Toplumun tüm kesimlerini etkileyecek sansür yasasıyla, seçimlerde muhalefetin sesi tamamen kesilmek isteniyor. Sendika ve meslek örgütü temsilcileri bu yasayı kadük hale getirecek sürecin toplumsal mücadeleden geçtiğini söylüyor.

Sansürü bitirecek olan toplumsal mücadele

Umut SERDAROĞLU

Tüm itirazlara rağmen AKP ve MHP oylarıyla TBMM Genel Kurulu’ndan geçen sansür yasası olarak da bilinen Dezenformasyon Yasası’na yönelik tepkiler devam ediyor. Siyasi partiler ve basın örgütleri tarafından yapılan açıklamalarda iktidarın baskılarına boyun eğmeyeceklerini paylaşıldı.

İktidarlık döneminde demokrasiden, özgürlüğe kadar birçok alanda yarattığı baskılarla muhalif kesimi susturmaya çalışan Saray rejimi, seçimlere tek kanallı bir medya ile girme peşinde. Yurttaşların da büyük tepki gösterdiği sansür yasasına ilişkin yapılan açıklamalar ise yasaklara karşı ortak mücadele ve toplumsal bir karşı koyuşun çok önemli olduğunun altını çizdiler.

GAZETECİLER YILMAZ

Sansür yasasına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Sansür ve ceza kâbusu üstümüze çökecek ama dün dediğimiz gibi biz gazeteciler yılmayacağız. Anayasal özgürlüklerimize aykırı hiçbir yasa ve yönetmelik bizi kamu yararı için doğruları söylemekten alıkoyamaz. Sansüre, baskıya, hapislere ve cezalara boyun eğmeyeceğiz” açıklamasını yaptı. Türkiye Gazeteciler Derneği (TGS) tarafından yapılan açıklamada sonuna kadar mücadeleyi devam ettirecekleri belirtilirken "Türkiye’nin seçim sürecine girdiği, yoksulluğun her geçen gün derinleştiği, enflasyonun yüzde 186 olduğu, insanların evlerine ekmek götürmekte zorlandığı bir dönemde Meclis’in ilk işi basın ve ifade özgürlüğünü yok etmek oldu" ifadeleri kullanıldı.

CHP İl Başkanlıkları da 81 ilde sansür yasasına yönelik ortak bir açıklama paylaştı. Açıklamada, “İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin, ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek suç haline getirilmek istenmektedir. Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır” denildi. Sansür yasasını BirGün’e değerlendirmelerde bulunan sendika ve meslek örgüt temsilcileri, yasaklara karşı örgütlü bir toplumsal mücadelenin şart olduğunu dile getirdi.

Oylama sonrası AKP ve MHP’li vekiller gülerek poz vermişti. (Fotoğraf: ANKA)Oylama sonrası AKP ve MHP’li vekiller gülerek poz vermişti. (Fotoğraf: ANKA)

***

SADECE GAZETECİLERİN MESELESİ DEĞİL

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) öncülüğünde gerçekleştirilen Basın Özgürlüğü Misyonu Toplantısı, dün İstanbul’da gerçekleştirildi. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Uluslararası Af Örgütü, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) gibi kurumların katılımcı olduğu toplantıda, 12-14 Ekim tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret eden uluslararası heyetin izlenimleri paylaşıldı.

Dezenformasyon yasasının belirsiz tanımlar ve sorunlu ifadeler içerdiği belirtilen Basın Özgürlüğü Misyonu Toplantısı’nda, “Yasanın siyasallaşan Türkiye yargısı tarafından uygulanacak olması, gazetecilerin yanı sıra milyonlarca internet kullanıcısını cezai yaptırım riski ile yüzleştirerek, ülkenin hâlihazırda hasar almış medya ortamında sansür ve otosansürün artmasında büyük rol oynayacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Toplantının ardından BirGün’e değerlendirmelerde bulunan IPI’den Oliver Money-Kyrle şunları söyledi: “Türkiye’de basına yönelik baskılar yıllardır sürüyor. Bu yasa hâlihazırda yaşanan baskıları yasal zemine oturtmak anlamına geliyor. Baskıların artarak devam edeceğini öngörüyorum. Yasanın geçeceği sürpriz değildi. 2023 seçimleri açısından baktığımızda gayet de doğal. Yasa yalnızca gazetecileri ilgilendirmiyor. Halkın haber alma hakkının nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Yasada, muğlak ifadeler kullanılıyor. Sınırları bilmiyoruz, tehlikeli olanın ne olacağını bilmiyoruz. Bu büyük bir problem. Elbette öngörebildiğimiz şeyler var. Hükümetin hassasiyet gösterdiği konulara karşı yazan gazeteciler yazmayı bırakırsa, halkın haber alma hakkı tehlikeye düşecek. Halk bilgi yoksunluğu yaşayacak. Halkın habere ulaşamaması ve dezenformasyon yasasının yaratacağı ortamda tartışma imkanının kaybolması seçim sürecini de olumsuz etkileyecek.”

