Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar, "HDP kendini koruyacak güçlü bir halk desteğine sahiptir. Dolayısıyla bizim kendimize güvenimiz haklılığımıza inancımız da tamdır," dedi.

Sancar: HDP kendini koruyacak halk desteğine sahiptir

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.

"Birlikte yürüyelim" çağrıları üzerine de konuşan Sancar, "Bu çağrılarımız bazen yanlış anlaşılıyor 'gelin bize destek olun' gibi anlaşılıyor ya da öyle sunuluyor. Hayır, bizim kimseden destek istediğimiz yok, bizim çağrımız birlikte yürüme çağrısıdır. HDP kendini koruyacak güçlü bir halk desteğine sahiptir. Dolayısıyla bizim kendimize güvenimiz haklılığımıza inancımız da tamdır. Çağrılarımız destek çağrıları değildir. Çağrılarımız birlikte yürüme hep birlikte mücadele etme çağrılarıdır" dedi.

Sancar’ın konuşmasından satır başları şöyle:

* Yurdun her bir köşesinde bombalar patlarken insanlar katledilirken on binler Ankara'da barış için bir araya geldiler. O insanlara vahşice, acımasızca saldırıldı. Kimler saldırdı, kimlerin saldırdığını biliyoruz IŞİD canilerini biliyoruz ama o saldırıya neden olan şartları ve sonrasında neler yaşadığını hiç birimiz unutmadık. Bu iktidar, halkın hafızasız olduğunu sanıyor. O bombaların nasıl patladığını ardından kimlerin neler söylediğini 103 canı unutmadık unutmayacağız.

* 15 Ekim'de arkasında büyük bir birikimle halkların desteği ile HDP kuruldu, halklar için demokrasi ve barış için kuruldu. Büyük bir emekle bizlere devredilen büyük bir mirasın üzerine kuruldu. İşte o günden bugüne 8 yıl geçti. O 8 yıl umudu, cesareti, mücadeleyi sürekli büyüten milyonlarca destekçisi ve yüz binlerce emekçisiyle HDP bugüne geldi. Kutlu olsun arkadaşlar kuruluş yıl dönümümüz, kutlu olsun yürüyüşümüz.

* HDP kurulduğundan bu yana bu ülkenin kötülüğe, faşizme, sömürüye, ayrımcılığa mahkum olmadığını gösterdi. En karamsar zamanda 7 Haziran 2015 tarihinde bir mümkünü ortaya koydu. Yenilmez, seçim kaybetmez diye gösterilen iktidarı durdurduk. AKP'ye ilk defa bir seçim yenilgisi yaşattık.

* Ardından saldırılara başladılar çünkü bunu hazmedemediler, yenilgiyi hazmedemediler, umudun bu kadar kararlılıkla yükseltilmesinden korktular. Her türlü saldırı yöntemini devreye soktular, bizleri yok edeceklerini, boyun eğdireceklerini sandılar. Ama yanıldılar başaramadılar.

* Yürüyüşümüz devam ediyor, sendelemedik yine çünkü davamızın haklılığına, yolumuzun güzelliğine, ufkumuzun zenginliğine güveniyoruz, inanıyoruz. O nedenle yürüyüşümüze aynı cesaret ve kararlılıkla devam ediyoruz, edeceğiz.

* HDP’nin gücünü en iyi iktidar biliyor. Çünkü HDP geleceği temsil ediyor. Demokrasi, adalet, barış, eşitlik ideallerini temsil ediyor. Yüzyıldır her türlü yolla yok edilen umutların ve değerleri yaşatacağı güce sahip olduğunu biliyor o nedenle vazgeçmiyor, saldırılarından bir an bile durmuyor iktidar. Fakat biz de durmuyoruz, biz de yılmıyoruz, korkmuyoruz, direniyoruz, yürüyoruz, umudu büyütüyoruz. Şimdi en koyu renkleri ve en ağır halleri ile faşizmi bu ülkenin üzerine çökertirken, iktidar karşısında yine HDP'nin dipdiri mücadelesini görüyor. Bu faşizmi durduracak mücadelenin kaynağı da öncülüğü de buradadır. HDP'dedir, HDP'yi seven milyonların gözlerindedir.

KOBANİ SORUŞTURMASI: Tepeden tırnağa yalan bir soruşturma. Peki niye bu kadar yalan söylüyorlar. Çünkü bu iktidar suçlu. Bu iktidar Kobanê’ye IŞİD saldırısı devam ederken izlediği politika dolayısıyla suçludur. Kobanê’deki halklar IŞİD barbarlığına karşı savaşırken, o katliamcı, tecavüzcü çeteye direnirken bu iktidar sessiz kalmakla, yardım kapılarını açmamakla suçludur. Protestoculara güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu ortaya çıkan provokasyonlardan da suçludur. O dönemde para-militer güçleri bildiği halde durdurmayan, durduramayan, durdurmaya gücü yetmeyen veya durdurma isteği olmayan iktidar 6-8 Ekim’de bütün olaylardan sorumludur.

* Orman yangınlarına ilişkin yalana da işaret etmem lazım. Bu iktidar doğaya, ekosisteme bakışının ne olduğunu biz biliyoruz. Şaibeli ihalelerle satılan yangın söndürme uçaklarını da biliyoruz. Güvenlik bahanesi ile Kürt illerinde yakılan binlerce hektar ormanın durumunu da biliyoruz. Günlerce haftalarca müdahale edilmeyen yangınları da biliyoruz. İmara açılsın diye, rant alanı açılsın diye çıkarılan yangınları, maden sahası için yakılan ormanları biliyoruz. Ülkenin farklı yerlerinde bunların örneklerini defalarca yaşadık, Kazdağları’ndan Fatsa’ya, Cudi’ye Gabar’a, bütün buralara nasıl vahşice saldırı yapıldığını, doğaya nasıl vahşice saldırı yapıldığını biliyoruz. Bizim bu konudaki tavrımız nettir. Doğayı savunmak, ekolojik yaklaşım partinin temel direğidir. Rant için veya ihmalden veya kasıtlı olarak yangınları hedef alan her türlü davranışı olayı en başta HDP reddeder. Biz bu iktidarın inşaata otellere başka işletmelere yer açmak için yangınların önünü nasıl açtığını ve üzerini nasıl örttüğünü biliyoruz. Ama buna karşı mücadeleyi en kararlı biçimde devam ettireceğiz.

* Herkese hep birlikte burada bir kez daha yan yana durmaya çağırıyorum. Bu iktidarın yalanları ve çeşitli algı oyunları ile HDP’den Kürtlerden uzak durmak sadece bu iktidara yarar. HDP de Kürtler de haysiyet, adalet, özgürlük ve demokrasi için mücadele etmekten bir an bile geri durmazlar ama biz bütün bunları ülkenin tamamı için istiyoruz. O nedenle birlikte yürüyelim diyoruz. Yalana karşı hakikati savunmaya devam edeceğiz. Talana karşı adaleti yasaklara karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz. Savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz. İlle de mücadele, ille de cesaret.