MHP/AKP’li olan yaklaşık 1/3 yurttaş, ülkede yapılan yolsuzluklara, hırsızlıklara ve ahlaksızlıklara pek kulak asmıyor!

Bu 1/3 azınlık, ekmek parasını zor bulmasına rağmen haksızlıklara da kılını kıpırdatmıyor…

Gerekçesi belli! Biat ve vurdumduymazlık!

Biat ediyorlar çünkü, siyasal İslamcılar dini kullanmakta çok başarılılar!

Oysa günah işleyen, kul hakkı yiyen bu siyasal İslamcılar, kandırdıkları kişilerin inancına benzemeyen yapay bir İslam’la onları aldatıyor!

Bunu dahi göremiyorlar!

***

Vurdumduymazlar çünkü ülkenin kaynaklarını soyanlar, sıranın bir gün onlara da geleceğini söyleyerek hırsızlığa ortak ediyorlar!

Dağıtılan üç/beş kuruş vurdumduymazlığın gerekçesi oluyor!

***

Bu nedenle AKP iktidarının kamu ihaleleriyle yüz milyarlarca dolar aktardığı inşaat şirketleri, dünyada kamudan en çok ihale alan ilk 10 şirket arasında yer alıyor.

Hatta Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın soru önergesine verdiği yanıtta; “son 10 yılda Cengiz İnşaat için 30, Kolin İnşaat için 36, Kalyon İnşaat için 19 ve Limak İnşaat için de 19 kez vergi, resim ve harçlarını affettiklerini açıklıyor.

Oh ne ala! Hem para alıyorlar hem de vergi vermiyorlar…

***

Son günlerde özellikle sosyal medyayı sallayan olaylar yaşanıyor.

Spor arabalı, yüzme havuzlu villada Lüks hayat süren, elinde silah, ağzında “reis” güzellemesiyle gezen ve mümtaz büyüklerimizle pozlar veren AKP’li gençlerin hikayesi…

AKP’li yöneticiler bu gençlerin parayı nereden bulduğunu açıklamıyor!

Ancak AKP Genel Merkezinde çalıştıklarını da saklamıyor!

Ama şimdi “gündem bu değil diyerek “pervasızca de kıvırmaktan kaçınmıyor!

Aslında biliniyor ki; AKP için haksız kazanç, kayıt dışı gelir suç değil! Mesele de değil!

***

Buraya kadar AKP gençlere bir şey demiyor!

Hatta “olur böyle vakalar” tavrıyla olayı geçiştiriyor...

Ancak bu gençlerden birinin, o lüks arabasında uyuşturucu kullanırken verdiği poz ortaya çıkınca, AKP’nin saadet zinciri anlayışı yıkılıyor…

***

Oysa; Ensar Vakfı olayı sonrası HaberTürk TV’de; “İslam’da küçüklerle cinsi münasebetin yeri vardır. Kızlarla olana “Bodoslama”, Oğlan çocuklarla olana da “Bademleme “denir “diyen Cübbeli Ahmet Hoca’nın sözlerinden anlaşılan AKP mahallesi, yolsuzluk ve taciz olaylarından sıkılmaz ama, uyuşturucu kullanımın ayyuka çıkmasından da hiç hazzetmez!

Bu nedenle AKP’li ağabeyler, uyuşturucuyla poz veren Kürşat Ayvatoğlu’nu yargının elinden şimdilik kurtaramadı!

Neyse ki Türkiye, halen uyuşturucuyla çok ciddi mücadele eden bir ülke!

Dünyada yakalanan uyuşturucunun %34nu ve Avrupa’da yakalanan uyuşturucunun %65'ni Türk Güvenlik güçleri yakalıyor…

***

Cübbeli’nin açıkladığı sapkın kültürün İslam diniyle “uzaktan yakından” ilişkisi yok!

Ancak AKP/MHP yönetiminde yaratılan iklim, koltuklarını dayandırdıkları kitleye verdikleri taviz, ülkede bu davranışı olağanlaştırdı!

Geleneksel ve ahlaki farklı kültürlerle yoğrulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş ilkeleri, hem tüm inanç ve ibadetin özgürce yapılmasını hem de laik devletin yurttaşlarına eşit davranmasını sağlıyordu.

Ve suçluyla suçsuzu ayırabilen bağlantısız bir yargıya sahipti…

***

Şimdiki “Tek adam” rejimi, laik demokratik sosyal hukuk devletini yıktı!

Karşılığında; yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük, yandaşı ve akrabayı kayırma, kaynakları çalma, liyakatsizlerle çalışma, hak, hukuk ve adalet yerine, baskı, korkutma ve nefreti saçma, şiddet, kin ve düşmanlığı kışkırtma yollarına gidildi.

Yurttaş ayrıştırıldı. Tek hedef toplumu bölerek koltuğu sağlama almak oldu!

***

Sınırları, ilkeleri, başkenti, ismi dahi tartışılan Türkiye’nin gidişatı çok tehlikeli!

Hedefin hilafetin getirilmesi, şerri hukuka dönüş, hanedanlığın yeniden kurulması, ümmet ve kul anlayışının yerleştirilmesi olduğu artık saklanmıyor!!

***

Kısaca; yerleşik tüm kurallar ve uygulamalar, düzene uygun olan kavrayış, bakış açıları ve anlayışlar kökten değiştiriliyor!

Demokrasi yerine teokratik otokrasi kuruluyor!

Yani; Ülke yeni bir paradigma ile yönetilmeye çalışılıyor...

***

Acı olan, yurttaşların bu çağdışı gidişata sadece bakması ve çözümü başkalarından beklemeleri!

Sanki uyuşturulmuş gibiyiz!