Sanayi yüksek enflasyon, ekonomi küçülme kıskacında

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin 41’incisini, sanayideki yüksek enflasyon ve ekonomik küçülme sorununa ayırdı ve artan pahalılık ve işsizlik risklerine dikkat çekti.

TÜİK, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı ve IMF verileri kullanılarak yapılan analizde, Ağustos enflasyonunun tüketicide yüzde 18, üreticide yüzde 32’ye ulaştığı belirtildi. Sanayici fiyatları için de özellikle ithalata bağımlı üretim yapan sektörlerde yıllık fiyat artışının yüzde 120’den başlayarak yüzde 80’lere kadar ulaştığına dikkat çekilen analizde, ÜFE’deki birikmiş zamların tüketiciye önümüzdeki aylarda yansıtılmasının kaçınılmaz olacağı ve ekonominin uzun süreli yapışkan-yüksek enflasyona sürüklendiğine dikkat çekildi.

Yüksek enflasyonun yanında ekonominin hızla küçülme patikasına geçtiği ve yüksek işsizlik, hızlı küçülme ile birlikte stagflasyon denilen kriz türünün Türkiye’ye hakim olmaya başladığı, bununla baş etmenin de bu rejim ile giderek güçleştiği belirtildi.

MMO analizinde şu noktalara vurgu yapıldı:

-İmalat sanayisinde ağırlıkla hissedilen yüksek enflasyon ve üretimde gerileme, öteki sektörleri ve hizmetler alanını da etkisi altına almış görünüyor. Türbülansın, yüksek enflasyonun yanında yüksek faizin yol açtığı daralma ile bir stagflasyona, yani baş edilmesi güç bir krize dönüşme eğilimleri daha belirginlik kazanmaya başlıyor. Yaşanan sürecin yılın son çeyreğinden başlayan ve ne kadar süreceği kestirilemeyen bir krize dönüşmesi ise muhtemel gibi görünüyor.

-Ağustos ayının artışları ile birlikte belirginlik kazanan ve gelecek için de endişeli beklentilere yol açan yüksek enflasyon, 13 Eylül’de artırılan faizlere rağmen dövize daha çok yöneliş ve döndürülemeyen dış borçlardan oluşan sorunlar yumağının, Türkiye ekonomisini IMF müdahalesine daha fazla sürükleyecek potansiyeli hızla büyüyor. Buna karşılık, AKP rejiminin sorunlara çözüm bulmadaki ataleti, yetersizliği ekonomideki kanamayı artırarak topyekûn bir yoksullaşmayı, korkutucu bir işsizliği ve kaosu da davet ediyor.

-Artırılan ve yüzde 24’ü bulan TL faizlerine rağmen, dövizde tırmanılan yerde tutunma ve artacak enflasyonla yeniden dövize yönelme ihtimalleri azalmıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde önce durgunluk, son çeyreğinde küçülmeye yöneliş beklenirken, daralmanın 2019’un tamamına hakim olması muhtemel görünüyor.

-Yaşanmaya başlayan kriz, özellikle ücretli, emekli, alt sınıfları hızlı bir kıskaca almış görünüyor. Yüksek enflasyonla gerileyen reel gelirler geçim sorununu artırırken tırmanan işsizlik ikinci kıskacı oluşturuyor. Haziran ayı mevsimsellikten arındırılmış işsizlik genelde yüzde 11’e yakalaşarak 3,5 milyon kişiyi geçmiş, tarım dışı işsizlik ise yüzde 12,8’e yükselerek alarm vermiştir.

-Hanehalkının tüketici kredisi ve kredi kartı borç yükü altında olması ve bunun geri ödenmesi sorunları da önemli bir başka kıskacı oluşturuyor. Konut ve otomobil kredisi hariç, hanehalkının alt gelirli kesiminin banka borçları 323 milyon TL dolayındadır ve bunları döndürmek, artan enflasyon ve işsizlik şartlarında daha da güçleşmektedir.