***

Arzu Çerkezoğlu (DİSK Genel Başkanı): Yasaklara karşı susmak yok

Sendikalar, örgütler ve basın kuruluşlarının toplumla birlikte mücadeleye devam etmesi gerektiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Hükümet tarafından çıkartılan bu sansür yasası sadece basına yönelik bir yasaklama değil. Bütün topluma gözdağı vermeye dönük bir düzenleme. Örneğin bizim bundan sonraki süreçte gerçeklere yönelik yaptığımız açıklamalarımız, değerlendirmelerimiz bu yasak kapsamında değerlendirilebilecek. Bütün sendikalar, kişiler ve kurumlar bu süreç boyunca baskı altında tutulacak. Bu bir anlamda bütün topluma gözdağı demek. Seçime giden bir Türkiye’de bu yasakların ne anlama geldiğini biliyoruz. Başta sendikalar, işçi ve emek örgütleri, basın kuruluşları olmak üzere bütün toplumun hep birlikte çok net bir duruş ortaya koyması ve mücadele etmesi şart. Sosyal medyada da ifade edildiği gibi öncelikle işçiler, emekçiler, gazeteciler ve toplumun bütün kesimleri ‘yasaklara karşı susmak yok’ demeli. Biz de DİSK olarak sözümüzü söylemeye, gerçekleri ifade etmeye devam edeceğiz.”

DİSK Genel Başkanı Arzu ÇerkezoğluDİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu

***

Emin Koramaz (TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı): Halk boyun eğmeyecek

Karşılaşılacak yasaklara karşı toplumsal muhalefetin önemini aktaran TMMBO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şu ifadeleri kullandı: “Bu konuda siyasi iktidarın yasaklarının boşa çıkartılmasının tek yolu, toplumsal muhalefetin güçlerini birleştirmesi ve bu yasanın yaptırımlarına karşı mücadeleyi büyütmesinden geçiyor. Türkiye halkı, muhalefet ve basın bu yasaya boyun eğmeyecek. Kaldı ki bu, Türkiye’de sansür konusunda yapılan ilk düzenleme değil. Daha önce de sosyal medyayı kontrol altına almayı hedefleyen düzenlemeler yapıldı, cezalar verildi. Ama halk bu girişimlere boyun eğmedi. Hangi yasakları getirirlerse getirsinler bu ülkede kalemini satmayacak basın mensupları var. Bu ülkenin toplumsal muhalefeti de her ne ceza verilirse verilsin gerçekleri, doğruları söylemekten vazgeçmez.” AKP’nin izlediği politikalara topyekûn bir direniş yapılması gerektiğini de söyleyen Koramaz, “Bir bütün olarak, ortak bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. AKP’nin, Türkiye’nin her bir sahasını ranta, yandaş sermaye gruplarına açık duruma getirdiği kanunlar düşünülünce buna yönelik topyekûn bir mücadele gerekiyor. Etkilediği kesimlerin fazlalığından dolayı her açılan davada birlik olmak önemli. Ortak mücadelenin yayılması, gündem haline getirilmesi gerek. Basın yayın örgütleri bunun başını çekecekler. TMMOB de bunun içerisinde, yanında olacak” açıklamasında bulundu.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KoramazTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz

***

Faruk Eren (DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı): Yasaklanan haber paylaşılmalı

