Google Play Store
App Store

12 Eylül darbesinin açtığı yaralar, devam eden sürgün politikaları ve Akdeniz’in bir mülteci mezarlığına dönüşmesi... Karşı Sanat’ta açılan ‘Göç ve Sürgün’ temalı sergi, sanatın tanıklığıyla karanlığa ışık tutuyor.

Sanatla tanıklık Göç ve Sürgün’de

Tuğçe ÇELİK 

Göç ve sürgün, yalnızca yer değiştirmek değil; belleğin, dilin ve aidiyetin de parçalanmasıdır. Yarıda bırakılan sokaklar, geride kalan evler, sürgünlerin bavuluna sıkışan bir fotoğraf ya da bir parça toprak…

‘Göç ve Sürgün’ işte o parçalanmış hikâyeleri sanatın diliyle çarpıcı bir biçimde görünür kılıyor.

FİLİSTİN HALKINA SELAM

İstanbul Beyoğlu’ndaki Karşı Sanat Merkezi, 30 Eylül’e kadar ‘Göç ve Sürgün’ temalı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf Grubu’nun hazırladığı Karşı Sanat Çalışmaları’nın desteğiyle düzenlenen sergi, içeriden ve dışarıdan 100 sanatçının çalışmalarını bir araya getiriyor.

Sergide mahpus yazar ve çizerlerin üretimleri ile Redfotoğraf Grubu’nun fotoğrafları yer alıyor. Kolektif, “Sürgünlerle aramızdaki duvarları imgelerimizle yıkmaya çalıştık” diyerek serginin amacını özetliyor. 12 Eylül’ün 45. yıldönümünde açılışı yapılan sergide Görülmüştür Kolektifi adına şair ve yazar Adil Okay, Redfotoğraf Grubu adına ise gazeteci Özcan Yaman konuşma yaptı. Ayrıca Silivri’de tutuklu bulunan gazeteci-yazar Ercüment Akdeniz’in mektubu okundu.

Yaman, “Çocuklara düşümüzdeki dünyayı armağan etmek için hayatın her alanında mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Kendisi de bir sürgün olan Okay ise göçün kimi zaman afetlerin, kimi zaman savaşların ve siyasi baskıların sonucu olduğunu vurguladı. Türkiye’de sürgün politikalarının özellikle siyasi mahpuslar için bir cezalandırma yöntemi olarak sürdürüldüğünü hatırlatan Okay, “Bu ülke tarihinin en karanlık sayfalarından biri 12 Eylül’dür. Milyonlarca insanı etkileyen bu baskı düzeni darbeden sonra kuruldu. Türkiye’nin en kitlesel sürgünü 1980–1990 arasında yaşandı. Ben de 20 yılımı sürgünde geçirdim; kısa bir süre Filistin kamplarında, ardından Avrupa’da. Bu sergi, direnen Filistin halkına bir selam olsun” diye konuştu. Hapishaneden çıkan birçok sanatçı ve yakınlarının katılımıyla gerçekleştirilen sergide sürgün ve göç kavramlarıyla şekillenen karikatür, heykel, enstalasyon, resim gibi geniş bir yelpazede üretilen eserler yer alıyor.

Dünya genelinde milyonlarca insan zorla yerinden ediliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada zorla yerinden edilenlerin sayısı 103 milyonu, göçmen sayısı ise 281 milyonu aşıyor. Asıl çarpıcı olan ise her rakamın ardında bir yaşamın ve hikâyenin kaybolmuş olması. ‘Göç ve Sürgün’, bu görünmez hikâyeleri sanat aracılığıyla görünür kılmayı; bu tabloyu hatırlatarak hapishanelerde muhaliflere yönelik sürgünlere, göç yollarında ölen binlerce insana ve İsrail’in Filistin halkına yaptığı soykırıma dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Sergi 30 Eylül’e kadar Karşı Sanat Merkezi’nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.