Saray yönetimi dümeni Afrika’ya kırdı. Bölgeye yapılacak SİHA satışının iç siyasette başarı olarak sunulmak istendiğini aktaran Akademisyen Alaranta, “Erdoğan’ın başarı hikâyesi anlatmaya ihtiyacı var” diyor.

Saray, bir başarı hikâyesi arıyor

Zilan AKAY

Son dönem Batı ve Rusya ile gerilimler yaşayan Saray yönetiminin yeni rotası Afrika oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-20 Ekim tarihlerinde Afrika ülkelerini ziyaret etti. Angola, Togo ve Nijerya ziyaretleri ile birlikte Erdoğan, Afrika’daki 54 ülkeden 30’unu ziyaret etmiş oldu. Afrika turunun ardından geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Afrika 3. Ekonomi ve İş Forumu’nda yaklaşık 3 bin iş insanı ile bir araya gelindi.

Afrika ile siyasi, ekonomik ve askeri ilişkileri geliştirme girişimi 1998 yılında hazırlanan ‘Afrika’ya Açılım Eylem Planı’ ile başladı. Ancak bu girişim AKP iktidarlığı döneminde benimsendi. 2005 yılının ‘Afrika Yılı’ ilan edilmesi, 2008 yılındaki ‘Birinci Türkiye-Afrika Ortaklığı Zirvesi’ ve 2014’teki ‘İkinci Türkiye-Afrika Ortaklığı Zirvesi’ atılan adımlardan sadece birkaçı...


AKP iktidarı, ticaret hacmini yıllar içinde artırarak çok sayıda şirket ve kurumla işbirliği içerisinde rotasını Afrika’ya çevirdi. Türkiye’nin 2002’de Afrika’daki büyükelçilik sayısı 12’ydi, bu sayı 2021 itibarıyla 43’e çıktı. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Afrika kıtasıyla ticareti 2002 yılında 4,3 milyar seviyesindeyken, 2020’de yaklaşık 25 milyar doları aştı ve Afrika’daki yatırımları ise 7 milyar dolara yükseldi. Rotayı Afrika’ya çeviren Erdoğan’ın “Afrika’da bile gittiğim her yer bizden İHA, SİHA ve AKINCI istedi” sözleri yandaş medyası tarafından başarı tablosu olarak verildi.

AFRİKA GEZİLERİ UZUN BİR GİRİŞİMİN PARÇASI

İktidarın yıllar önce insanı yardımlarla girdiği Afrika’da asıl amacın ekonomik çıkarlar olduğunu dile getiren ‘Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Türkiye’nin dış politikası ve Afrika ilişkilerinde uzman akademisyen Toni Alaranta, Türkiye’nin Afrika’da nüfuz alanını genişletme nedenini BirGün gazetesine değerlendirdi.

Erdoğan’ın Afrika gezilerine ilişkin konuşan Alaranta, “Bu yeni gezi gerçekten de Afrika’da siyasi ve ekonomik etki kazanmaya yönelik daha uzun bir girişimin parçası. Bu girişim Somali, Libya ve Sudan’da daha en ileri düzeydedir ancak iktidarın bu ülkelere de yayılmak için açık bir istekte olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Sahra altı Afrika’da Türkiye, Kuzey Afrika ve Afrika Boynuzu’ndaki ile aynı düzeyde ağlara sahip değildir. Artan ticaret hacmi, Türkiye’nin AKP’yi destekleyen muhafazakar iş girişimleri için giderek yükselerek yeni pazarlar aradığını gösteriyor. Mümkün olan her yerde İslami dayanışma söylemi kullandıklarını da görüyoruz. Ayrıca Afrika pek çok devlet için elbette çekici bir bölge, ancak Nijerya ve Somali gibi bazı ülkeler de çeşitli militan grupların yabancılara saldırması nedeniyle risk altında. Örneğin Nijerya’da Türkiye’den giden iş insanları kaçırılmıştı” ifadelerini kullandı.

saray-bir-basari-hikayesi-ariyor-936351-1.
Akademisyen Toni Alaranta - Finlandiya
Uluslararası
İlişkiler Enstitüsü



Afrika ile ilişkilerde Fransa’nın tedirginlik yaşadığını kaydeden Alaranta, şöyle konuştu: “Fransa ve Türkiye uzun süredir rakipler ve bu Afrika’yı da ilgilendiriyor. Doğu Akdeniz’den Ortadoğu’ya, Libya’dan ve Afrika’nın birçok yerine, Türkiye ve Fransa jeopolitik rakiplerdir. Fransa, Fransız Devrimi’nin ideallerine dayalı evrensel olarak anlaşılan ‘Fransız istisnailiği’ meylediyor, oysa Türkiye’nin AKP rejimi kendisini İslam medeniyetinin önde gelen temsilcisi olarak algılıyor ve Afrika’ya meylediyor. Ortada cumhuriyetçi ulus-devlet paradigması ve ‘manevi’ liderlik iddiaları var.”

BÜYÜK BİR BAŞARI OLARAK SATILACAK

Alaranta, Afrika ülkelerinin SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı ) talep etmeleri iddialarına ilişkin, “Türkiye önde gelen üreticilerinden biri veya askeri dronlardan biri haline geldi. Orta Asya’dan Afrika’ya ve Doğu Avrupa’ya kadar birçok ülke Türk İHA’larına ilgilerini dile getirdi. Birçok ülke, silah ihracatını çeşitlendirmek isteyen çok sektörlü bir dış politika arayışında. Türkiye’nin kendisi de bu ülkelerden biri ve savunma sanayi ürünlerine yeni pazarlar bulmaya da hevesli” dedi.

Dış politikadaki herhangi bir başarının pek çok cephede işler ters gittiği için Erdoğan hükümeti tarafından memnuniyetle karşılandığına dikkat çeken Alaranta, şunları aktardı: “BAE, Mısır, Suudi Arabistan vb. ülkeler ile normalleşme girişimleri var. Türkiye, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini ilerletebilirse, bu diğer birçok ülkeyle bozulan ilişkilerinde bir nevi telafisi olabilir. Erdoğan’ın hükümeti, anketlerde daha büyük destek gören muhalefetin Millet koalisyonuna gerçekten de yurt içinde ciddi bir şekilde meydan okumaya çalışıyor. Bu anlamda Erdoğan, destekçilerine iyi haberler sunmak ve bulmak için can atıyor. Yani herhangi bir Afrika ülkesi, Türkiye’den silah satın almak isterse, bu yerli destekçilere büyük bir başarı olarak satılacaktır.”