Sanayi işçisinin yoğunlaştığı, tarım kesiminin azaldığı, işçi statüsü ile çalışanların istihdam içindeki payının arttığı bölgelerde, EVET cephesinin ciddi bir kriz yaşadığı görülüyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Mart 2015 tarihinde, Türkiye'yi yeni anayasasına kavuşturmak için tüm güçleriyle çalıştıklarını belirterek, “400 milletvekilini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün” demişti. Aradan iki seçim, 1 darbe girişimi, 1 referandum ve 2 yıl geçti. Bu iki yıl Türkiye tarihinin en karanlık dönemi olarak tarihe geçecektir.

7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’nin barajı geçmesi, AKP’nin Anayasa’yı TBMM’den tek başına değiştirme olanağını ortadan kaldırdı. 400 milletvekili hayali başka bir mevsime kaldı.

7 Haziran sonrasında, tek başına iktidar bile olamayacak bir sayıyla TBMM’ye gelen AKP, her türlü ittifak imkânına da sırtını dönerek, faili giderek belirsizleşen bir terör dalgasının yarattığı korku ikliminden beslenmeye çalıştı. Yeni bir seçim kararı ile bu sefer 1 Kasım’da büyük bir destekle TBMM’de yerini aldı. Ancak yine oyun, HDP’nin barajı aşması ile bozulmuştu.

400 milletvekili meselesi bir türlü hayata geçirilememişti. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan başarısız darbe girişimi ile birlikte Erdoğan toplum nezdinde ciddi bir prestij kazandı. Darbe girişimi sonrasında, zaten AKP’nin Kürt meselesinde MHP ile aynı kulvara girmesinin sonucunda açığa çıkan ortaklaşma gayretleri daha da perçinlendi. MHP’nin, saltanatı geri getirme amacı taşıdığı iddia edilen Anayasa değişikliğine destek vereceğini açıklaması ile, bu işin artık huzuru kalmasa da, “çözülmesinin” olanağı açığa çıktı.

Ancak Türkiye’yi bir rejim değişikliğine sürükleyen bu dayatma, toplum tarafından güçlü bir karşı çıkış ile karşılanmış durumda. Şaibeli bir seçim sonucunda elde edilen başarının gerçek bir başarı olmadığı, AKP açısından bir çözülüşe işaret ettiği son derece açık.

Bu yazımda TÜİK’in illerde yaşam göstergeleri, 2015 araştırması, TÜİK Nüfus ve Konut Araştırması, İŞKUR işsizlik ödeneği verileri, SGK verileri, 1 Kasım 2015 ve referandum sonuçları üzerinden hazırladığım veritabanını esas alarak hazırladığım bir analizin bulgularını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Veriler, il bazında ve referandumda açıklanan şaibeli oy oranları üzerinden ortaya konulmaktadır. Değişkenler; konut kalitesi, çalışma hayatı, gelir düzeyi, kamu hizmetlerinden memnuniyet, güvenlik, sağlık, eğitim, sivil katılım, altyapı hizmetleri, sosyal yaşam, yaşam memnuniyeti ve sektörel yapıdır.

Yaptığım çalışmada istatistik paket program aracılığıyla sosyal ve ekonomik göstergeler üzerinden istatistiksel olarak 5 grup oluşturdum.

1’inci Grup Van, Şırnak, Şanlıurfa, Siirt, Muş, Mardin, Kars, Iğdır, Hakkari, Diyarbakır, Bitlis, Bingöl, Batman, Ağrı, Adıyaman ve Tunceli gibi Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illerdir. Bu illerde 1 Kasım seçimlerinde HDP ortalamada yüzde 53 oy almıştır. AKP’nin oy oranı ise yüzde 35’tir. Bu bölge sosyal yaşamdan memnuniyet oranının en düşük olduğu (yüzde 42) bölgedir. Ortanca yaş 21 ile diğer bölgelere göre son derece düşüktür. İşsizliğin en yüksek, ortalama gelirin en düşük olduğu bölgedir. Sanayinin istihdam içindeki payının (yüzde 17 ile) en düşük olduğu, memur sayısının kayıtlı istihdam içerisindeki payının ise (yüzde 32 ile) en yüksek olduğu, işçi statüsünde çalışanların oranının ise en düşük olduğu gruptur. Tarım kesimi yüzde 37 ile önemli bir paya sahiptir. Bu 5 bölge içerisinde kamunun sağlık hizmetlerinden en memnuniyetsiz, kamunun eğitim hizmetlerinden ve asayiş hizmetlerinden ikinci en memnuniyetsiz bölge olduğu görülmektedir. Nüfusun yüzde 67’si temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını ifade etmektedir. Referandumda ‘Evet’ diyenlerin oranı, seçim ihlallerine karşın yüzde 45,7 düzeyinde kalmaktadır. 1 Kasım seçimlerine göre ‘Evet’ cephesinin oy artışının yaşandığı (yüzde 6,73) tek gruptur.

