Google Play Store
App Store
Saray kendi hukukunu yaratmanın peşinde
Fotoğraf: AA

Politika Servisi

Saray rejimi, muhalefeti sindirmeye yönelik operasyonlarda yargı sopasını elinden bırakmazken, uygulamaya koyduğu politikaların hukuki zeminlerini de oluşturmaya çalışıyor.

Son olarak TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda 15 Ocak’ta kabul edilen 21 maddelik Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri dün TBMM Genel Kurulu’na getirildi. Kanun teklifinde özellikle yer alan iki madde, rejimin yeni dönemi için hukukun kullanışlı bir hale getirilme çabası olarak değerlendirildi.

ERDOĞAN ATAYACAK, BAŞKAN DENETLEYECEK

Buna göre kanun teklifiyle beraber kurulun başına AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından atanacak kişi, mahkeme kararı olmaksızın gerekli gördüğü durumlarda ilgili kurum ve kuruluşların siber güvenlikle ilgili faaliyetlerini denetleyebilecek, mahallinde inceleme yapabilecek veya yaptırabilecek. Veri sızıntısına ilişkin algı oluşturma faaliyetlerinde bulunanlar hakkında ise iki yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Ayrıca, yetkili mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi, belge, yazılım, veri ve donanımı vermeyenler veya bunların alınmasına engel olanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

AKP ve MHP kanun teklifini "milli güvenlik" ve "milli beka" ifadeleri üzerinden savunurken muhalefet kanadından teklife tepkiler yükseldi.

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan siber güvenlik adı altında insan hakları ve demokrasinin temel kavramlarından uzaklaşılmaması gerektiğinin altını çizdi. Ceylan, kanun teklifiyle Siber Güvenlik Başkanına olay mahallinde arama yapma, kopyalama, el koyma gibi izinlerin verilmesinin sakıncalı olduğunu, bunun, kişisel hak ve özgürlükleri hiçe sayacak bir yetki olduğunu ifade etti.

KENDİLERİNE GÜVENCE İSTİYORLAR

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk Özen de teklifin muhalefete yönelik saldırıların bir parçası olabileceğinin altını çizdi. Özen, "Yasama organının ister siber uzamda ister gerçek dünyada olsun bir ülkenin ulusal gücüne yönelmiş tehdit ve saldırılardan koruma vadedebilmesi için her şeyden evvel o yasama organının özgürce ve her bir politik bileşeninin fikir ve eylem yeteneğine saygı temelinde işletilmesi, buna izin veren rejimden söz edilebilmesi gerekir. Şimdi, bu var mı ki yasa teklifindeki tehdidin anladığımız biçimde bir tehdit olmadığını anlayalım." ifadelerini kullandı.