlü sanatçıların mesken tuttuğu Viyana’dayız. Viyana, seyahatlerinde kültür-sanat aktivitelerini öne çıkarmayı sevenler için dikkat çekici bir şehir

Sanatın ve sanatçının kadim dostu Viyana

Orta Avrupa’nın en gösterişli, elit ve sanatçı ruhlu ülkesi belki de Avusturya ve başkent Viyana da bu genel karakterden payını fazlasıyla almış durumda. Dünya tarihinin en özgün ressamlarından Gustav Klimt, özgünlük söz konusu olduğunda ondan aşağı kalmayan mimar Friedensreich Hundertwasser ve tabii ki saymaya başladığınızda listenin sonunu bir türlü getiremediğiniz, Mozart, Strauss, Haydn, Schubert gibi çok ünlü klasik müzik bestecileri, hayatları boyunca ya Viyana’yı mesken tuttular ya da oradan geçerken uğradılar.

Sadece güzel sanatlarda değil sosyal bilimlerde de Viyana büyük cevherler çıkardı içinden. Sigmund Freud ve Karl Popper gibi insanlık tarihi açısından oldukça önemli iki düşünürün ismini saymak dahi yeterli olacaktır.

Dolayısıyla Viyana, seyahatlerinde kültür-sanat aktivitelerini öne çıkarmayı sevenler için harika bir şehir. Komşu olduğu ülkelerin başkentleri Prag, Budapeşte ve Bratislava ile karşılaştırıldığında da çok daha şaşaalı, parıltılı ve partinin en gözde davetlisi havasında olduğunu hemen fark ediyorsunuz. Tabii unutmayın, fiyatlar da aynı oranda komşularına kıyasla daha yüksek.

Viyana Havalimanı’ndan şehrin merkezine ulaşmak için en ucuz ve kullanışlı yol S-Bahn, yani tren. Sizi Viyana şehir merkezinin doğu sınırında yer alan Wien-Mitte İstasyonu’na ulaştıran trenden sonra otelinizin yerine göre farklı hatlara aktarma yapabiliyorsunuz. Şehirde uzak yerlere yolculuk için metro en kolay ulaşım aracı. Ancak ben her zaman seyahatseverlere o şehrin otobüs hatlarını araştırmalarını ve uzun yürüyen merdiven yolculuklarından ve yer altındaki karanlıklardan kurtulup otobüsle yolculuk etmelerini tavsiye ediyorum, böylece hiç planınızda yer almayan noktaları camdan dışarı bakarken keşfedip bir sonraki durakta kendinizi dışarı atmak mümkün oluyor. Viyana’da tek binişlik metro ve otobüs bileti 2.20 Euro, 72 saatlik biletin ise 16.50 Euro olduğu düşünülürse, kalış sürenizle uyuşuyorsa 3 günlük bilet almanın en akıllıca çözüm olduğunu söyleyebilirim.

Güzel Sanatlar Akademisi
Aslında Viyana söz konusu olduğunda uzun uzadıya şehirdeki bilindik ve meşhur “görmeden dönmeyin” tadındaki müzelerinden bahsetmeye gerek yok. Bu müzelerle ilgili geniş bilgiyi birçok kaynaktan ve şehirdeki turist ofislerinden bulmak mümkün. Klimt’in önemli 2 eseri The Kiss ve Judith I’ın bulunduğu Belvedere Galerisi aynı zamanda etrafında bahçelerin de bulunduğu bir UNESCO Dünya Mirası. Şehirdeki Müzeler Bölgesi’nden toplu taşıma ile 20 dakikada ulaşabileceğiniz Belvedere’i akşam üzeri gün batımında ziyaret etmenizi ve etrafındaki bahçenin zevkini çıkarmanızı öneririm. Klimt kadar bilinmese de Avusturya’nın bir diğer önemli ressamı, ekspresyonist Oskar Kokoschka’nın önemli tabloları da yine burada. Klimt’in bilindik eseri Belvedere’de ancak yine Klimt ve Kokoschka tablolarının da içinde bulunduğu Avusturya’nın en kapsamlı koleksiyonu Museumsquartier’deki Leopold Müzesi’nde. Modern sanat sevdalıları için adres ise aynı bölgedeki MUMOK. Warhol, Picasso, Richter ve Lichtenstein’in eserleri burada arz-ı endam ediyor. Burada geçecek bir günün ardından Hofburg Sarayı’nı ziyaret edebilir ve Avusturya’yı 300 yıl boyunca yöneten Habsburg Hanedanı’nın şatafatına şahit olabilirsiniz. Sarayın en ilgi çekici kısmı, Avusturya tarihinin en uzun süre tahtta kalan İmparatoriçesi Elisabeth, bilinen yaygın adıyla Sisi’nin koleksiyonu. 61 yaşında iken İtalyan bir anarşist tarafından Cenova’da öldürülen Sisi, güzelliğine ve genç görünmeye saplantı derecesinde önem veren bir kadındı ve bu konuda bir kült statüsündeydi. Her sabah zeytinyağı ile yıkanan, akşamları ezilmiş çileklerden oluşan yüz maskeleri ve sirkeden yapılmış losyonlarla, iskelet yapısını korumak için metal bir levha üzerine koyulmuş bir yastıkta uyuyan Sisi’nin hikâyesini öğrenmek için koleksiyonun yolunu tutmanızı öneriyoruz. Uzun geçen bir günün ardından sarayın hemen arkasındaki Kahramanlar Meydanı’nda (Heldenplatz) ufak bir piknik yapabilirsiniz.