Sendika olarak mücadeleye devam edeceklerini aktaran DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, şunları söyledi: “Öncelikle cezalar ilk uygulanmaya başlandığı zaman, bir habere yönelik ilk yasak geldiğinde ve kovuşturma başladığında bütün demokrasiden yana yurttaşlar o haberi paylaşmalı. En anlamlı direniş bu olmalı. Yüzbinlerce kişinin paylaşımıyla herkese ceza verilemeyeceği gibi iktidarın getirdiği bu yasak da delinebilir. Biz sendika olarak da yasaklar, soruşturmalar başladığı andan itibaren dayanışma eylemlerimize başlayıp sonuna kadar bu yasanın karşısında olmaya devam edeceğiz.”

DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk ErenDİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren

***

Banu Savaş (Haber-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri): Gazetecilerin korkusu yoktur

Sansür yasasına karşı Medya Dayanışma Grubu ile uzun süredir kampanyalar yürüttüklerini belirten Haber-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Banu Savaş, “Yasayla birlikte haber verme ve alma hakkımız engelleniyor, akla hayale sığmayan “hapis cezası” ile korku-baskı ortamı yaratılıyor. Diğer taraftan vatandaşları ilgilendiren daha büyük sorunlar var. WhatsApp, Twitter, İnstagram gibi sosyalleştiğimiz mecralar, kapanabilir. Onları da ciddi cezalar bekliyor. Sendikalar açısından da zaten grev, basın açıklaması gibi haklarımız yok sayılıyor. Sokaklarda vatandaşa ulaşamıyorduk, artık sosyal mecralarda da ulaşmamızın önü kesiliyor” ifadelerini kullandı. Direnmekten vazgeçmeyeceklerini dile getiren Savaş şöyle devam etti: “Yasanın bazı maddeleri Resmi Gazetede yayımlanması bazı maddeleri de 1 Nisan 2023 itibariyle yürürlüğe giriyor. Seçim öncesi süreçte istenen ortam yaratılabilecek. Yıllardır toplumda yürütülen ırk, din, kültür ötekileştirmelerini herkes biliyor. Biz bunlara karşı direnmekten vazgeçmeyeceğiz. En azından sendika olarak Medya Dayanışma ve paydaşlarımızla birlikte ortak eylemlerimizi sürdüreceğiz. Halkı bilgilendirecek ve bilinçlendirecek yazılı, sözlü propaganda çalışmalarımız devam edecek. Ve dijital dünyada her zaman bir çıkar yol olduğu gerçeği ile yeni kanallar yaratacağız. Zaten gerçek gazeteciler, basın mensupları ve sendikacıların korkusu yoktur, çalışmalarımızı sürecek.”

Haber-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Banu SavaşHaber-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Banu Savaş

***

Gökhan Durmuş (TGS Genel Başkanı): Mücadele için birlik olunmalı

Sansür yasasının toplumun bütün kesimlerini yakından ilgilendirdiğinin altını çizen TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş şu sözleri söyledi: “Bu yüzden bu mücadelenin sadece gazetecilere bırakılması doğru değil. Herkeste “oldubitti” gibi bir hava var. Bunun canlı örneklerini yaşadıkça, mücadelenin biçimi de belirlenmiş olacak. Önümüzdeki günlerde sosyal medyada paylaşımların yargılanmaya başlamasıyla toplum daha net görecek, sonra mücadele değişecek. Konuyu sürekli gündemde tutmak, yasanın aslında sansür yasası olduğunu kamuoyuna göstermek için çalışmalara devam ederek, toplumsal tepkiye dönüştürmek için elimizden geleni yapacağız. Meslektaşlarımızın yargılanması konusunda yanlarında olacağız. Bu yasanın nasıl uygulanacağı da önemli.” Yasanın nasıl uygulanacağının da öneminden bahseden Durmuş, “Bu yasa tek taraflı olarak sadece muhalif kesimlere mi uygulanacak, yoksa dezenformasyonu yayan iktidar cenahı da yargılanacak mı? Bunların da takipçisi olarak gündemde tutmamız gerek” şeklinde konuştu.

TGS Genel Başkanı: Gökhan DurmuşTGS Genel Başkanı: Gökhan Durmuş