2’nci Grup Uşak, Nevşehir, Manisa, Kütahya, Kırıkkale, Karaman, Isparta, Edirne, Çanakkale, Burdur, Balıkesir, Afyonkarahisar, Yozgat, Tokat, Sivas, Sinop, Rize, Ordu, Niğde, Kırşehir, Kastamonu, Gümüşhane, Giresun, Erzincan, Çorum, Çankırı, Bayburt, Bartın, Artvin, Amasya ve Aksaray illerinden oluşmaktadır. Edirne, Çanakkale, Balıkesir ve Artvin haricinde AKP’nin oy deposu olan illerdir. İşsizlik oranı ortalamada birinci grubun yarısı kadardır. Türkiye’de ortalamada işsizlik oranının en az olduğu bölgedir. İşinden, kamunun eğitim, sağlık ve asayiş hizmetlerinden memnuniyetin en yüksek olduğu nüfus bu grupta yer almaktadır. Tarım, istihdam içindeki yüzde 41’lik payı ile en baskın sektördür. Bu grup sanayi istihdamının payının ise en düşük olduğu ikinci grup olarak görülmektedir. Esnaf olarak sigorta primi yatıranların oranı diğer gruplara göre yüksektir. Ortanca yaşın en yüksek olduğu (yüzde 33) grup olarak öne çıkmaktadır. Sosyal hayatından memnun olanların oranı diğer gruplardan fazladır. Edirne faktörüne rağmen ortalamada AKP’nin oy oranı 1 Kasım seçimleri için yüzde 58’dir. MHP’nin oy oranı ise yüzde 15,75 olarak görülmektedir. Buna karşın referandumda çıkan ‘Evet’ oyu yüzde 60,49 seviyesinde kalmıştır. Evet cephesinde kayıp yüzde 13,8 düzeyindedir. CHP’nin bu grupta 1 Kasım seçimleri için oy oranı yüzde 21, HDP’nin yüzde 1,75’tir.

3’üncü Grup Kilis, Kahramanmaraş, Osmaniye, Mersin, Malatya, Hayat, Gaziantep ve Elazığ bölgelerinden oluşmaktadır. Bu illerden Hatay ve Mersin ‘Hayır’ cephesinde yer almaktadır. Ortalama işsizlik oranı Türkiye ortalamasına yakındır. Ortalama günlük kazancın en düşük olduğu bölgedir. İşinden memnun olmayanların oranı açısından birinci gruptan sonra ikinci sırada gelmektedir. Kişi başına tasarruf miktarının en düşük olduğu ikinci gruptur. Tarım sektörü yüzde 31 ile önemli bir paya sahiptir. Sanayi istihdamı yüzde 23 ile ortalamanın altındadır. Ancak diğer iki bölgeye göre anlamlı derecede yüksektir. Ortanca yaş 27 ile ikinci en genç nüfusu temsil etmektedir. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayanların oranı yüzde 56 ile son derece yüksektir. Birinci gruptan sonra en yoksul bölge olarak görülmektedir. Sosyal hayattan memnuniyet düzeyinde 5 grup içerisinde ortada yer almaktadır. Bu grup için referandumda Evet cephesi yüzde 62’lik bir orana ulaşmıştır. AKP’nin 1 Kasım seçimlerindeki oy oranı yüzde 58, MHP’nin yüzde 16’dır. Evet cephesi yüzde 12,8’lik bir oy kaybı yaşamıştır. CHP’nin bu grupta oy oranı ortalamada yüzde 16, HDP’nin yüzde 7,9’dur.