Parklar da alternatif
Belirtelim Viyana parklar açısından da size harika alternatifler sunuyor. Bizim favorimiz içinde Mozart heykeli ve heykelin önünde çiçeklerden yapılmış bir sol anahtarının olduğu Burggarten’dı. Ailelerin ve öğrencilerin ilkbahar ve yaz akşamlarında buluşma yeri olan parkın çimenlerine, çantanızdaki yiyecek ve içeceklerle kendinizi atıp rahatlatıcı vakit geçirebilirsiniz.

Hofburg’a 6 kilometre uzaklıktaki, Habsburg Hanedanı’nın yazın ikamet ettiği Schönbrunn Sarayı da görülmeye değer. Sarayı çevreleyen ağaçlık alan yüzlerce sincabın da evi aynı zamanda ve siz bu kompleksi dolaşırken birkaç şey atıştırmak için banklara oturduğunuzda size arkadaşlık etmekten hiç çekinmiyorlar.

Schönbrunn’un bir diğer özelliği zaman zaman halka açık klasik müzik konserlerine de ev sahipliği yapıyor olması. Klasik müzik demişken Viyana’nın bir klasik müzik arenası olduğunu söyleyebiliriz. 1843’te kurulan Viyana Filarmoni Orkestrası’nın Musikverein binasındaki konserlerine bilet bulmak için bir isim yazdırma sırası var ve burada bilet için 6 yıl beklemeniz mümkün, zira orkestra birçok otorite tarafından dünyanın en iyisi olarak değerlendiriliyor.


Tabii bu sebeple turist avcıları da sokaklarda. Nasıl ABD’de Broadway olduğu gibi 2. ve 3. sınıf tiyatro performansları varsa, Viyana’da da sokakta gezen turistleri Mozart peruk ve kıyafetiyle avlamaya çalışanlar var. Bunlardan uzak durup ayrıntılı bilgi ve kaliteli bir orkestra ile konser deneyimi yaşamak için turist ofisleri veya şehrin yerel halkı ile bağlantı kurmanızı tavsiye ediyoruz. Viyana Filarmoni’nin Schönbrunn’de yazın verdiği konser ise halka açık ve 100 bin civarında insanı çekiyor. Bunu yakalayabilirseniz harika.

Viyana’nın 5 Alternatif Müzesi
1 Uhrenmuseum: Saat Müzesi, bu türün meraklıları için harika bir mekân. 700 parçalık koleksiyonu olan müzede saat yapımı ve tamirciliğinin orta çağlardan bugüne hikâyesi anlatılıyor. David Ruetschmann’ın tasarladığı astronomik saat koleksiyonun yıldızı. Basit cep saatlerinden, barok ve gotik esintileri taşıyan ayrıntılı tasarımlara kadar birçok örneği bulabilirsiniz. Giriş ücreti 7 euro, üstelik 19 yaş altındakiler için giriş bedava.

sanatin-ve-sanatcinin-kadim-dostu-viyana-395209-1.

2 Haus de Musik: Özellikle klasik müzik severler için harika bir müze. Müzik aletlerinin sesleri üzerine testler ve oyunlar, kendi orkestranızı yönetebileceğiniz ve hatta kendi konçertonuzu yazabileceğiniz interaktif alanlar, müzik tarihi ile ilgili bilgiler. Giriş ücreti 13 euro, öğrenciler için 9 euro.

sanatin-ve-sanatcinin-kadim-dostu-viyana-395210-1.

3 Globenmuseum: Benim en sevdiğim bu müze oldu. Dünya kürelerine adanmış yeryüzünün tek müzesi tarih boyunca üretilen kürelerin hikâyesini anlatıyor. 1,5 metre çapındaki kürelerden cep kürelerine kadar 250 parçalık bir koleksiyonu olan müzedeki küreler sadece siyasi haritalar değil. Zooloji, burçlar, ekonomi ve sıcaklık haritaları ve tarih temalı küreler mevcut. Viyana Kartı ile giriş bedava.

sanatin-ve-sanatcinin-kadim-dostu-viyana-395211-1.

4 The Bestattungsmuseum: Hofburg’dan 6 veya 71 numaralı tramvaylarla ulaşacağınız merkezden 10 kilometre uzaklıktaki bu müzenin teması “cenaze”. Tabutlar, cenaze arabaları ve kıyafetleri ile mezarlıkların tarihini anlatan müze aynı zamanda Viyana Merkez Mezarlığı’nın yanında kurulmuş, dolayısıyla atmosfer ile örtüşüyor. Giriş ücreti 6 euro.

5 Demel: Damak tadını yazının sonuna sakladık. Viyana’nın geçmişi 200 yıla dayanan bir rekabeti var: Sachertorte. Pastanecilik üzerine bir müze açmış olan Demel ve Hotel Sacher orijinal pastayı kendilerinin yaptığını iddia ediyorlar yıllardır hatta olay 14 yıl süren ve 1968’de sonuçlanan bir davaya da konu oluyor. Aralarındaki fark birinin tarifinin tek kat reçel ve margarini, diğerinin 2 kat reçel ve tereyağını içermesi. Her ikisini de tadıp kararı siz verin, ancak gitmeden önce bu rekabetin hikâyesi hakkında bilgi edinin.