Halkın taleplerine kulak tıkayan iktidar nefes almanın yollarını arıyor. Maaş zammı, EYT, ek gösterge hamleleri ile içeriye mesaj verilirken sıcak paraya ihtiyaç duyan hükümet, ülke varlıklarını Körfez sermayesine sunuyor.

Saray’ın rahat nefes arayışı

POLİTİKA SERVİSİ

Ekonomik kriz ve yükselen enflasyon yurttaşın alım gücünü düşürürken ‘geçinemiyoruz’ diyen milyonlar hükümeti köşeye sıkıştırdı. Halkın taleplerine yıllardır kulak tıkayan iktidar seçim atmosferinin de etkisiyle nefes almanın yollarını arıyor. İçeride bilindik vaatlere sarılan hükümet dışarıda ise sıcak para arayışına yöneldi. Bir yandan maaşlara yüklü miktarda zam yapılacağı algısı oluştururken, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT), 3600 ek gösterge gibi her seçim öncesinin vaatleri yeniden gündeme getiriliyor. Faiz indirse de yabancı yatırımcıyı ülkeye çekemeyen iktidarın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerine yaptığı ziyaretler de sıcak para girişine duyduğu ihtiyacı ortaya koyuyor. Hükümet, bir yandan yeni ekonomi modeli söylemiyle kontrolün kendinde olduğunu anlatmaya çalışırken öte yandan ülke varlıklarını Körfez sermayesine sunuyor.


İçeriye yönelik her seçim öncesi gündeme gelen bazı hamleler şöyle:

Asgari ücret: TL’deki değer kaybı devam ederken enflasyon yükseliyor. Marketler fiyatlara etiket yetiştirmekte zorlanıyor. Asgari ücret açlık sınırı seviyesine kadar geriledi. Hükümet ile sendikalar arasında asgari ücret toplantıları sürüyor. Hükümet, asgari ücrete beklenenin üzerinde zam yapacağı yönünde algı oluşturuyor. Yandaş basından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Asgari ücret 4 bin liranın altında olmasın” dediği şeklinde haberler yayılıyor.

EYT yeniden gündemde: Kamuoyunda "EYT’liler" olarak bilinen ‘emeklilikte yaşa takılanlar’, bugüne kadar pek çok kitlesel eyleme imza attı. Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran’a göre EYT’lilerin sayısı 5 milyon 400 bin kişi. Neredeyse her seçim döneminde hatırlanan EYT’lilerin bugünlerde yine gündemde olması şaşırtıcı değil. Erdoğan 2018’de EYT’lilere sert çıkan açıklamalarda bulunsa da bugün Saray ve destekçileri, 2023’ten önce EYT’lilerin sorununun çözüleceğine ilişkin bilindik sözler vermeye başladı.

3600 ek gösterge: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018’deki seçim vaatlerinden biri de polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerinin emeklilik ek göstergelerinin 3600’e çıkarılmasıydı. Henüz buna ilişkin ortada somut bir çalışma yok. Ancak Erdoğan’ın daha önce yaptığı açıklamada "Öğretmenlerimizi de kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz" ifadelerini de bir seçim yatırımı olarak değerlendirmek mümkün.

Memura zam: Daha önce 2022 için yüzde 5+7, 2023 içinse yüzde 8+6 oranında zam veren iktidar, memurlara ek protokol hazırlığına girdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, "Tüm kamu personelimizi kapsayacak şekilde enflasyon farkının üzerinde bir sosyal refah düzenlemesi olarak yapılacaktır" denildi.

Emekliler: Hükümet kanadından aylık iki bin TL’nin altında seyreden İşçi ve Bağ-Kur emekli aylıkları için de yeni düzenlemeler yapılacağı iddia ediliyor.
Merkez Bankası faiz indirimi: Döviz yükselirken Merkez Bankası’nın faiz indirimleri ateşe benzin taşıdı. Hükümet, TL’nin değer kaybetmesiyle ihracatta nispi bir artış yaşanmasını planlıyor. İstihdam yaratma ihtimali ile seçim öncesi hükümeti rahatlatacak bir beklenti oluştu. Öte yandan yeni ekonomi politikası, Çin modeli gibi bir takım söylemler ortaya atılıyor.

Dışarıya yönelik atılan adımları ise şöyle sıralamak mümkün:

BAE görüşmesi: Saray yönetimi, ilişkilerin uzun yıllar gerilime sahne olduğu BAE ile arasındaki buzları eritme çabasına girdi. Türkiye’ye gelen BAE Veliaht Prensi ve fiili lideri Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’la yapılan görüşmenin ardından iki ülke arasında anlaşmalar yapıldı. Görüşmenin ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile BAE Merkez Bankası arasında, merkez bankacılığı konularında ‘iş birliğinin geliştirilmesine zemin oluşturmak’ amacıyla bir mutabakat zaptı imzalandı.

Katar Ziyareti: Erdoğan, Türkiye - Katar Yüksek Stratejik Komite 7. Toplantısı’na katılmak üzere geldiği Doha’da Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından iki ülke arasında 15 anlaşma imzalandı. Görüşmelere damga vuran konu ise Katar Katarlı mevkidaşı Şeyh Muhammed Abdulrahman El Sani ile basın toplantısı gerçekleştiren Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na, “Katar, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kaosa nasıl katkıda bulunabilir? Acaba Katar’a, bir mali destek mi talep etmeye geldiniz?” sorusu yöneltildi. Soruyu eleştiren ve “Öyle bir tablo çizdiniz ki Türkiye ekonomisi tamamen bitmiş, tükenmiş gibi” diyen Çavuşoğlu, Katar’a ‘spesifik olarak para için gelmediklerini’ öne sürdü.

Suudi Arabistan ve Mısır: Her iki ülkeyle de ilişkileri düzeltmeye çalışan hükümet yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Yanda Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, dünkü yazısında, BAE’den sonra Mısır ve Suudi Arabistan’la da ilişkilerin normalleşmesi yönünde gelişmeler yaşanacağını belirtti. Acet, iddiasını “üst düzey” dediği bir Türk yetkilisinin açıklamalarına dayandırdı.

***

Kurumlar peşkeş mi çekildi?

BAE hükümet yetkililerinden oluşan bir heyetin, Türkiye’nin savunma sanayisiyle olası işbirliğini görüşmek üzere Ankara’da olduğu iddiasına ilişkin tepkiler sürüyor. Konuyu Meclise taşıyan CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, heyetin ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ gibi milli güvenlik için stratejik kurumlardan hisse satın alacakları iddiasını hatırlattı. Antmen, “Ülkemiz güvenliği için çok önemli olan ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ’ın, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri veya başka bir ülkeye satılacağı iddiaları doğru mudur? Doğruysa bunun ülke adına çok vahim, hatta Türkiye’ye ihanet olacağı açık değil midir?” diye sordu. ASELSAN yönetimi söz konusu iddiaları yalanladı.