HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın gözaltına alınmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede "Savaş politikalarına karşı çıkış yayıldıkça, bu iktidarın seçim stratejileri de yönetim tehditleri de boşlukta kalıyor. İşte TTB, tam da bunu yaptığı için ve Şebnem Korur Fincancı tam da bu geleneği en açık şekilde sahiplenip sürdüğü için hedef haline getiriliyor" dedi. Sancar, kararın siyasi boyutlarına da dikkat çekti.

Sancar: Fincancı, savaş politikalarına karşı çıktığı için hedef haline getirildi

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınması nedeniyle TTB’ye dayanışma ziyaretinde bulundu. Sancar'ın açıklamasına TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut da katıldı.

Türkiye'nin PKK'ye yönelik kimyasal silah kullandığı iddialarını dile getiren Fincancı hakkında verilen gözaltı kararının beklenen bir durum olduğunu vurgulayan Sancar, "Cumhurbaşkanının doğrudan açıklamaları var kendisini hedefe koyan bu kampanyayı daha da ileri bir boyuta taşımıştı. Yargıya talimat verircesine de savcıları harekete geçirmişti. Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınması ve bu linç kampanyasının hedefi haline gelmesinin nedenleri ortada. TTB, hekimlik değerlerine, insan hakları ilkelerine bağlı bir kuruluş ve bu alanda çok etkili mücadele yürütüyor. Şebnem Korur Fincancı, meslek etiğine sıkı sıkıya bağlı davranıyor.

TTB, savaşı, savaş politikalarını her dönemde reddetmiş bir tutuma, çiziye sahiptir. Savaşın yarattığı toplumsal ve siyasal tahribatlara dikkat çekmiş barışı savunmuştur. Dünyada tabiplerle ilgili çatı örgütlerine ve ulusal örgütlere baktığınızda insan hakları savunuculuğu ve savaş karşıtlığı en temel ilke ve hedef olarak ortaya çıkıyor. İktidarın savaş politikalarına karşı kararlı duruşu daha önce de hedef haline getirilmişti. Uzun süredir Şebnem hocamız aynı tutumu sürdürdüğü için zaten sürekli saldırılara, tehditlere maruz kalıyordu" ifadelerini kullandı.

Sancar şunları kaydetti:

'MESELENİN SİYASİ BOYUTUNUN DA MUTLAKA GÖZ ÖNÜNDE TUTULMASI LAZIM'

"Bu iktidar kendi varlığını savaş politikalarına bağladığı için bu alanda ortaya çıkan muhalefeti her türlü yöntemle sindirmek ve susturmak istiyor. Çünkü savaş politikalarında muhalefet büyüdükçe bu iktidarın varlığını bağladığı temel dayanak da zayıflayacak ve çökecektir. Böylece iktidarın ayakta kalma imkanları da ortadan kalkacaktır. Savaş politikalarına karşı çıkış yayıldıkça, bu iktidarın seçim stratejileri de yönetim tehditleri de boşlukta kalıyor. İşte TTB, tam da bunu yaptığı için ve Şebnem Korur Fincancı tam da bu geleneği en açık bir şekilde sahiplenip sürdüğü için hedef haline getiriliyor. Meselenin siyasi boyutunun da mutlaka göz önünde tutulması lazım. Esas mesele en başta meslek örgütlerini bu operasyonla iyice baskı altına almak, muhalefeti sindirmek ve toplumu susturmaktır. Dün gazetecilere yönelik operasyon da aynı çerçevede değerlendirilmelidir, sansürün yasası da aynı hedefe yöneliktir, aynı planının bir parçasıdır. Muhalefet çevrelerini, insan hakları ve demokrasi savunucularını sindirmek, toplumu susturmak bu iktidarın seçime giderken en temel politikası olacaktır. Ortak mücadeleyi her alanda insan hakları, demokrasi ve barış için sürdürme sorumluluğumuz var.

'FİNCANCI'NIN MÜCADELESİNİ VE DURUŞUNU SAHİPLENİYORUZ'

Şebnem hoca bu değerlere insan hakları ilkelerine ve barış değerlerine kararlılıkla bağlılığından dolayı hedeftedir. İktidar bunun üzerinden meslek odalarını yeni bir kayyım rejimine sokacak düzenlemeleri de gündeme almıştır. Amaç şimdiye kadar demokrasi ve insan hakları mücadelesinde, barış mücadelesinde etkili bir rol oynayan meslek kuruluşlarını iktidara bağlamak ve böylece etkilerini ortadan kaldırmaktır. Bunda başarılı olamayacaklar. Eğer bizler mücadeleyi en geniş çevrelere yayarak ortak ilkeler ve hedefler temelinde birlikte çabalarımızı birleştirerek, yürürsek iktidarın bu politikalarını da boşa çıkarırız. Seçimi kazanmak için kurguladığı bu planları da hayata geçirmesine engel olabiliriz. Geleceği demokrasi, insan hakları, özgürlük ve barış üzerine kurmak bizlerin görevidir. Bu konuda hepimize ayrı ayrı önemli sorumluluklar düşmektedir.

TTB’nin her zaman yanındayız. Şebnem Korur Fincancı hocamız bizim için büyük bir değerdir. Mücadelesini ve duruşunu sahipleniyoruz. Çağrımız; bütün demokrasi çevrelerinin bu konuda sorumluluklarının bilinciyle hareket etmeleri ve görevlerimizin ortak mücadeleyi büyütmek olduğu hususunu akıllarında tutarak hareket etmeleridir. Çağrımız en geniş mücadele birlikteliğini oluşturmaktır. Bu çağrı savsaklanacak, geciktirilecek bir görev değil, acil ve hayatidir"

ANKA