4’üncü Grup Yalova, Tekirdağ, Kocaeli, Kayseri, İzmir, İstanbul, Eskişehir, Bursa, Ankara ve Adana’dan oluşmaktadır. Bu grup sanayi istihdamının yüzde 35 ile en yüksek olduğu bölge olarak görülmektedir. Bölgede SGK’ya işçi statüsünde kayıtlı olanların toplam oranı yüzde 77 ile en yüksek seviyededir. Grup içinde Kayseri açık ara, Bursa ve Kocaeli yakın bir sonuçla ‘Evet’ vermiş olan illerdir. Diğer illerde ise Hayır öndedir. Bu gruptaki illerde AKP 1 Kasım seçimlerinde ortalamada yüzde 47 oy almıştır. Referandumda alınan sonuç da yüzde 47,9’dur. AKP bu illerde ciddi bir mağlubiyet yaşamıştır. MHP’nin bölgede oy oranı yüzde 12,7’dir. Bu bölge, işsizlik oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu ikinci gruptur. Türkiye nüfusunun yüzde 45’i bu gruptaki illerde yaşamaktadır. Bölge çelişkilerin en yüksek olduğu bölge olarak görülmektedir. Ortalama günlük kazancın ve tasarruf miktarının en yüksek olduğu grup olmasına karşın, temel ihtiyaçlarını karşılayamayanların oranı yüzde 45,7’dir. Bölge kamunun eğitim hizmetlerinden memnuniyetsizliğin en yüksek, kamunun sağlık hizmetlerinden ve asayiş hizmetlerinden memnuniyetsizliğin ikinci sırada olduğu bir durumdadır. Sosyal hayattan memnuniyet düzeyi yüzde 53 ile 1’inci gruptan sonra en düşük orandadır. Gece yalnız yürürken kendini güvende hissedenlerin oranı yüzde 55 ile son sırada gelmektedir. Bu grupta fakülte ve yüksekokul mezunlarının oranı diğer gruplara göre yüksektir. Hizmet sektörü yüzde 54 ile en yüksek, tarım sektörü 11,25 ile en düşük düzeydedir.

5’inci Grupta yer alan iller Zonguldak, Düzce, Antalya, Karabük, Samsun, Konya, Bolu, Trabzon, Sakarya, Muğla, Kırklareli, Denizli, Bilecik ve Aydın’dan oluşmaktadır. Bu bölgede işsizlik oranı (2013 yılı verileri) ortalamanın altındadır. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayanların oranının diğerlerine göre görece düşük olduğu, tasarruf mevduatı miktarında, orta ve üst gelir gruplarının oranında ikinci sırada yer alan, işçi oranı yüzde 70 ile ikinci sırada konumlanan, sosyal hayattan memnuniyetin görece yüksek olduğu, tarım kesiminin yüzde 29’luk oranla önemini koruduğu, sanayi istihdamı Türkiye ortalamasına yakın olan, ortanca yaşın ikinci grup gibi yüksek olduğu bir gruptur. Referandumda Evet oranı ortalamada yüzde 53 düzeyinde kalmıştır. Bu oran AKP’nin 1 Kasım’da aldığı oylarla hemen hemen aynıdır. MHP’nin 1 Kasım seçimlerinde aldığı oy oranı yüzde 13, CHP’nin yüzde 28’dir.

Sonuç olarak

Sonuç olarak her grup açısından belirli değişkenlerin önde olduğu görülmektedir. Sanayi işçisinin yoğunlaştığı, tarım kesiminin azaldığı, işçi statüsü ile çalışanların toplam kayıtlı istihdam içindeki payının artığı bölgelerde, EVET cephesinin ciddi bir kriz yaşadığı görülmektedir. AKP son iki grupta MHP ve BBP ile ittifakından herhangi bir karşılık bulamamıştır. Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki artışın ne kadar gerçek bir zemine dayandığı tartışmalıdır.

Söz konusu değişkenlerin birbiri ile ilişkisini analiz ettiğimizde işsizlik oranı, kamu hizmetlerinden memnuniyet, mutluluk düzeyi, siyasi parti üyeliği ile referandum sonuçları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmektedir. İşsizlik artıkça, kamu hizmetlerinden memnuniyetsizlik arttıkça, mutluluk düzeyi azaldıkça, sosyal hayattan memnuniyet oranı azaldıkça Hayır cephesi daha yüksek oranlara ulaşmaktadır. Buna karşın Evet oranı ile siyasi parti üyeliği arasında anlamlı bir ilişki söz konusudur.

TÜİK 2013 il verileri dikkate alındığında (TÜİK’in açıkladığı daha güncel bir il verisi bulunmamaktadır), Evet oylarının yüzde 60’ın üzerinde olduğu illerde işsizlik ortalama yüzde 7,6 iken; Hayır oylarının yüzde 60’ın üzerinde olduğu illerde yüzde 11,4, Hayır oylarının yüzde 50-60 arasında olduğu yerlerde ise yüzde 9,6 işsizlik görülmektedir. Siyasi parti üyelik oranı ile Evet oyları arasındaki ilişki ise ayrıca bir değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.