‘Seçim Güvenliği için Sandıkları Korumak’ kitabının yazarı Gazeteci Türkkan “Bağımsız sandık görevlilerinin çok olması seçim güvenliği için önemli” dedi.

Sandıkları korumak hepimizin görevi
Gazeteci Seçil Türkkan. (Fotoğraf: BirGün)

Sercan MERİÇ

14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçim öncesi sandık güvenliği meselesi en çok tartışılan gündemler arasında. Gazeteci Seçil Türkkan’ın İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Seçim Güvenliği için Sandıkları Korumak’ başlıklı kitabında, çok farklı siyasal ve sosyal kimliklerden insanların müşahit olarak yaşadıkları deneyimler aktarılıyor. BirGün TV’ye konuk olan Türkkan ile hem kitabını hem de sandık güvenliği meselesini konuştuk.

2017’de özellikle referandumda sandıklarla ilgili temel bir güvensizlik yaşamaya başladık. Peki gerçekten bu kadar güvensizlik yaşamamız bu kadar evham yapmamız normal mi?

Aslında söyleşilerden oluşuyor bu kitap. Hem sandıkları koruyanlar hem de akademisyenler var. Akademisyenlere de aslında bu duygunun nereden geldiğini ve nereye bağlandığını yani bir bağlama oturtmalarını istemiştim. Yani çok temelde Prof. Ali Çarkoğlu her seçmen davranışı sorusu aklına gelenin kapısını çalması gereken bir profesör hakikaten. Gerçekten bu kadar kolay mı oy çalmak ya da bildiğimiz anlamıyla oy çalmak diye bir şey var mı? Sorusunu sorduğumda o da bana aslında bu kadar kolay olmadığını söyledi. Hatırlayacaksınız seçim döneminde ortaya çıkan videolar var, böyle bir pusulaya mühür basılıyor binlerce. Yanmış oylar meselesi gündeme geliyor, aslına bakarsanız oyları çalmak için insanların birer birer ikna edilmiş olmaları gerekiyor. Çünkü seçim sistemimizin bütün inceliklerle düşünülmüş ve oldukça güvenli olduğu yine uzmanlar tarafından dile getirilen bir diğer unsur. O yüzden sandıklardan oy çalmak o kadar kolay değil. İnsanları ikna etmeniz gerekiyor ama esas mesele aslında seçim güvenliğinde sandık başında gönüllülerin dengesini kurmak yani bir dengesizlik olduğu zaman bir sandık başında o sandığın başına bir şey gelmesi mümkün. Ne kadar çok bağımsız sandık görevlisi olursa o sandık başında o kadar insan aslında o kadar çok oyun yanlış yazılmasının ya da yanlış dile getirilmesinin önüne geçiliyor.

SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN SANDIKLARI KORUMAK, Seçil Türkkan, İletişim Yayınları, 2023SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN SANDIKLARI KORUMAK, Seçil Türkkan, İletişim Yayınları, 2023

Seçim güvenliğiyle ilgili muhalefetin bu güne kadar açıklamalarını, organizasyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben önceki yıllara göre gözlemlediğimizde göre en azından artık muhalefet bunu gönüllülerden tırnak içerisinde öğrenmiş oldu. Bu hale gelmiş oldu yani sağlık gönüllülüğü kavramı en azından muhalefete sandık güvenliğini seçim güvenliğini tekrar hatırlattı ve partiler bunu sahiplendiler. Millet İttifakı’nın aslında 22 Haziran 2022’de yayımladığı bir rapor var bu konuda. En azından buradan seçimlere dair sandık güvenliğine dair bir şeyi önceleyeceklerini ve bu konuda çalışacaklarını öğrenmiş oluyoruz. 2022’de yapılmış olması da umut veriyor. Muharrem İnce bile. Bu konuyu partiler üstü bir şekilde değerlendirelim diyor. Kendisi sandık güvenliği meselesinden tırnak içinde çok çekmiş biri. 2018 yılındaki seçimlerden söz ediyoruz. Kendisi sat 17:00’da insanlar daha oylarını ilçe seçim kurullarına taşırken “Adam kazandı” mesajı atmıştı. 2019 seçimlerine geldiğimizde Ekrem İmamoğlu 12 kere yayına çıkmış gece boyunca elinde veriler vardı.

Bu kitabı kaleme alırken iktidar mensuplarına da ulaşmaya çalıştığınızı yazıyorsunuz. Orada nasıl bir tavırla karşılaştınız ?

Şunu merak etmiştim, gerçekten bu tek başına sandıkları korumak meselesi, tek başına muhalifin meselesi olabilir mi yoksa genel bir ruh halinin yansıması mı? Elbette bir güvensizlik, elbette bir kutuplaşma var ve bundan en muzdarip kesimin muhalifler olduğu aşikar. Ama yine de parti mensuplarına ulaşmak istedim ve sandıkları Ak Partililerden MHP’lilerden hani en kaba haliyle en gerçek haliyle Cumhur İttifakı’ndan kimlerin koruduğunu merak ettim. Onlardan da ulaşmaya çalıştığım insanlar vardı. Şimdi etrafımda sandık görevlilerine daha fazla ulaşabiliyorum. Ama Ak Partililerden en azından bu kadar kolayca ulaşabildiğim hiç kimse olmadı. Çünkü birinin konuşmuyor olmasının bile bir haber değeri var. Türkiye’de seçimlerin ne kadar önemli olduğu sandık güvenliğine dair ne kadar çok çalışıldığı ve seçim güvenliğinde böyle bir ayrımın olduğunu ama orda şunu fark etmiş oldum işte nihayetinde bana bir röportaj için kesinlikle döneceklerini söylediler ama uzun bir beklemeden sonra herhangi biri dönmedi.

Sandıkları koruyanlar neler yapmalı?

Aslında bu medyanın korkuyu pompalamaya devam etmesi meselesi olmaya devam edecek bana kalırsa. Gerçekten konsantre olacağımız tek bir şey var, sandıklara gidip oy vermek mümkün oldukça onları korumak. Bizi korkutmaya çalışacaklar yüksek ihtimalle, istemeden de olsa hepimiz birbirimizi korkutacağız. Konuşmalarımız bile böyle olabiliyor bazen, birbirimizi umutsuzluğa sürükleyebiliyoruz. Ne olacak meselesini konuşmaya devam ederken burada yapacağımız iki şey var. Benim de hep hissettiğim şey öncelikle sandığa konsantre olmak, oyumuzu kullanmak ve mümkünse akşamında gidip sandık başında durup kendimiz görevli olamıyorsak bile kendi sandığınızın başına nasıl sayıldığını görebiliriz. Bu anayasal hakkınız.’’