Gerçekçi bir göçmen politikası bulunmayan AKP, günü kurtarma ve iktidarının ömrünü uzatmanın derdinde. Muhalefette ise kafa karışıklığı hâkim. AKP’nin meseleye yaklaşımının belirsizlik üzerine kurulduğunu söyleyen Dr. Alpman, “AKP pragmatizmi, sorunu daha da büyüttü” diyor.

Saray bekâsı için göçü kullanıyor

Mehmet Emin Kurnaz

Afganistan’daki iç savaş ve gerici Taliban rejiminden kaçan yüzbinlerce göçmenin Türkiye’ye giriş yapmasıyla mülteci sorunu yeniden ülke siyasetinin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Göçmenlerin durumuna ilişkin belirsizlikler sürerken başta sosyal medya olmak üzere milliyetçi-ayrımcı söylemler tehlikeli boyuta ulaştı. Meselenin çözümüne yönelik gerçekçi bir göçmen politikası olmayan Saray yönetimi günü kurtarma ve iktidarının ömrünü uzatmanın derdinde. Muhalefette ise de kafa karışıklığı hakim. CHP’li Bolu Belediye Başkanı yabancı uyrukluların faturalarına 10 kat zam yapmayı planlarken parti içinden farklı tepkiler yükseliyor.

Öte yandan Batılı, emperyalist güçler, göçmen meselesini kendi toprakları dışında, küçük maddi destek verdikleri Türkiye, Lübnan, Ürdün gibi tampon bölge olarak gördükleri sınırlarında çözmeye çalışıyor. Durumu şimdilik kabullenmiş görünen AKP iktidarı ise ülkede nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan Suriyeli mültecilerin yanı sıra gelmeye devam eden yüz binlerce Afgan sığınmacıyı Batı’ya karşı koz olarak kullanmanın yollarını arıyor.

AKP’li isimlerin peş peşe ‘sanayiyi onlar kurtardı’ şeklindeki çıkışları da mültecilerin ülkede ucuz iş gücü görüldüğünün itirafı niteliğinde. İşsizliğin milyonlarla ifade edildiği Türkiye’nin bu sorunu mevcut politikalarla çözme şansı bulunmuyor. Ekonomik krizle birlikte toplumda biriken öfke, tehlikeli biçimde mülteciler üzerine yöneliyor. Din kardeşliği, misafirperverlik gibi iktidarın ortaya attığı tanımlamalar milliyetçiliğin yükselmesine engel olmadığı gibi belirsizlik hali ileride yaşanacak çatışmalara kapı aralıyor.

AKP PRAGMATİZMİ MESELEYİ ÇÖZMEZ

Konuya ilişkin değerlendirmelerini aldığımız Göç Araştırmaları Derneğinden (GAR) Dr. Polat Alpman da AKP’nin göçmen meselesine yaklaşımının belirsizlik üzerine kurulu olduğunu söylüyor. “Hükümet ne yapmak isteiyor? Ne amaçlanıyor? Hangi araçlar kullanıyor? hepsi belirsiz” diyen Alpman, “Ülkenin göç politikası bir tür politik yönelim ise bunun da nihai hedefi her duruma göre yeni bir pozisyon edinebilmek gibi görünüyor. Açıkçası belirsiz olmasının nedeni yönetemiyor olmaları da olabilir. Bizzat bir tercih de olabilir. Bugün Batı’ya karşı bir koz olur yarın İslamcı siyasetin parçası olarak biçimlendirebilir. Yani AKP pragmatizminin pratikleriyle de uyumlu olarak her an şapkadan tavşan çıkabilir” ifadelerini kullanıyor.

Meselenin bir yönünün de AB’nin tutumu olduğuna dikkat çeken Alpman, “AB’nin göç politikaları da AKP gibi eleştirilmeli. Türkiye’nin göçmenleri koz olarak kullanması zeminini hazırlayan zaten AB’dir” diyor. Muhalefetin tutumunu da eleştiren Alpman sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sosyal demokrat olduğunu iddia eden kesimler içinde aşırı sağ ve göçmen karşıtı dilin öne çıktığını görüyoruz. AKP’nin zaten belirsizlik üzerine inşa ettiği göçmen politikası CHP tarafından göçmen karşıtlığı bir retoriğe dönüştürülüyor.”

Acil yapılması gerekenleri sıralayan Alpman sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Dünyada hiçbir ülke milyonlarca insanı bu kadar kısa sürede kendi ülkesine almaz. Acil yapılması gereken şey öncelikle kayıt meselesini ciddiye almak. Geri göndermenin, duvar örmenin bir çözümü yok. Gerçekçi somut politikalar üretmek gerekiyor. Türkiye’nin küresel göç diplomasisinin bir parçası olması gerekli. Gitmek isteyen herkesin hareket edebileceği bir diplomasi gerekiyor ama bu da maalesef felç olmuş durumda.”