Süper Lig’de 2015 – 2016 sezonunun ilk santrası 14 Ağustos Cuma 21.45’te yapılacak. Fenerbahçe ve Eskişehirspor taraftarlarına sezonun ilk heyecanlarını yaşatırken futbolseverlerin hasreti de Şükrü Saracoğlu Stadı’nda sona erecek. Peki stada 17 yıldır ismini veren Şükrü Saracoğlu kimdir?

Şükrü Saracoğlu 1923’te yeni seçildiği Ödemiş Belediye Başkanlığı’nı bırakarak Meclis’e İzmir Mebusu olarak girmiş ve 1950’deki Demokrat Parti iktidarına kadar milletvekilliğini sürdürmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı’nın yanı sıra 1934 – 1950 yılları arasında Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı da yapan Şükrü Bey maç günleri heyecanına engel olamaz, mühim memleket meseleleri konuşuluyorken bile sıkça saatini kontrol ederek maça ne kadar kaldığına bakarmış. Öyle ki İsmet İnönü bile maç saati yaklaştıkça konsantrasyonunu kaybeden Saracoğlu’nu “Şükrü Efendi, haydi siz maçınıza yetişin” diye bakanlar kurulu toplantısından maça yollarmış.

Futbola siyasetin doğrudan ilk müdahalelerinin mimarı Şükrü Saracoğlu 1929 yılında Adalet Bakanıyken bugünkü stadın olduğu arazinin önce İttihatspor’dan alınıp Milli Emlak’a devredilmesini ardından da Fenerbahçe’ye kiralanmasını sağlamıştır. Söz konusu arazinin mülkiyeti 1932 yılında 9 bin lira bedelle kulübe devredilmiştir.

O dönemlerde Fenerbahçe ve Galatasaray iki dost kulüptür. Öyle ki takımlardan biri İstanbul’un karşı yakasına geçtiğinde diğeri tarafından misafir edilir. İki takım arasındaki rekabet zaman içinde dostluğa zarar vermeye başlar. Ve futbolda şiddet memlekette ilk kez 29 Şubat 1934’de Taksim Stadı’nda arz-ı endam eder. Fenerbahçe - Galatasaray müsabakası saha içindeki kavga sebebiyle tatil edilir ve ilk sporda şiddet vakasına tepkiler sert olur. Futbolculara hapis cezası verilmesi bile gündemdedir. Şükrü Saracoğlu’nun devreye girmesiyle hapis cezası önlense de kesilen fatura oldukça ağırdır. “Kurunun yanında yaş da yanar” misali olaylara hiç karışmayan ya da ayırmaya çalışan futbolcular dahi 2 ay boykot cezası alır. Fenerbahçe ağır cezalara ititraz eder, ancak Futbol Heyeti cezaların hafifletilmesine karşı çıkar. Bunun üzerine İdman Cemiyetleri İttifakı’na itirazda bulunulur. Oradan da sonuç çıkmayınca yöneticilerin işi mahkemeye taşıyarak hukuk yoluyla sonuç arayacaklarını açıklaması sporla ilgili siyasileri kızdırır. Spor Teşkilatı yöneticilerinden Doğu Beyazıt Milletvekili Halit Bayrak Fenerbahçe yöneticilerine ömür boyu boykot cezası verirken kulübünün kapanması ve verilen hazine arazisinin geri alınmasına kadar varan tehditler savurur. Siyasi baskı karşısında zorda kalan Fenerbahçe Kulübü Şükrü Saracoğlu’na kulüp üyeliği ve başkanlığı teklif eder, Saracoğlu da “Fenerbahçe gibi yurdun övünç kaynağı bir spor kulübüne hizmet etmek benim için en büyük şereftir” diyerek görevi kabul eder. Bu hamle olumlu sonuç verince de tarih boyunca pek çok kulübün denediği bir yöntem haline gelir.

Şükrü Saracoğlu yönetiminde Fenerbahçe yükselişe geçer. Finansman sorunu ünlü şekerci Ali Muhittin Bey vasıtasıyla çözülür. Her paraya sıkışıldığında çözüm üreten Ali Muhittin Bey (günümüzde de faaliyetlerini sürdüren Hacı Bekir Şekerleri’nin kurucusu) ve Fenerbahçe ilişkisi spor dünyası için dikkat çekici bir yeniliktir. Saracoğlu’nun tek parti döneminde önemli bir siyasi figür olmasının saha içine de etkileri olur. Hakemlere baskının ilk örneklerini onun zamanında görürüz. Oğlunu dahi maça bedava sokmayıp bilet aldıran adam elbette hakemlere Fenerbahçe lehine karar vermeleri için baskı yapmaz. Ancak hakemler bilir ki Saracoğlu’nun takımının aleyhine yapacakları bariz hata hakemlik hayatlarının sonudur.

Şükrü Saracoğlu ayrıca 1946 yılında Başbakanlık kupasını kazanan Fenerbahçe’ye örtülü ödenekten bir kereye mahsus olmak üzere 5 bin lira ödenmesini sağlar. Saracoğlu bunları yaparken motivasyonu kişisel çıkarları değil Fenerbahçe sevgisi olsa da farkında olmadan siyasi menfaat için futbolu kullanma geleneğinin de temellerini atmıştır.

Geçen seneye kadar Fenerbahçe tarihinin en uzun soluklu başkanı olan Şükrü Saracoğlu çıkarttığı Veraset Vergisi’ni sadece gayrimüslimlere uygulaması ve Türkçü söylemleriyle ünlü bir siyasetçi olmasına rağmen 17 yıldır en solcu taraftarlar dahi onun ismini taşıyan stadda takımlarını desteklemekten imtina etmemiştir. Saracoğlu’nun din düşmanı olduğu da söylenir. Öyle ki “Otuz sene daha işi böyle sürdürebilirsek, din meselesini tamamen bertaraf etmiş oluruz” dediği rivayet edilir. Hayatın cilvesine bakın ki memleketin köklü İslamcı sermayelerinden Ülker grubu yaklaşık 100 milyon dolar karşılığında Fenerbahçe Kulübü ile anlaşmak üzere. Gelecek 10 yıl Papazın Çayırı’na Şükrü Saracoğlu Stadı yerine Ülker Arena diyebiliriz.