Sanatınızın kökenleri içinizden gelmeli
BURAK ABATAY
Müziğin dahi ve hızlı çocuğu David Garrett, “Unlimited Live” dünya turnesi kapsamında, 75. yılını kutlayan Yapı Kredi’nin ana sponsorluğunda, 21 Eylül akşamı Volkswagen Arena’da sahnede olacak. 10 yıllık başarılı kariyerini “Unlimited - LIVE“ dünya turnesi ile taçlandıran David Garrett, Türkiye’deki ilk crossover konserinde hayranları ile buluşuyor. Konser öncesinde Garrett ile müziğini ve konserini konuştuk.

Kemanla tanışmanız 4 yaşınızda olmuş. Bu yaşta keman çalmaya başlamak, kemana ilgi duymak nasıl oldu?

Babam bir müzik aleti müzayedecisi. Bu yüzden evimizde her zaman çok sayıda keman, çello ve diğer müzik aletleri vardı. Sonra ağabeyim keman çalmaya başladı. İstedim ki, o kemandan bende de olsun. Ailemin aktardığına göre abimin kemanını aldım ve yaptığı şeyi taklit etmeye çalıştım. Daha sonra abim bana keman aldığım için mutlu olduğunu söyledi. Çünkü dediğine göre o çalarken hiç eğlenmemiş. Sonra keman hep elimdeydi. (Gülüyor)

En çok hangi şarkınızdan ya da projenizden memnunsunuz?

Her albümümden gurur duyduğumu söyleyebilirim. Çünkü her albümde çok fazla sevgi, çalışma ve tutku var. Benim seçmem imkânsız - her kayıt benim için dünya anlamına geliyor.

Klasik müziği hard rock ile karıştırmak sizin fikriniz miydi?

Evet, kesinlikle. Elbette, müzikal olarak gelişmeme yardım eden ve düzenlemeler konusunda doğru kararları vermeme yardım eden harika bir ekibim var. Ancak rock elementlerini bir orkestra ve kemanımla bütünleştirme fikri benden çıktı. Bir sanatçı olarak, müziğinizle rahat hissetmeniz gerekir, böylece sanatınızın kökenleri daima sizden gelmek zorundadır.

Yılda 340 gün yolculuk yaptığınızı ve bazen de evinizi özlediğinizi söylüyorsunuz. Diğer insanlarda rutin olan, ancak yaşamınızda yapmanız çok zor olan şey nedir?

Sanırım kendi yatağında uyanmak, banyonun nerede olduğunu bilmek ya da yemek hazırlamak için bazı rutinler var. Bütün bu küçük şeyler elbette ben evdeyken sahibim. Ancak siz dışarıdayken oda servisi siparişi vermeniz veya restoranlarda çok yemek yemeniz gerekir. Ayrıca, evde yapacağınız gibi sosyal etkileşimleriniz de yok çünkü arkadaşlarınızı arayamaz ve kahve içmek için buluşamazsınız. Çünkü içinde bulunduğunuz şehirde kimseyi tanımıyorsunuz. Çok küçük şeyler var. Sen uzaktayken özlüyorsun.

Kariyeriniz boyunca karşılaştığınız en büyük engel neydi ya da en zor olan şey neydi?

Kemanı iyi çalabilmek, her kemancı için en büyük zorluk. Çünkü başarması yıllar ve yıllar alıyor. Bir zamanlar ustalaşırsan her şey daha kolaylaşır.

Keman virtüözü olmak isteyen birine en iyi tavsiyeniz ne olurdu?

Sanırım en iyi tavsiye, keman çalmayı gerçekten sevmek zorunda olmanız. Her gün çok, çok uzun süreler çalışmak gerekiyor. Eğer bundan emin değilseniz, belki başka bir şey yapmayı düşünmenin zamanı gelmiştir.

İmajınız da müziğiniz kadar konuşuluyor. Sizi rahatsız ediyor mu bu durum?

Hayır, insanlar benim hakkımda konuştukları sürece, sonunda müziğimi de dinleyeceklerdir (gülüyor). Yani bu bir kazan-kazan durumu.

Klasik müzik ve keman yeni nesil tarafından sıklıkla çok fazla ilgi görmüyor. Ama siz bunu dönüştürüyorsunuz. Farklı dinleyicileri klasik müzik adına kendinize çektiğinizi düşünüyor musunuz?

Ah evet. Klasik müzik ve keman için yeni bir izleyici kitlesine ulaşma fikri her zamanki hedefim olmuştur. Sahneye her adım attığımda izleyicileri görüyorum. Ve bu başarıyı da elbette ki görüyorum. Harika bir şey bu. Umarım daha fazla insana ulaşmaya devam edebiliriz.

Konserden önce izleyicileriniz için bir mesajınız var mı?

En son İstanbul’dayken bir Çaykovski keman konseri yaptım. Bu yüzden bu kez tamamen farklı bir program hazırladık. Son derece eğlenceli, bence herkes için bir hayret verici olacak: AC / DC’den Metallica’ya, Bach’tan Debussy’ye, Coldplay’den Michael Jackson’a şarkılar çalacağız. Uzun yıllar boyunca çaldığım grubumla birlikte her türden müzikal bir yolculuk. Müzikal deneyimlerimiz havai fişek gösterisi gibi olacak. Sahnede çok güzel zaman geçireceğiz. Bu da izleyiciye yansıyacak. Türler arası müziğimi Türkiye’de ilk kez sunmak için sabırsızlanıyorum!